Gaziantep'te 17 yaşındaki Duygu Delen'in ölümüyle ilgili hakkında "çocuğun kasten öldürülmesi" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlarından da çeşitli oranlarda ceza istemiyle hakkında dava açılan tutuklu sanık Mehmet K'nin yargılanmasına başlandı.

Sanık Mehmet K, 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duygu Delen'in avukatlarıyla ailesinin gelmediği duruşmaya sanığın 3 avukatı ve ailesi katıldı.

Duruşmada, Aile ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi, Türkiye Barolar Birliği, Gaziantep Barosu, Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri ve Kahramanmaraş Barosu temsilcileri hazır bulundu.

Sanık Mehmet K, olay günü sabah arkadaşıyla buluşup alkol aldığını, saat 11.00 gibi Duygu Delen ile mesajlaşmaya başladıklarını ve buluştuklarını anlattı. Maktül ile kendi evlerine gittiklerini ifade eden Mehmet K, "2-3 aylık bir ayrılığımız sözkonusuydu. Arkadaş ortamında bir iki dedikodu çıkmıştı. O bana onları sordu, ben de aynı şekilde kendisine sorular sordum. Biraz ortam gerilmişti, bir şey konuşmadan eve çıktık. Duygu ile oturma odasında oturduk, yine aynı konulardan konuştuk. Evdeki kardeşim evden çıkınca arka odaya geçtik." dedi.

Birbirlerinin telefonlarını incelediklerini ifade eden sanık Mehmet K, "Duygu'nun arkadaşı Kaan ile yazışmaları okuyunca Kaan'a mesaj yazdım. Daha sonra telefonu çaldı, aynı kişiydi arayan. Bir daha Duygu'ya yaklaşma dedikten sonra kapattım. Sonra Duygu'nun telefonunu karıştırmaya başladım, birinin yarı çıplak fotoğrafını görünce bir anda öfkelendim yataktan kalkıp dolabın aynasına yumruk attım. Sağ elimde hala izi var. Sonra Duygu üstüme gelmeye başladı, iki kere tokat attım. Elimden çok kan akmaya başladı. Duygu ağlayarak 'hastaneye gidelim mi' diye üstüme gelince yine tokat attım." ifadelerini kullandı.

Daha sonra Duygu Delen'in telefonunu fırlatıp ellerini yıkamak için banyoya yöneldiğini ifade eden tutuklu sanık Mehmet K, "Geri geldiğimde tekrar telefonu aldım, lavoboya girdim. Duygu'ya hiç küfür ettiğimi hatırlamıyorum ancak o gün ağır küfür ettim. Duygu ağlamaya başladı, sürekli 'açıklayabilirim' diyordu. Bu sırada telefon onun elinden bana benden ona geçiyordu. O sırada elimde kan olduğunu görünce yine lavaboya yöneldim. Elimi temizledim." dedi.

Banyodan mutfağa geçeceği sırada balkonun kapısının açık olduğunu gördüğünü ve balkondan bakınca Duygu'yu yerde gördüğünü öne süren sanık, "5-6 saniye duraksadım, kötü bir rüyamı diye. Duygu asla böyle bir şey yapacak bir kız değildi." diye konuştu. Mahkeme başkanının, "Banyodan mutfağa yönelmeden önce Duygu'yu gördün mü?" sorusuna sanık, "Görmedim, o anki sinirle sadece mutfağa gidip su içmek vardı aklımda" diye yanıt verdi.

Sanık, "Olayın gerçekliğini kavrayınca, aşağıya doğru koşmaya başladım. Yerde hareketsiz yatıyordu, yüzünü bana doğru çevirdim, gözleri açıktı, nefes alıp veriyor mu diye kontrol ettim. Sonra ambulans geldi. Bu olayda en fazla yaralanan benim ve hala ödemeye devam ediyorum. Burada geçen 3 ayım asla bana iade edilmeyecek. Bu işkenceye daha fazla dayanamıyorum. Ben zaten adaletle savaştığımı da düşünmüyorum. Ben sadece medya ne zaman susacak onu bekliyorum." ifadelerini kullandı.

Mahkeme başkanının dosyadaki mektubu sorması üzerine sanık, "Biz Duygu'yla sürekli 1-2 saatlik ayrılıklar yaşardık. Bu süreçte birbirimize çok sayıda hislerimizi sevgimizi anlatan mektuplar gönderirdik." diye yanıt verdi. Sanık, soru üzerine ayrıldıktan sonra görüşme isteğinin Duygu'dan geldiğini savundu.

Sinirli bir hali olduğunu, alkolün de bunda etkisi olduğunu kaydeden Mehmet K, bir kez Duygu Delen'e karşı şiddet uyguladığını, ondan sonra alkolü ve uyuştucuyu bıraktığını ancak ayrıldıktan sonra yine başladığını ileri sürdü.

Sanık, soru üzerine, "17-18 yaşlarında sigara ve alkole başlamıştım. Esrarı da çok olmadı, arkadaş oldukça kullanıyordum. Esrara bağımlılığım yok. En son olaydan bir gün önce saat 24.00 sıralarında esrar içmiştim." dedi.

Sanık Mehmet K, olay günü "Duygu'ya karşı kemer kullanmış mıydın?" sorusuna "Herhangi bir cisimle vurmadım, tokat attım sadece" diye yanıt verdi. Mahkeme başkanının, "odanın perdeleri, camları açık mıydı" sorusuna sanık, "Bulunduğumuz odanın perdeleri, camları ve balkon kapısı kapalıydı, hiç açmadık." dedi.

Sanık, "odada çok kan var, nasıl oldu?" sorusuna da bileğinin kesilmesi nedeniyle akan kanlar olduğunu söyledi. Sanık Mehmet K, katılan tarafının sorularına yönelik ise şunları söyledi:

"Soruları, soru olsun diye soruyorlar. Bu olay medyaya yansıdı bazı kişiler rant peşindeler. Burada bana yapılan haksızlığın bir günü bile verilmeyecek. Duygu gibi saçma sapan bir hata yaparsam asla aileme hesap verilmeyecek. Benim 3 ayımı yediniz. Bunun sebebi de medyaya konulmasıdır. Medya ve üst mercilerle bu davanın yönlendirildiğini düşünüyorum. Şu an yaptığınız üstü kapalı işkence gibi bir şey." diye konuştu.

Sanık avukatı Enes Akbulut, sanığın en başından beri farklı aşamalarda verdiği ifadelerin aynı olduğunu belirterek, "Çünkü doğru bir tanedir. Dosyaya gelen çok sayıda rapor da sanığın ifadesini doğrulamıştır." diyerek tahliye talebinde bulundu. Sanığın diğer avukatları da atılı suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, fizik mühendisi, adli tıp kurumu ile bilgisayar teknolojisi uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, maktülün olayın yaşandığı daireye ait balkondan düştüğü yer ve mesafesi de irdelenmek suretiyle kendisinin kaza ile düşüp düşmediği, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığı, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediği ya da bir başkası tarafından aşağıya atılıp atılmadığı hususlarında bilirkişi raporunun alınmasına, sanığın psikoloji tedavisi gördüğü hastaneden belgelerin istenip bu belgelerle Adana Doktor Ekrem Tok Ruhsağlı ve Hastalıkları Hastanesinden akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınmasına karar verdi.

Heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Şubat'a erteledi.

Editör: TE Bilisim