"İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz)"

Yıl 1996.. Kısa dönem askerlik görevimin son iki aylık süresi için Amasya'daki tugaydayım.

Bir süre sonra 77/1 uzun dönem acemiler geldi. İçlerinden biri hemşehrimizmiş. 76/4 usta bir asker, "abi hemşehrin geldi" dedi. Kimmiş neciymiş derken getirdi karşıma.

"Nerelisin?" diye sordum. "Kahramanmaraşlıyım" dedi. "Neresindensin" soruma "Sır'dan" deyince heyecanlandım. "Kimlerdensin, adın soyadın nedi?" Kimlerden olduğunu soylemedi ama adını soyadını söyledi.

Düşündüm, o soyisimden köyde kimse yoktu. Birkaç soru daha sordum. "Fatmalı'dan" deyiverdi. Tabi ben dellendim.

"Oğlum. Sır nere, Fatmalı ner? Arada 6-7 köy var…" dedim. Asker, gayet ciddi: "Komutanım, bizim orda  Aksu köprüsünü döndün mü her yere Sır derler." dedi.

O güne kadar öyle bir şey bilmiyordum.

Böylece Aksu köprüsünü döndükten sonra Hacı Mustafa Çiftliği, Cücel, Kurtlar, Önden, Zeytindere, Fatmalı, Kızıldamlar, Hartlap, Karadere, Büyüksır, Küçüksır, Sandıklı, Gölpınar ne kadar köy (mahalle) varsa topunun adı Batı Köyleri olsa da genel olarak "Sır" diye belledim. yanıldıysam da hoşgörünüze sığınıyorum.

Teskereden bir süre sonra da Kahramanmaraş Aksu gazetesini, günlüğe çevirmek üzere işyeri değiştirdim. Bir ay sonra da gazetenin ismini Kahramanmaraş Yorum olarak değiştirdik.

Gazetede gün geçtikçe yazar sayısı da artıyordu. Ki, Pazarcık İlçe Müftüsü İmran Kılıç da onlardan biriydi.

Zaman içerisinde İmran Hocam ile daha samimi olmaya başladık. Dini yazı, makale, şiir yazıyordu.

Akşam Postası'nın yayınına başladığımızda da İmran Hoca'nın yazılarını bu gazeteye de aktardık.

Ki, bu süreçte babamın ahirete intikalinden sonra İmran Hocam, haftalık yazı getirdiğinde Azvural İşhanı Kat 1'de bulunan ofise de gelerek, hem baş sağlığı diledi. Hocam, Kur'an okuyarak dua da etti. Sağolsunlar.

Hocam'ın Cüceli'den olduğunu öğrendiğimde de sevgim bir o kadar artmıştı.

Sonra işyeri ve gazete değiştirdim. İki kez. Her ikisinde de patronların tavrına rağmen yazılarını ve şiirlerini yayımlamaya devam ettim.

Sonra emekli oldum ve gazetelerden bir süre uzak kaldım.

O günlerde Hocam, AK Parti'nin adayı oldu. Şimdi yıkılma durumu konuşulan il özel idaresi iş hanının arkasındaki çay ocağında  çay içip sohbet ettik.

Nasip oldu, Hocam milletvekili seçildi. Sonra bir daha seçildi.

Her canlının ölümü tadacağı gerçeği henüz 64 yaşında İmran Kılıç'ı da buldu.

Rabbim rahmeti ile muamele eylesin. Cennetinde ağırladı. Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) komşu eylesin.

Kılıç ailesinin, Cüceli'nin, Onikişubat'ın, Kahramanmaraş'ın, Türkiye'nin başı sağolsun. AK Parti'nin ve siyasetin acısını paylaşıyorum.

Ya Rabbi onu salihlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuğuna iyilikler ihsan et, bizi de onu da mağfiret et (Amin)

Tüm geçmişlerimiz için İmran Hocam için ve bilhassa Allah rızası için El Fatiha...