Yarın ‘bayram’… Ama, ‘hayat devam ediyor!’

İnancımıza ve kültürümüze göre üç bayramımız var:

Cuma.

Ramazan.

Kurban.

**

Cuma, haftanın günlerinden biridir.

Perşembe’den sonra, Cumartesi’den önce gelir.

O gün kılınan namaz da, İslami açıdan günün önemini ortaya koyar…

Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Her kim önemsemediği için üç Cumayı terk ederse, Allah onun kalbini mühürler.” (Ebû Davûd, Salât, 212).

**

Ramazan, Hicri aylardan biridir. Şaban’dan sonra, Şevval’den önce gelir…

Ramazan ayını, İslam’ın 5 şartından biri olan Oruç tutmakla geçiren Müslümanlar, bu aydan sonra gelen Şevval ayının ilk üç gününü bayram yaparlar.

Recep, Şaban, Ramazan: Üç ayların sonuncusu olan Ramazan’ın bitiminden sonra da üç gün bayram olarak kutlanıyor.

Hicret'in ikinci yılından sonra kutlanmaya başlandı Ramazan bayramları.

**

Kurban.

İnsanın, Yaradan’ına şükrünü dile getiren bir gündür o gün…

Ve Zilhicce ayının 10’uncu günü de Kurban Bayramı başlar. 4 gün sürer..

Kurban bayramının tarihçesi Hz. İbrahim’in, oğlu Hz. İsmail’i Allah yolunda kurban adamasına dayanır.

**

Üç bayramdan biri yarın başlıyor.

Her ne kadar adına Ramazan Bayramı denilse de, Şeker Bayramı da denir. Kimi yerde yöresel isimler de alabilir. Mesela, Kahramanmaraş’ta Çörek Bayramı gibi…

Peki işin aslı nedir? Ramazan Bayramı'na neden Şeker Bayramı denir?

Ramazan Bayramı'nın Arapçasına bakmak gerek. Ramazan Bayramı Arapça'da "eid ul-fitr" anlamına gelir.

Tam Türkçesi "iftar bayramı" demektir.

Yani Arap ülkelerinde Ramazan Bayramı aslında İftar Bayramı olarak kutlanır.

Bunun sebebi de 30 gün boyunca tutulan oruçlar için son kez iftar yapacak olmalarıdır.

Fakat seneler geçtikçe İftar Bayramı, Şükür bayramına dönüştüğü için Türkçe'ye de "şeker" olarak geçmiş.

Dolayısıyla da Şeker Bayramı olarak kutlanmaya başlamış.

Ramazan Bayramı'na neden Şeker Bayramı denir sorusuna bir başka cevap ise Osmanlı Dönemi'nden geliyor.

Osmanlı döneminde, Ramazan'ın ilk 15 gününden sonra askerlere tepsilerce tatlı gönderilirdi. Böylece Ramazan Bayramlarında halk da tatlılar yapmaya başladı, çocuklar bayram harçlıklarıyla şeker almaya gitti, hatta çocuklara para yerine şeker dağıtılmaya başladı. Böylelikle bir gelenek haline gelen Ramazan Bayramı'nda şeker alıp verme, zamanla Ramazan Bayramı'na ismini vermiş oldu.

Kısacası Ramazan Bayramı'na Şeker Bayramı denmesinin nedeni tamamen etkileşimden ve geleneklerden kaynaklanıyor.

**

Allah bu günleri mübarek kılsın.

Bayramlar sevinçtir, kardeşliktir, birliktir, dayanışmadır…

Bunlar yıllardır söylenip gelinir. Ama ne kadar sevinç, ne kadar kardeşlik, ne kadar birlik, ne kadar dayanışma vardır?

Bilemiyorum.

Ama, her Cuma Hutbesi’nin sonunda İmam Efendi, Kur’an-ı Kerim’den Nahl Suresi’nin 90. Ayetini okur (Gerçi son yıllarda sadece Arapça okuyorlar, mealini geçiyorlar).

Mealen şöyledir:

“Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.”

Ama gerçekte öyle mi?

**

Aslında zaman zaman söylendiği gibi bizimde söylenmemiz gerekir:

“Herkesin perişanı kendine… Bizimki de bize…”

Neyse…

İslam dünyası bu kadar acı yaşarken biz nasıl bayram edeceğiz?

Kendi kendimize bir soralım.

Ama hayat devam ediyor.

Bayramlarınızın huzur içinde geçmesini temenni ediyorum.

- - - -