Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü uygulama mutfağında gerçekleştirilen etkinlikte, Portekiz ve Türk kültürünün benzer yönlerine dikkat çekildi.

İki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin, ekonomik ve politik ilişkilerin geliştirilmesinde büyük önem taşıdığını vurgulayan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Portekiz İzmir Fahri Konsolosu Ahmet Yiğitbaşı, "Üniversitemiz, Portekiz İzmir Fahri Konsolosluğu işbirliğiyle düzenlenen ‘Portekiz Sinema Günlerine’ ev sahipliği yaptı; ayrıca yine üniversitemiz tarafından düzenlenen Contact Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivalinde de Portekiz Lizbon Tiyatro ve Sinema Okulu ağırladık. Gastronomi de uluslararası ilişkilerin gelişiminde büyük bir değer oluşturuyor.

 Kültürlerarası ilişkilerimizi güçlendirmek adına bu tür etkinliklere ev sahipliği yapmak mutluluk verici" dedi. Ankara Portekiz Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Tiago Paixao de, İzmir ve Portekiz arasındaki kültürel benzerliklere dikkat çekti. Tiago Paixao, "Portekiz ve Türk halkı arasında pek çok benzerlikler bulunuyor; ama İzmir ile Portekiz arasındaki benzerlikler çok daha büyük. En başta yaşam tarzlarımız. Türkiye ve Portekiz gibi turist sayısının fazla olduğu ülkelerde gastronomi turizminin önemi büyük. Gastronomi, kültürün büyük ve önemli bir parçası. En az dil gibi gastronomi de o ülkenin kimliği niteliğinde" diye konuştu.  

  "TÜRK MUTFAĞINI SADECE DÖNERDEN İBARET SANMAMALI"

  Gastronominin günümüzde popüler ve önemli bir disiplin haline geldiğini belirten Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer de, bunun sürdürülebilir ekonomiye katkılarına değindi.   Etkinlikte, Almanya, Fransa, İsviçre ve Portekiz’in ardından kariyerine Türkiye’de devam eden Şef Fikret Özdemir tarafından hazırlanan Maraş ve Portekiz’e ait lezzetler sunuldu. Şefin, tarhana ve cappucino karışımı içeceği konuklar tarafından büyük ilgi gördü.

‘Kahramanmaraş’tan Lizbon’a Lezzet ve Kültür Yolculuğu’ isimli yemek kitabına da imza atan Şef Özdemir, Türkiye’nin yemekte markalaşma konusunda yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Özdemir, "Portekiz’de çok uzun yıllar yaşadım ve çalıştım. Portekiz’i kendi evim gibi seviyorum. Portekiz de bizim gibi aromayı çok seven ve Akdeniz mutfağının bir parçası gibi yaşayan bir mutfağa sahip. Yemek kitabımda da her iki ülkenin lezzetlerinden tarifler Türkçe ve Portekizce olarak yer alıyor. Dünyada adımızdan söz edilmesini istiyorsak üzerinde hakim olduğumuz yemekleri yapmalıyız. Özümüze dönmemiz şart. Yani fast food tarzı gıdalar bize ait değil. Dünya, Türk mutfağını sadece dönerden ibaret sanmamalı. Örneğin; tarhana da, yaprak sarması da mezelerimiz de bilinmeli" dedi.

Editör: TE Bilisim