Lokum yüz yıllardır en tatlı geleneklerimizden biri olup lezzetiyle Türkiye’nin alamet-i farikası haline gelmiştir. Osmanlıda ‘boğazı rahatlatan’ anlamına gelen “rahat ul-hulküm” yani lokum üzerine 157 yıllık geçmişe sahip Hafız Mustafa 1864’ün Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar, “Dünya üzerinde lokumumuzla bilinen bir memleketiz. Kültür elçiliği vizonumuzun gerektirdiği gibi lokum üzerinde, Osmanlıdan kalma tariflerimize sadık kalarak en hassas şekilde üretim yapıyoruz. Dünyanın her yerine lokum ihracatımız mevcut. Türk kelimesiyle birlikte anılan bu üründe en ufak bir kusuru bile asla kabul edemeyiz, biz tatlı değil kültür satıyoruz” diyerek kaliteli lokumun sırlarını paylaştı. 

KALİTELİ LOKUMU DIŞARDAN BAKINCA NASIL ANLARIZ?

Kaliteli ve taze lokumun dışarıdan bakıldığında renginin parlak ve canlı olması gerektiğini söyleyen Avni Ongurlar, “Lokum cam gibi görünmeli ve boğazda yanma yapmamalı. Sadece iyi bir ustaya sahip olmakla iyi lokum elde edemezsiniz. Lokum üretiminin her adımı çok ama çok önemlidir. Kullandığınız malzemelerin kaliteli olması gerekiyor. Malzemelerden biri bile kalitesiz olursa ürünün kalitesi de hızla düşer. Raf ömrü uzun olan lokum, kalitesiz malzemeyle birlikte fırsatçıların eline geçince tatsız sonuçlara sebebiyet verebilir“ dedi. 

OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE UZANAN GELEKSEL LOKUM TARİFİ 

Osmanlıdan gelen tariflere sadık olduklarını belirten Hafız Mustafa 1864 yönetim kurulu başkanı Avni Ongurlar; “Tarihsel gelişim sürecimizi ve inovatif çalışmalarımızı birleştirerek ‘Osmanlı Saray Kadayıfı’ ismini verdiğimiz kadayıflı lokum ürettik. Bu ürünümüz uluslararası lezzet ödülüne layık görüldü. Esas aldığımız lokum tarifini anlatmak gerekirse, işleme başlarken kavrulmuş fıstığımızı, şekerimizi, nişastamızı hazır bulunduruyoruz. Ham maddelerimizi kazanlara yaklaştırıp önce yumuşak ph değerine sahip suyumuzu ve zemzem suyumuzu döküyoruz. Ardından nişastamızı döküyor ve endüstriyel mikserden daha yavaş çalışan el mikseri yardımıyla karıştırdıktan sonra şekerimizi karışıma ilave ediyoruz. Buna uygun şekilde de fındık, fıstık, ceviz, incir gibi kullanılacak diğer malzemelerimizi hazır hale getiriyoruz. Gelen ürünümüzün doğru kıvama ulaştığı süreçte, portakalını, fındığını yavaş yavaş içerisine döküp karışmasını sağlıyoruz. Fitil yuvarlayacaksak onları bölme tavalarımıza alıyoruz, açık alana serip, 40 dakika dinlenmeye bırakıyoruz. Lokumun en önemli kurallarından birisi dinlenmesidir. Dinlenmeyen ürünler her zaman şikâyete sebep olur. Bizler ürünün sadece mağazadaki satışını hesaplamıyoruz. Müşterilerimiz ürünü alıp evinde bir hafta sonra da yese aynı lezzeti alabilmesi için bütün önlemleri burada almaya çalışıyoruz. O sebeple ürünün dinlenmesini çok önemsiyoruz. Lokumu üretirken kıvamını doğru yakalamak için kazanın başından kesinlikle ayrılmıyoruz. Lokum için en önemli nokta nedir diye sorarsanız; bağdaştırdığımız ürünlerin kesinlikle çok iyi dengelenmesi gerekiyor. Santigrat terazisi olmadan iyi lokum üretemezsiniz” ifadelerini kullandı. 

1864’den bugüne

Hafız Mustafa Şekerlemeleri

“Hafız Mustafa Tarihi”

Şekerci Hafız Mustafa, Sultan Abdülaziz Han döneminde, Hacı İsmail Hakkı Bey tarafından 1864 yılında İstanbul Bahçekapı’da kurulmuş ve ardından mahdumu Hafız Mustafa tarafından devralınmıştır. Akide şekerinin ilk üreticilerinden olan Hacı İsmail Hakkı Bey, öncelikle Eminönü Bahçekapı’daki dükkanın bodrum katında dibek taşıyla akide şekeri üretmeye başlamıştır. Hafız Mustafa, babasının dükkanı işlettiği dönemde şekercilik ve tatlıcılıkla ilgilenirken bir yandan da Arpacılar Camiinde gönüllü olarak müezzinlik yapmaktadır.

Hafız Mustafa’nın poğaçayı imal eden ilk kişi olduğu bilinmektedir. Hafız Mustafa, hamur işi ve tatlıcılık alanında 1926-1938 yılları arasında Avrupa’da 11 adet madalya kazanmıştır. Ulusal alanda markanın güvenirliğini arttırırken uluslararası alanda da Türk ürünlerini dünyaya tanıtarak yüksek marka bilinirliğini kanıtlamıştır. Hafız Mustafa’nın mahdumu Cemil Bey de aynı geleneği sürdürerek “Çikolat Cemil” markasıyla güvenilir marka algısını devam ettirmiştir.

Osmanlı mutfağında, şerbetlerin, şekerlemelerin ve lokumların özel bir yeri vardır. Saraydaki en meşhur şekerleme, Osmanlı lügatında “rahat-ı halkum” olarak bilinen ve Türkçe’de “boğaz rahatlatan” anlamına gelen lokumlardır. Akide şekerinin de Osmanlı’da yeniçerilerin saraya bağlılığını ve inancını simgeleyen özel bir anlamı vardır. Hafız Mustafa Şekerlemeleri olarak, geleneksel kültürümüze ve değerlerimize bağlılığımızı kaybetmeden, 157 yıllık geçmişimizle, sizlere tarihin izlerini ve lezzetini yaşatıyoruz.

157 yıllık işletmemiz, birçok kez el değiştirerek günümüze gelmiş olsa da, tarihi dokumuz hiçbir zaman bozulmamıştır. Mağazalarımızda, çinilerle kaplı duvarlarımız, ahşap kaplama kolonlarımız, duvarlardaki resim ve süslemelerle tarihi yapımızı yaşatmaya hep önem gösteriyoruz. 157 yıllık geçmişimizle birçok tarihi ve sosyal değişime şahit olduk. 1864’ten bugüne; ilk atlı tramvaylara, ilk şehir postasının kuruluşuna, Darü’l-Fünun-ı Osmani’nin açılmasından, birçok uluslararası antlaşmalara, 1. ve 2. meşrutiyetin ilanına, Sultan 2. Abdülhamit, Sultan Mehmet Reşat ve Sultan Mehmet Vahdettin’in saltanatına; İstanbul’un işgaline, Cumhuriyet’in kuruluşuna ve o tarihten günümüze kadar asrı aşan bir deneyime ve kültürel mirasa sahibiz…

İşletmemiz, Hacı Avni Ongurlar tarafından devralınarak, Hacı İsmail Hakkı Bey’den gelen Ahilik geleneğine bağlı kalmıştır. Mahdumlarıyla birlikte işletmemizi bugünkü konumuna getirmişler ve uzun yıllar daha ayakta tutacaklarını göstermişlerdir.

Üstün lezzetleriyle tüm dünyanın beğenisini kazan Hafız Mustafa 1864, 2019 yılında International Taste Institute ödülünü kazanma başarısı göstermiştir.

Hafız Mustafa Şekerlemeleri olarak, müşterilerimize geniş bir ürün yelpazesi sunmaktayız. Şekerlemelerden, lokumlara, baklavadan, kadayıfa; hamur işlerinden, sütlü tatlılara ve pastalara kadar zengin ürün çeşitliliğine sahibiz. Ürünlerimizde kullanılan hammaddeler 1. kalite olup, işinde uzman ustalar tarafından el emeği ile üretilmektedir. Ürünlerimizde glukoz şurubu yerine şeker pancarı, gıda boyası yerine ise doğal kökboyası ve doğal meyve özlerini tercih etmekteyiz. Tüm ürünlerimizde zemzem suyu kullanılmaktadır. Geleneksel lezzetlerimizle birlikte günümüzün damak tadına uygun ürünler çıkartmaktayız. Tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkarak, müşterilerimize en iyi kalitede hizmet sunmaya özen gösteriyor ve müşterilerimizin memnuniyetine çok önem veriyoruz. Güvenilir marka algımızı koruyarak, ulusal ve uluslararası alanlarda faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Editör: TE Bilisim