Siyaset nedir?

Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlük’ü, internet sitesinde ‘siyaseti’ şöyle tanımlıyor:

“siyaset

isim (siya:set) Arapça siyāset

1. isim Politika

2. Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış”

Peki ‘politika’ nedir?

Yine TDK’nın internet sitesi şu tanımları ortaya koyuyor:

“politika

isim (politi'ka) İtalyanca politica

1. isim Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü, siyaset, siyasa

2. Davranış biçimi, düşünce yapısı

3. Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme”

**

TDK’nın bu tanımlarından şu anlamı çıkarabiliriz, bize göre:

“Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış” ya da “bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme”

Elbette sizler de farklı anlamlar çıkarabiliriz:

Malum, yerel seçimlere yaklaşıyoruz; 31 Mart 2019 Pazar günü sandık başına gideceğiz.

Bugünlerde ‘siyaset’ biraz hareketli, yakında daha da ivme kaydedecek.

Önce şunu bir kabul edelim:

Bugün ülkemizde faaliyet gösteren siyasi partilerin hepsi, Siyasi Partiler Kanunu’na göre kuruluyor.

Bu nedenle de partileri farklılaştırmamak gerekiyor.

Benim düşüncem şu:

Madem ülkeyi daha iyi günlere taşıyacağız, neden ayrışıyoruz?

**

Tüm siyasi partiler bir araya gelerek ülkemizi daha ileriye taşıyacak olan uygulamaları getirebilirler.

**

Türkiye’de en eski siyasi parti, kuruluş itibariyle CHP’dir.

CHP’nin internet sitesindeki parti tarihçesinde şu ifadeler yer alıyor:

Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.

1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Partinin amblemi olan 6 ok bu ilkeleri simgelemektedir.

Şu anda ülkenin en büyük partisi ise AK Parti’dir.

14 Ağustos 2001 tarihinde kurulmuştur. Katıldığı ilk genel seçimlerden itibaren de bugüne kadar ülkenin yönetimindedir.

Ülkemizde son 17-18 yılın iyisinin de kötüsünün de hesabını verecek olan AK Parti’dir.

Ancak bugün hemen her alanda yaşanan olumsuzlukların nedenini de sadece AK Parti’ye yüklemek sadece ‘haksızlık’ olur.

Yıllardan bu yana 18-19 yıl öncesine kadar ortaya konan ve adeta kronikleşen olumsuzlukların sebebi de önceki dönem siyasi partilerdir.

**

“Yiğidi öldür, hakkını inkâr etme” diyor atalarımız.

2002’de AK Parti iktidara gelirken ülkenin yaşadığı sorunları ve çıkmazları, bugün yaşları eren çok iyi bilir…

Bir anayasa kitapçığı meselesinin ardından ekonomide yaşanan çalkantılar ülkeyi batma noktasına getiriyordu, oysa bugün ülke daha iyiye doğru yol alıyor.

Önceden dış güçlerin adeta emrinde olan ülkemiz yöneticileri, bugünkü yöneticileri gördüğünde acaba ne düşünüyorlar?

Kuyrukta muayene ve ilaç sırası gelmeyen SSK hastaneleri yerine tüm devlet-özel hastaneler, karayollarından adeta kaymak gibi yollara, havaalanlarından köprülere…

Ama hayat pahalı…

Onüç-ondört yaşlarında iken yağ, şeker, gaz kuyruğundaydım… Belki ucuzdu ama yoktu ki…

Günlerce fırında çörek sırası bekler gibi, yağ kuyruğunda bekliyordum.

Gaziantep’e 2, Adana’ya 6 saatte gidiyordum. Şimdi Ankara’ya bile 45 dakika 1 saatte ulaşıyorum…

Askerdeki ağabeyime telefon açmak için 3 gün bekliyorduk, şimdi hepimizin cebinde çift hatlı telefonlar var…

Elbette her cefanın bir sefası vardır…

Bugünleri de aşarız.

Yeter ki bir olalım.

Ayrılığı gayrılığı bırakalım…