Ben başkası gibi, “Hayrettin Güngör’ü şu kadar yıldır tanıyorum” diyemem.

Desem de “depedüz” yalan olur.

Zaman içerisinde kullandığımız haberlerde bile resmine pek dikkat etmemişimdir.  Daha önce çalıştığım gazetelerde bir çok kez haberini yapmışımdır, kullanmışımdır. Bunda kuşku yok, arşivler ortadadır.

Güngör ile ilk karşılaşmam, yerel seçimler öncesinde adaylığını Cumhurbaşkanı açıkladıktan sonra olmuştur. İsminin açıklanmasından sonra çalışmalar için geldiği Kahramanmaraş’ta ziyaretleri sırasında tanıdım.

Partisinin Tanıtım ve Medya Başkanı olan İl Başkan Yardımcısı Hakan Dereli’nin organize ettiği program dahilinde Serhat Topalca, Gökhan Dökücü, Adem Gemci, İsmail Koyuncu ve Osman Tuğrul Tuğ kardeşlerimizin de katılımı ile büromuzda gerçekleşen ziyarette ilk kez canlı canlı gördüm ve elimi sıkmasına mazhar oldum.

İçtenlikli sorularına aklımızın yettiği kadar cevap verdik, sorduğumuz sorulara da bir bürokrata yakışır şekilde cevap verdi.

Ardından da seçim dönemindeki ilçe belediye başkan adayları ile yaptığı projelerini tanıttığı toplantısına katıldım, Güngör’ün…

Gün oldu, zaman geçti ve Hayrettin Güngör, Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu.

Ardından da bizler (Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti Üyeleri), ‘Hayırlı olsun’ ziyaretine gittik. İşte ne olduysa o ziyaret sırasında oldu. Misafire olan tutumunu beğenmediğim için bir yazı kaleme aldım (meraklısı için yazının linki: https://www.marasposta.com/bir-ziyaretin-dusundurdugu-makale,121.html).

Sonrasında bir takım gelişmeler yaşandı ve ben de uzaktan izlemeyi yeğledim.

İlk meclis toplantısına da gittim.

Birkaç programda karşılaştım. El sıkıştık. Hepsi bu kadar…

**

Düşündüğüm şuydu ki, halen de aynı düşüncedeyim:

“Güngör, ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından Kahramanmaraş’a büyükşehir belediye başkanı için düşünülmüş, yani boş biri değil… Tek sıkıntısı, yıllardır yaptığı görev ile bugün oturduğu koltuğun farklılığıdır. Yani yıllardır bürokrattı, şimdi başkan… Elbette sıkıntı olacak. Çünkü, yıllardır yaptığı görev ile bugünkü görevi arasında hareket olarak deniz kenarından en yüksek dağın zirvesine kadar olan bir fark vardır. Biri verilen ya da yapılması gereken görevin icrasıdır, diğeri de daha çok siyasete (Cumhurbaşkanımızın deyimi ile gönül işidir) yönelik bir sorumluluktur. Elbette bu iki görev arasında önemli fark olacaktır. Zaman, Hayrettin Güngör’ü toplumun içine itecek, toplumu da Hayrettin Güngör’e yakın edecektir. Beklemek en iyisidir.”

**

Güngör’ün göreve başlamasının üzerinden yaklaşık 8 ay geçti.

Bu süreçte özellikle belediyenin teşkilat yapısına el attı. Mevcut daire başkanlığı sayısının azaltılmasını sağladı. Bir kısım personel değişikliğine gitti. Bir kısım personeli de Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’ne kazandırdı.

Bu daha da devam edeceğe benziyor.

Bugüne kadar hiçbir icraatını eleştirmedim, eleştirmem de zaten… Çünkü, öncelikle üstlendiği görevin gereğini yerine getiriyordur.

Ama şu da bir gerçektir ki, eleştirmek gerektiğinde eleştirilir de… Benim açımdan eleştirmekten ziyade yaptıklarına bakmak gerekecek.

**

Güngör, yıllardır birlikte çalıştığı bazı isimleri Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’ne kazandırdı.

Ki, bu isimler içerisinde en dikkat çektiğimi isim KASKİ Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirilen Taner Büyükardıç olacak.

Taner ile yıllar önce farklı gazetelerde de olsa, kumpas sallıyorduk, kurşun harfler diziyorduk. Taner düz lise mezunu, ben ticaret lisesi mezunuyum. Ben, Ahmet Yaşar Başer’in yanında Maraş’ın Sesi Gazetesinde mürettip iken; Taner de Ali Fahri Şirikçi’nin Kahraman Kent Gazetesinde mürettipti…

Birçok arkadaşımız var ortak: Devrim Başer Şükrü Nalkesen, Mehmet Sürücü, merhum Erol Gevşek (Kütükçüoğlu), Şahin Efe, Suat Yenipınar…

Babası Hacı Büyükardıç’ı da tanıyorum. Kardeşleri Mustafa ve Osman ile de mesai arkadaşlığım var. Osman ile de aynı matbaada çalıştık.

Şükrü Nalkesen’in haftalık Hakimiyet Gazetesi’nde Taner Büyükardıç, sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptı. Taner’in üniversiteye gitmesinin ardından da o görevi bizzat üstlendim.

Taner, her ne kadar Şıhturan’da doğdu ise daha sonra bizim Nahırönü’nde (Dumlupınar) yetişti.

Üniversiteyi bitirdi ve ardından da göreve başladı. Biz de üniversiteyi dışardan okuduk ama bu işten kopmadık, kopamadık.

Şahin Efe, “Ede, Taner gelmiş, KASKİ’de göreve başlamış. Randevu aldım, bir gidelim ‘Hayırlı olsun’ diyelim” dedi. Arkadaşlar gittiler Taner’e ama ben gidemedim (ev taşımam nedeni ile). Hala beklendiğimi de biliyorum Taner tarafından…

Geçenlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Güngör’ün ilk kez düzenlediği basın toplantısı için Pınarbaşı’ndaydım. Orada arkadaşlarla tokalaştım, ardından da Mustafa Uzunlar’ı görünce yanına gittim. Hal hatır sordum, Uzunlar “KASKİ Genel Müdür Yardımcımız” diyerek karşısındaki kişiyi tanıştırmak isteyince döndüm ve “Aaa Taner… Ede hayırlı olsun” diyebildim. Kucaklaştık, hasbihal ettik. Ardından Devrim Başer ve Kemal Sayın geldiler. Merakla bekliyordum. Aynı tavrı Devrim abi de gösterdi; “Aaa Taner…”

Sonrasında içeri geçtik, toplantı da Güngör’ü dinledik.

Vedalaşırken, Taner ile görüşme dileğinde bulunduk.

**

Güngör’e teşekkür etmek gerekir, bu konuda…

Çünkü Taner hem Güngör’ün yıllardır arkadaşı, hem de bizi (basını) eskiden beri bilen (yenileri pek bilmeyebilir) bir kişi…

Umarım hem Güngör için, hem Taner için, hem Kahramanmaraş için iyi olur.