Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, dün yayımlanan yazısında şunları kaleme alıyor

Fransa

Fransa'ya pek öfkelendik.

Asrın liderimiz açtı ağzını yumdu gözünü.

“Siz değil misiniz Ruanda'da insanları katleden” diye bağırdı.

“Siz değil misiniz Cezayir'de insanları katleden” diye hesap sordu.

“Siz değil misiniz sömürge için Afrika'yı işgal eden” diye hatırlattı.

“Siz katilsiniz, katil” dedi.

Elbette hepsi insan evladıdır, kimse kimseyi öldürmesin ama, Ruanda'dan bize ne birader?

Fransa'nın tarihteki insanlık suçlarına hesap soracaksak, düşüne düşüne aklımıza Cezayir mi geliyor?

Fransa'nın sömürge için işgal ettiği ülkelere örnek vereceksek, tee Afrika'ya gitmeye gerek var mı?

Antep niye Gazi?

Maraş niye Kahraman?

Urfa niye Şanlı?

Kimin işgaline karşı verdik bu sıfatları bu şehirlerimize?

Kim silah zoruyla oturdu topraklarımıza?

Türk insanına katliamın feriştahını kim yaptı?

Antep'te “14 Şehit Anıtı” var, Kuvayı Milliye müfrezesine ekmek su taşırken yakalanıp, birbirlerine bağlanarak yaylım ateşle kurşuna dizilen, cansız bedenleri süngülenen, henüz 12 yaşındaki 14 çocuğumuz anısına dikildi…

Kim katletti onları?

“Şayet düşman geçerse, anca naaşımın üzerinden geçer” diyen Şahin Bey, hangi düşmana karşı vücudunu siper etti?

Barikatlar kurup, mahalle mahalle, sokak sokak vuruşmadık mı Antep'te?

Kiminle vuruştuk?

Ahali namazdayken, camilerimizi top atışına tutanlar kimdi?

Kadınlarımız tohumluk olarak depolanan zerdali çekirdeklerini kırıyor, eziyor, kepekle karıştırıp ekmek yapıyordu, atlar, eşekler tükenmişti, kedileri bile yemek zorunda kaldık… Antep'i böylesine öldüresiye kuşatma altında tutan kimdi?

Maraş Kalesi'ndeki Türk Bayrağı'nı yırtarak kim indirdi?

Maraş'ta köylerimizi kim yaktı?

Tekke kilisesi'ni cephanelik olarak kullanıyorlardı, adeta kale gibi koruyorlardı, burasını imha edebilmek için kendisini feda edecek, tereddüt etmeden ölümün üstüne yürüyecek bir gönüllüye ihtiyaç vardı, Yusuf çavuş “ben giderim” dedi, kapı gibi pehlivandı, beline dinamit lokumlarını sardı, havanın kararmasını bekledi, zifiri karanlıkta binanın arkasına yaklaştı, ön kapıda nöbet tutanlara görünmeden tırmanmayı başardı, çatıya çıktı, kiremitleri kaldırdı, kasaturasıyla oya oya delik açtı, kelime-i şahadet getirdi, kibriti çaktı, fitilleri ateşledi, dinamit lokumlarını peşpeşe kilisenin içine bıraktı, kulakları sağır eden bir gürültü koptu, cephanelik kilise yokoldu, Yusuf çavuş şehit oldu… Kime karşı şehit oldu?

Kuvayı Milliye saflarında Urfa'nın kurtuluş mücadelesine katılan Iraklı Arap aşiret lideri Uceymi Sadun paşa, hangi ülkenin ordusuyla çarpıştı?

Adana'da kelimenin tam manasıyla Türk soykırımı yapan, savunmasız sivilleri katleden, ağaçlara asan, kuyulara atan, kadınlarımıza öldürünceye kadar tecavüz eden, kadınlarımızın bileziklerini küpelerini soymak için, ellerini kulaklarını kesen, Kozan'da mesela, defterdar Hamdi efendiyi, mektupçu Ali Rıza efendiyi, emekli yüzbaşı Mehmet beyi, diri diri fırında yakan, kimdi?

Kıbrıs'taki askeri kampta İngilizler tarafından eğitilen 120 bin Ermeni'ye üniforma giydirip, üstümüze salan kimdi?

Bugün Cezayir'in, Afrika'nın haklarını filan savunuyoruz ama… O günlerde Cezayir askerleri, Senegal askerleri, bizim topraklarımızda hangi ülkenin üniformasıyla Türk öldürüyordu?

Ankara müftüsü Börekçizade Rıfat efendi'nin başkanlığında, yurtsever din adamlarımız tarafından kaleme alınan Anadolu fetvası'nda “Adana, Antep, Maraş ve Urfa'ya tecavüz ediliyor” denmiyor muydu? Topraklarımıza tecavüz eden kimdi?

Sevr antlaşmasıyla Adana, Antep, Urfa kime bırakılmıştı?

Mersin'i kim ateşe verdi?

Hatay'ı bize gazeteden biriktirdiğimiz kuponla mı verdiler?

İstanbul'un fethini kutlamak yasaklanırken, aynı İstanbul'da hangi ülkenin devriminin yıldönümü kutlanıyordu?

Türk milleti katledilirken, topraklarımızda insanlık suçları işlenirken, “Liberte, Egalite, Fraternite” yani “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” sloganlarıyla Taksim'de resmi geçit yapanlar kimlerdi?

Devlet, kin'le intikam duygusu'yla yönetilmez.

Akıl'la yönetilir.

Savaşılır, biter, geleceğe bakılır.

Geçmiş yaraları deşmenin ulusal çıkarlara faydası yok.

Ama, illa Fransız suçu arıyorsan, Ruanda'da ne işin var?

Antep'i anlatacaksın.

Maraş'ı hatırlatacaksın.

Urfa'nın hesabını soracaksın.

Adana'yı örnek göstereceksin.

Yok eğer, illa tarihi ayıp arıyorsan…

Kendi tarihini unutmuşsun.

Asıl ayıp bu!

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/fransa-6103972/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Editör: TE Bilisim