Emek, yemek, demek.

"Yazmayım" diyorum. Ama yazıyorum. Kimse kafama silah dayamıyor "İlla da yazacaksın" diye.

Önce kağıt-kalem yazardım. Ama ne zaman mürettipliğe başladım (1984 sonrası). Kağıt-kalem tarih oldu. Direkt kumpas ve hurufatlar tarihi başladı. 1984'ten 2000 yılına (mürettipliği bırakıp bilgisayara geçiş ile) kadar hiç bir yazımda önceden kağıt-kalem kullanmadım. Aldım elime kumpası, geçtim hurufat kasasının başına başladım yazmaya. Bir kumpas, iki kumpas, üç kumpas, dört kumpas ve daha Kadınfazlası (her kumpas yedi sekiz satırdır) dizdim.

Sonrasında yazı gerektiğinde direkt bilgisayar başına geçip yazdım. Bugüne kadar hiç kimse "şunu yazacaksın" ya da "bunu yazacaksın" veya "şunu yazmayacaksın" ya da "bunu yazmayacaksın" demedi. Diyenler de edepsizliklerinden dediler. Çünkü yazara saygı edeptendir.

İşte "Yazmayım" diyorum. Ama yazıyorum yine de. Kimse kafama silah dayamıyor "İlla da yazacaksın" diye. Arada bir hocama danışsam da yazıyorum.

Yazdıydım, yazmadıydım. Bir bakıyorsun ki yazdığın yazdığın ile kalıyor. Yazmadığın, yazmadığındır.

Ne ise emekli konusu gündemde bugünlerde; "zam zamanı geliyor ya". Sahi biz emekliler ne kadar zam alacak? Yüzde 5, 10,15, 20 veya fazlası? Gönül ister ki, "adam" gibi yaşatacak bir artış olsun. Ama sadece "gönül" istiyor. Ne demişler, "isteyenin bir yüzü", "vermeyenin iki yüzü" "kara" derler de "bence herkes zenci" desem "ırkçılık" mı yapmış olurum. Bilmem.

Bu toplumda "emekli olmak", "emekliye ayrılmak" çok farklı değerlendirilir. "Sen zaten emeklisin" bakışı, "emekliyi" zaten "üçüncü sınıf" gösteriyor. Şimdi bir de beklenenin üstünde zam aldık mı milletin diline pelesenk oluruz, Allah korusun. Az olsun bizim olsun, diyeceğiz artık.

Nasıl olsa 35-40 yılın ardından emeklinin maaşının 3 binden az olması beklenmiyor. Artık bir yemek yeriz. Eee. "Emeğin" yanına da "Yemeği" unutmayın…

Yazdım da ne oldu. Başım göğe mi erdi sanki…

Emek, yemek, demek.

Arkası başka zaman inşallah. Şimdi anladınız mı?

Her ne kadar kendi meslektaşlarım dahi emeklinin sıkıntısını anlamazsa da bu iş böyle: Yani “Emek”, artık “yemek” demektir. Rabbim ağız tadıyla yedirsin. Emekliliğimizi çekemeyenler de bildiği gibi yapsın.

Editör: TE Bilisim