İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) uzmanlaşmış bir kuruluşu olan İGGT 3'üncü Genel Kurul Toplantısı, Türkiye'nin ev sahipliğinde "İİT Bölgesinde Gıda Güvenliğinin Dayanıklılığının Geliştirilmesi" temasıyla çevrim içi gerçekleştirildi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin genel kurula ev sahipliği yapmasının büyük mutluluk ve onur kaynağı olduğunu belirterek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle etkinliğin sanal ortamda düzenlendiğini söyledi.

Son asrın en ciddi sağlık sorunu olarak nitelendirilen bu salgının, ekonomiden ticarete, eğitimden tarıma kadar hayatı derinden etkilediğine işaret eden Pakdemirli, Türkiye'nin, kendi vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra 156 ülke ve 9 uluslararası kuruluşun destek taleplerine müspet cevap vererek salgınla mücadele çabalarında dost ve kardeş ülkelerin yanında olduğunu bildirdi.

Pakdemirli, salgının, gıda güvenliğinin önemini bir kez daha gösterdiğini ifade ederek, "Dünyanın en büyük ikinci hükümetler arası örgütü olan İİT, İslam dünyasının kolektif sesi olma amacıyla barış ve kalkınma için bir araya gelmektedir. Kuruluşundan günümüze kadar Türkiye ile İİT arasındaki ilişkiler her zaman güçlü olmuş ve önemini korumuştur. Müslüman ülkelerin ekonomik ve bilimsel gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen İİT'de aktif rol almaktan gurur duyuyoruz." dedi.

Son yıllarda gıda krizleri, salgın ve çekirge istilası gibi beklenmedik olaylar nedeniyle tarım ve gıda güvenliği konularının gündemin üst sıralarına yükseldiğine dikkati çeken Pakdemirli, daha önce tarım ve gıda güvenliği odaklı çalışmayan platformlarda bile bu konulara öncelik verildiğini ve ortak çözümler arandığını anlattı. Pakdemirli, "Çözüme ulaşmak için ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde tüm paydaşların bir araya gelerek işbirliği içerisinde çalışması gerektiğine inanmaktayım. Bu noktada, toplantımızın bölgemizdeki iş birliğini güçlendirecek önemli bir platform olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"Dünyada 820 milyondan fazla insan yetersiz besleniyor"

Pakdemirli, araştırmaların, 2018 yılında İİT üye devletlerinde 64,5 milyon insanın akut açlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu ortaya koyduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"BM Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) bu yıl yayımlanan Gıda Güvensizliği Durumu Raporu'na göre dünyada 820 milyondan fazla insan yetersiz beslenmektedir. Ayrıca, son tahminler dünya nüfusunun neredeyse yüzde 10'unun ciddi düzeyde gıda güvensizliği sorununa maruz kaldığını göstermektedir. Afrika, Asya ve Arap bölgelerinden üyeleri bulunan kuruluşumuz, gıda mevcudiyeti, gıdaya erişim ve gıda kullanımı konusunda birçok ciddi problemle karşı karşıya olduğundan, İİT bölgesinin gıda güvensizliğine ve hatta açlığa karşı savunmasız olduğunu söyleyebiliriz. Bu olumsuz durum göz önünde bulundurulduğunda, güvenli, müreffeh ve birleşik bir uluslararası topluluğun hayati unsurları olan karşılıklı güveni ve bağları güçlendirmek için iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır."

Dünyada gıda ve beslenme konusunda yaşanan sıkıntılara da dikkati çeken Pakdemirli, barış ve istikrarın sağlanması için tarım ve gıda güvenliği alanındaki potansiyelin harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi. Pakdemirli, su, toprak ve enerji sektörlerindeki son gelişmelerin, küresel gıda güvenliğine ilişkin endişeleri artırdığını belirterek, "Bu nedenle barışçıl ve istikrarlı bir dünya ancak gıda güvenliği ve beslenme için direnç oluşturmakla mümkündür." dedi.

"Gıda israfına karşı mücadele etmeliyiz"

Pakdemirli, gıda sıkıntısında sorunun gıda miktarından değil, ülkelerin yanlış politikalarından kaynaklandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu noktada, gıda kaybına ve israfına karşı da mücadele etmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum. Dünyada üretilen gıdanın üçte biri kayıp ya da israf edilmektedir. Eğer biz bu sorunu durdurabilirsek dünyada açlık diye bir sorun kalmayacaktır. Gelir arttıkça, kaçınılmaz olarak tabağımızda daha fazla yiyecek bırakıyoruz. FAO'nun raporuna göre, Kovid-19 pandemisi sebebiyle 2020 yılı sonuna kadar ilave 132 milyon insanın yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya kalması beklenmektedir. Rapor aynı zamanda gıda güvensizliğiyle mücadele, gıda kaybı ve israfının önemini vurgulamaktadır."

Türkiye'nin FAO iş birliğiyle ulusal ve uluslararası düzeyde gıda kayıpları ve israfıyla mücadele etmek amacıyla başlattığı "Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık" kampanyasını hatırlatan Pakdemirli, "Bu vesileyle tüm İGGT üye ülkelerini bu kampanyayı desteklemeye ve İİT bölgesi genelinde ortak eylemlerle gıda kaybını ve israfını azaltmaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Pakdemirli, "Geleceğe Nefes" temasıyla yürütülen ağaçlandırma kampanyasının bu yıl 35 ülkenin katılımıyla sınırların ötesine taşındığını dile getirdi.

Genel kurulun teması olan "İİT Bölgesinde Gıda Güvenliği Dayanıklılığının Artırılması"na ilişkin iş birliğinin önemine de değinen Pakdemirli, "Türkiye sahip olduğu deneyim ve bilgi birikimini İİT ülkeleri ile paylaşmaya her zaman açık olmakla birlikte olası iş birliklerinden memnuniyet duymaktadır. Ayrıca, İİT ülkeleri arasındaki iş birliğinin karşılıklı çabalarla daha da güçlendirileceğine inanıyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Gıda Güvenliği Teşkilatı üyelerine seslendi

Bu arada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomilerimizi büyütürken sosyal refahı da artırmıyorsak adaleti tesis etmemiz mümkün değildir. Bunun için diğer hususlarla beraber, özellikle hayatımızın her alanına dokunan gıda güvenliği meselesine büyük önem vermemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.

İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) uzmanlaşmış bir kuruluşu olan İslam Gıda Güvenliği Teşkilatının (İGGT) 3. Genel Kurul Toplantısı, Türkiye'nin ev sahipliğinde "İİT Bölgesinde Gıda Güvenliğinin Dayanıklılığının Geliştirilmesi" temasıyla çevrim içi gerçekleştirildi. Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından okundu.

Mesajında, son asrın en ciddi sağlık sorunu olarak nitelendirilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle genel kurul toplantısının maalesef sanal ortamda düzenlendiğine işaret eden Erdoğan, "Küresel dayanışmanın önemini daha iyi anladığımız bir dönemde gerçekleşen bu etkinliğin ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. İİT bölgesinin tarım potansiyelinin, kapasite ve iş gücü açısından çok zengin olduğunu sizler de çok iyi biliyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, bölgede yetersiz beslenme, açlık ve kıtlığa maruz kalan milyonlarca insan bulunduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Öyle ki bugün 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu yürek yakan gerçeğin arkasında elbette farklı sebepler olabilir. Ancak 'komşusu açken tok yatmayı zül kabul eden' bir inancın mensupları olarak bu tablonun bizlere yakışmadığı aşikardır. Ekonomilerimizi büyütürken sosyal refahı da artırmıyorsak adaleti tesis etmemiz mümkün değildir. Bunun için diğer hususlarla beraber, özellikle hayatımızın her alanına dokunan gıda güvenliği meselesine büyük önem vermemiz gerekiyor. Toplantımızda, bu konuda somut kararların alınmasını temenni ediyorum. Gıda güvenliği çalışmalarına vereceğiniz değerli katkılar için her birinize teşekkür ediyorum."

Editör: TE Bilisim