Denizlili yazar Emine Supçin’in yeni kitabı “Kış” raflardaki yeri aldı. İlk ve orta öğrenimini Frankfurt ve Beyağaç arasında tamamlayan Supçin, lisans ve yüksek lisans derecelerini Pamukkale Üniversitesinde tamamladı.
Oxford Brookes Üniversitesinde İş İngilizcesi eğitimini aldıktan sonra devlet ve özel okullarda İngilizce öğretmenliği yapmaya devam eden Emine Supçin, halen kendine ait Küresel Dil Danışma Merkezinde, yabancı dil eğitimi danışmanlığı yapıyor.
Son zamanların en çok konuşulan kitabı Emine Supçin’in 4’üncü kitabı Kış, “Saf kötülük, çocukları sever. Çünkü her ikisi de katışıksızdır. Biri net siyah, diğeri net beyaz. Üstelik ikisi birleşince gri çıkmaz ortaya. Kötülük ne kadar safsa, iyiliği o denli bozar… Ve onlar için umut, ıslak kibritten kıvılcım beklemek kadar cılızdır artık.” diyerek başlıyor.
Kitabın temel felsefesi, çocuk istismarının insanlık suçu olduğu üzerine kuruldu. Yazarın bir önceki kitabı “Dokunulmamış Kadınlar”. İki hafta çok satanlar listesinde kalan “Dokunulmamış Kadınlar”ın ana felsefesi cehaletle savaşı anlatıyor, Bu felsefeyi kitabın girişinde bulunan “Cehaletin tek korkusu kadındır. Çünkü kadın öğrenirse, çocuklarına da öğretir” sözü pek çok sosyal medya sayfalarında, yüz binlerce kere paylaşılmış, insanların etrafında buluştukları slogan haline geldi.
Ayrıca Aydınlık Kitap Ek’inde kitap eleştirmenliği yapmış, yazdığı eleştiriler okuyucunun ilgisini çektiği, Ek’i yöneten Haldun Çubukçu tarafından ifade ediliyor.
“Saf kötülük, çocukları sever. Çünkü her ikisi de katışıksızdır. Biri net siyah, diğeri net beyaz. Üstelik ikisi birleşince gri çıkmaz ortaya.
Kötülük ne kadar safsa, iyiliği o denli bozar… Ve onlar için umut, ıslak kibritten kıvılcım beklemek kadar cılızdır artık. Çocukların saf kötülükten korunabildikleri tek sığınak anne yüreğidir.
İlle de anne çaresizse; kışın karlı ormanında, ayağı kapana kısmış yaralı bir ceylan yavrusudur çocuk.
Bu kitap saf kötülüğe maruz kalan çocukların, yaralı yüreklerden bir çift kanat yaratıp aşkla uçmayı umanların ve hayata aldığı yaralardan devam etmeye çabalayanların hikayesidir. Bu hikâye aşkın, intikamın, öfkenin ve kederin ve özellikle yalnızlığın ortaklaşa kaleme aldıkları kader örgüsüdür.”
