Pandemi dolayısıyla Türkiye’yi ziyaret edemeyen turistler baklava ve Türk lokumu hasretlerini giderebilmek için online siparişe yöneldi. Geleneksel lezzetlerimize olan talep günden güne artıyor. “Madagaskar’dan da, Yeni Zelanda’dan da sipariş alıyoruz” diyen Hafız Mustafa 1864’ün Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar, “Kültür elçiliği vizyonumuz sayesinde her gün daha fazla emek vererek Dünya’ya Türk tatlılarını en kaliteli versiyonuyla sunmayı kendimize görev bildik. Bütün çalışmalarımız sonucunda bugün geldiğimiz noktada, Amerika’dan, Okyanusya’dan kısacası dünyanın dört bir yanından talep görüyoruz. Dünya’nın en kuzeyinde olan Grönland’dan en güneyinde olan Madagaskar’a kadar ürün gönderimlerimiz mevcut.” şeklinde konuştu.

“Dünyanın her yerine en geç 2-3 iş gününde ulaşabiliyoruz”

Dünyanın hemen hemen yer yerine ulaşabildiklerini belirten Avni Ongurlar, “Sipariş listelerinde ismini bile duymadığımız Afrika açıklarında bir adayla bile karşılaştığımız oluyor. Fransa’ya 20 saat, diğer Avrupa ülkelerine ve ABD’nin doğu eyaletlerine (New York, Washington vb.) 1 ya da 2 iş günü içinde ulaşım sağlarken, ABD’nin Afrika, Uzakdoğu gibi uzak destinasyonlarına 3 iş gününde ürün gönderebiliyoruz” diye konuştu.

“Aylık ortalama 3 bin paket gönderiyoruz”

Bütün gönderileri planlı şekilde gerçekleştirdiklerinin altını çizen Hafız Mustafa 1864 Yönetim Kurulu Başkanı Ongurlar, “Raf ömrü kısa olan baklava gibi gıda ürünlerinin bu kadar uzak destinasyonlara rağmen ulaşımını aynı lezzet ile sağlayabilmek çok büyük bir çapa ve plan gerektiriyor. Siparişin alım sürecinden sonra ürün hazırlanmadan ülkelerin gümrük çekim süreçlerini takip etmek durumundayız. Buna rağmen yoğun çalışmalarımızla kaliteyi en hızlı şekilde ulaştırıyoruz. Haftanın 3 günü ortalama 500 kutu yurtdışı gönderimimiz var. Bu rakam aylık 3 bin siparişe denk geliyor. Perşembe ve Cuma günleri ise sadece hafta sonu tatilleri Cuma ve cumartesi olan ülkelere gönderim yapabiliyoruz” dedi.

“Sadece oda sıcaklığında muhafaza edilen tatlıları gönderebiliyoruz”

“Bizim için en önemli başlıklardan biri de tazelik” diyen Avni Ongurlar, “Sütlü tatlıların gönderimini yapamıyoruz. Oda sıcaklığında muhafaza edilebilen ürünlerimizi en geç 3 iş gününde dünyanın en ücra köşesine gönderebiliyoruz. Hedefimiz daima tazelik. Tazeliği korumak için ambalajlarımız, kutularımız özel olarak üretiliyor. Üretim tesisimizden yeni çıkmış gibi, mağazamızdan yeni satın alınmış gibi ürün gönderemezsek, 157 yıllık geleneğimize ihanet etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.

“En uzak gönderim noktamız: Mauritius”

Gönderim yaptıkları en uzak ülkeyi paylaşan Ongurlar, “Porto Riko, Yeni Zelanda, Madagaskar, Filipinler, Tazmanya, Dominik Cumhuriyeti yüzlerce paket ürün gönderdiğimiz ülkeler arasında yer alıyor. Ancak bugüne kadar en uzak ve en ilginç ülkeye gönderimimiz Mauritius’a oldu. Mauritius Hint Okyanusu’nun ortasında Afrika açıklarında bir ada ülkesi. 3 iş gününde oraya da ürünümüzü gönderebildik” diye konuştu.

1864’DEN BUGÜNE HAFIZ MUSTAFA ŞEKERLEMELERİ

Şekerci Hafız Mustafa, Sultan Abdülaziz Han döneminde, Hacı İsmail Hakkı Bey tarafından 1864 yılında İstanbul Bahçekapı’da kurulmuş ve ardından mahdumu Hafız Mustafa tarafından devralınmıştır. Akide şekerinin ilk üreticilerinden olan Hacı İsmail Hakkı Bey, öncelikle Eminönü Bahçekapı’daki dükkanın bodrum katında dibek taşıyla akide şekeri üretmeye başlamıştır. Hafız Mustafa, babasının dükkanı işlettiği dönemde şekercilik ve tatlıcılıkla ilgilenirken bir yandan da Arpacılar Camiinde gönüllü olarak müezzinlik yapmaktadır.

Hafız Mustafa’nın poğaçayı imal eden ilk kişi olduğu bilinmektedir. Hafız Mustafa, hamur işi ve tatlıcılık alanında 1926-1938 yılları arasında Avrupa’da 11 adet madalya kazanmıştır. Ulusal alanda markanın güvenirliğini arttırırken uluslararası alanda da Türk ürünlerini dünyaya tanıtarak yüksek marka bilinirliğini kanıtlamıştır. Hafız Mustafa’nın mahdumu Cemil Bey de aynı geleneği sürdürerek “Çikolat Cemil” markasıyla güvenilir marka algısını devam ettirmiştir.

Osmanlı mutfağında, şerbetlerin, şekerlemelerin ve lokumların özel bir yeri vardır. Saraydaki en meşhur şekerleme, Osmanlı lügatında “rahat-ı halkum” olarak bilinen ve Türkçe’de “boğaz rahatlatan” anlamına gelen lokumlardır. Akide şekerinin de Osmanlı’da yeniçerilerin saraya bağlılığını ve inancını simgeleyen özel bir anlamı vardır. Hafız Mustafa Şekerlemeleri olarak, geleneksel kültürümüze ve değerlerimize bağlılığımızı kaybetmeden, 157 yıllık geçmişimizle, sizlere tarihin izlerini ve lezzetini yaşatıyoruz.

157 yıllık işletmemiz, birçok kez el değiştirerek günümüze gelmiş olsa da, tarihi dokumuz hiçbir zaman bozulmamıştır. Mağazalarımızda, çinilerle kaplı duvarlarımız, ahşap kaplama kolonlarımız, duvarlardaki resim ve süslemelerle tarihi yapımızı yaşatmaya hep önem gösteriyoruz. 157 yıllık geçmişimizle birçok tarihi ve sosyal değişime şahit olduk. 1864’ten bugüne; ilk atlı tramvaylara, ilk şehir postasının kuruluşuna, Darü’l-Fünun-ı Osmani’nin açılmasından, birçok uluslararası antlaşmalara, 1. ve 2. meşrutiyetin ilanına, Sultan 2. Abdülhamit, Sultan Mehmet Reşat ve Sultan Mehmet Vahdettin’in saltanatına; İstanbul’un işgaline, Cumhuriyet’in kuruluşuna ve o tarihten günümüze kadar asrı aşan bir deneyime ve kültürel mirasa sahibiz…

İşletmemiz, Hacı Avni Ongurlar tarafından devralınarak, Hacı İsmail Hakkı Bey’den gelen Ahilik geleneğine bağlı kalmıştır. Mahdumlarıyla birlikte işletmemizi bugünkü konumuna getirmişler ve uzun yıllar daha ayakta tutacaklarını göstermişlerdir.

Üstün lezzetleriyle tüm dünyanın beğenisini kazan Hafız Mustafa 1864, 2019 yılında International Taste Institute ödülünü kazanma başarısı göstermiştir.

Editör: TE Bilisim