Seçime artık sayılı günler kaldı.

31 Mart sabahı oy sandığına gittiğimizde önümüzdeki 5 yıl süreyle görev yapacak; büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı, ilçe belediye meclis üyesi, mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti (aza) için oy kullanacağız.

Seçimler nedeniyle de hareketli günler yaşıyoruz.

Hem Cumhur İttifakı, hem Millet İttifakı, hem diğer siyasi partiler, hem bağımsız adaylar hem de muhtarlık için büyük çekişme izleniyor.

Bu günlerin en çok sorulan sorusu da şu:

“Seçimlerde ne olur?”

Yani geleceğimizi şekillendirecek bir sorunun cevabını arıyoruz hep birlikte…

Cevap ise çok basit:

“Vallahi siz bizden iyi biliyorsunuz?”

Doğrusu da bu zaten… Çünkü, kimse oy kullanmaya gittiğimizde sandık başında silahını kafamıza dayamıyor…

Seçmek için kimi, hangi partiyi uygun buluyorsak oyumuzu kullanıp çıkacağız.

**

AK Parti, doğrusu Cumhur İttifakı Kahramanmaraş’ta bu seçimlerde çalışma olarak ağır basıyor.

Çünkü mevcutta bu ittifakın 7 vekili var.

1’i büyükşehir olmak üzere 11 de belediye başkanı var.

Hepsi sahada, harıl harıl çalışıyorlar.

Mahir Ünal, Celalettin Güvenç, Ahmet Özdemir, İmran Kılıç, Mehmet Cihat Sezal, Habibe Öcal ve Sefer Aycan her gün sahadalar…

Mahir Ünal, bulunduğu konum itibari ile diğer illeri de kapsayan genel siyasetinin yanında programa göre Kahramanmaraş’ta kendini hissettiriyor…

Merkez ilçelerin yanısıra diğer ilçelerin belediye başkanı ve adayları da bölgelerinde çalışmalarını sürdürüyor…

Millet İttifakı da, 1 vekil ve bazı aday adayları ile seçmenin karşısına çıkıyor.

Diğer partiler de öyle… Vekilsizler ama adayları adeta seferber olmuşlar… Kazanma umudu olmasa da, ‘kazanırız’ umuduyla seçmeni etkilemeye çalışıyorlar.

**

Elbette iktidarın avantajı her zaman vardır.

Bu hem siyasi olarak, hem diğer seçilmişler (dernek, vakıf, oda, sendika) için geçerlidir.

Zaten seçimde, iktidarda olanlar yarışa bir, hatta iki, kimi zaman üç adım önde başlıyor. Bu yadsınamaz bir gerçektir…

Siyasi seçimlerde elbette önceki genel ve yerel seçimlerin etkisi, yapılacak seçimlere büyük etki ediyor. Geçmişte alınan oy oranları, büyük oranda yapılacak seçimlerde de tahmin yapmakta zorlamıyor insanı…

Tamam.

Ülkemizde yaşanan sıkıntılar göz ardı edilemez. İktidara bir tepki var, olacaktır da… Ama sıkıntıların asıl kaynağını seçmen olarak doğru tespit etmeliyiz.

**

Seçim anlıktır.

Yani sandığa gider, oyumuzu kullanırız. Topu topu 3-5 dakikalık bir zamandır bu süreç…

Sonrasında hayatımıza bakarız.

En sıradan olarak gördüğümüz muhtarlık seçimlerinde bile özellikle kırsal alanlarda sıkıntılar olabilir.

Küçücük yerleşim birimlerinde çok sayıda aday kendini seçmene anlatmaya çalışıyor.

Hısım-akraba, dost-arkadaş adeta ‘düşman’ kesiliyor nedense seçimler öncesinde, sırasında ve sonrasında…

31 Mart’ta oylarımızı kullanacağız ama 1 Nisan sabahı da insanlarla yüzyüze bakacağız.

Karalamalar, iftiralar kırla gidiyor…

Değer mi?

**

Neyse…

Kahramanmaraş’ta siyasi parti teşkilatları ve bağımsız adaylar seçimi büyük bir zaferle kapatmak için adeta seçmeni kuşatmış durumda…

Esnaf ziyaretleri, programlar, mahalle toplantıları, geziler kırla gidiyor…

Peki ya sonrasında…

İşte düşündüren gerçek bu…

Kendi adıma söylemek istiyorum: Seçime yakın beni hatırlayıp, seçimden sonra hatırımızı bile sormayanlar, derdimizi dinlemeyenler, çare olmayanlar biraz daha düşünsün…

**

Şöyle demek geçiyor içimden:

“Amaann… Ben ne düşüneyim? Onlar düşünsün…”

Pardon.

Dedim bile…