TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Türkiye'de güvenli yapı yapılması ve mühendislik hizmetlerinin kağıt üzerinde kalmaması için geçen yıl "Her şantiyeye bir şef" kampanyası başlatmıştı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, "Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" taslağı hazırladı. Ancak İMO bu yönetmeliğin de güvenli yapılan için taleplerini karşılamadığını açıkladı.

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, yaptığı açıklamada, yapı üretiminin üç sacayağı olduğunu kaydederek, bu ayakları yapının "projelendirilmesi, inşası ve denetimi" olarak aktardı. Bu sacayaklarından inşa aşamasında büyük sorunlar yaşandığını kaydeden Yüzgeç, şunları söyledi:

"Üretim aşaması tamamen kontrolsüz ve mühendislik hizmetinden noksan. Bir üretim sürecinin varlığı çok uzunca yıllardan beridir dillendirdiğimiz ama artık geçtiğimiz dönem içerisinde de kampanya halinde kamuoyunun dikkatine sunmak ihtiyacı hissettiğimiz bir konuydu… Her inşaatın mutlak olarak ihtiyaç duyduğu mühendislik hizmetinin önemli isim ya da simgelerinden birisi şantiye şefidir. Ne yazık ki mevzuatımız şöyle düzenlenmiş vaziyette; her şantiyede bir sorumlu görülüyor mevzuat gereği ama bu sanki devletin bir sorumlu arama zihniyeti ile oluşturulmuş. Gerçekten hizmetin verilebilmesi için oluşturulmaktan öte."

Yüzgeç, mevcut mevzuatın bir şantiye şefinin birden çok inşaatın denetimini yapabilmesine müsaade ettiğini ancak güvenli bir yapı inşası için bir şefin en az günde 8-10 saat süren inşaat çalışmasının başında durması gerektiğini belirtti. Yüzgeç, mevzuattaki bu durumun devlet açısından ne anlama geldiğini "Sen sadece imzanı atarsın başka herhangi bir şeye bakabilme şansının olmadığını ben zaten kabul ediyorum" diye açıkladı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz buna itiraz ediyoruz; her inşaatın başında mutlaka bir inşaat mühendisi olması gerekiyor. Bunu dillendirdik geçtiğimiz sene. Bu kamuoyunda yankı buldu. Bakanlık bu konuda bir çalışma başlattığını ifade etti, yönetmeliği değiştireceğini ifade etti. Bize taslaklarını gönderdi ama ne yazık ki göndermiş olduğu taslakta da görüyoruz ki aslında bazı ufak tefek iyileştirmeler dışında ihtiyacı karşılamaktan uzak durumda.

Hala kağıt üzerindeki önlemlere rağmen dünyada üst sıralarda yer alan iş kazaları ile karşı karşıyayız. Bu hem çalışanlarımız açısından son derece önemli hem de ülke kaynakları açısından son derece önemli. Dolayısıyla yapı güvenliği ve inşa sürecinin güvenliği tamamen mühendislik hizmetlerinin noksansız olarak verilmesine bağlı, talep ettiğimiz şey de bu. Talep ettiğimiz şey gerçekten o şantiyede o inşaatta mühendislik hizmeti verilsin. Başında tam zamanlı bir şantiye şefi bulunsun, bunun hakları gözetilsin, kağıt üzerinde kalmasın. Ayrıca bu kişiler de deneyimli olsun. Mühendislik hizmeti bir deneyim hizmetidir bunlar odalar tarafından belgelendirilmiş olsunlar, eğitime tabii tutulmuş olsunlar."

MARAŞ'TAKİ DEPREMİN ARDINDAN ŞEHİR HASTANESİNDEKİ HASARA DİKKAT ÇEKTİ

Yüzgeç, Kahramanmaraş'ta geçen salı günkü depremin ardından Necip Fazıl Şehir Hastanesi'nde oluşan hasara da dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Yapısal sorunlar var, bir şey söyleyebilmek o kadar kolay değil. Çünkü hangi nedenlerden kaynaklandığını anlamak lazım, projelendirmeden mi, inşa süresinde yaşanan sıkıntıdan mı, yoksa denetim noksanlığından mı kaynaklandığını anlamak lazım. Ondan sonra konuya özel bir şey söyleyebiliriz.

Ancak sadece o değil pek çok kamu yatırımlarında, özellikle son geçtiğimiz dönemde köprülerde, barajlarda sıkıntılar yaşandığını gözlemliyoruz. Bu da ta başta mühendislik hizmetinin maliyet arttırıcı unsur olarak görülmesinden kaynaklı. Mühendislik hizmetlerinin kağıt üzerinden gerçeğe geçirilmesinin yöntemleri var. Bizdeki sorun tamamen yaklaşım sorunu. Bizim önerimiz 1500 metrekarenin (5-6 katlı apartman) üzerindeki her yapıda mutlak olarak bir inşaat mühendisi gözetimi. Metrekareler çoğaldıkça yardımcı mühendislerin varlığını talep ediyoruz. Bu konuda ısrarcıyız.

Biz geçtiğimiz sene bakanlığa sunduk ama bakanlığın sunduğu taslakta ne yazık ki bunların karşılığını göremiyoruz. Evet, bazı sınırlamalar getirmişler. 7 bin 500 metrekarenin üstündeki her bir yapıya tek bir şantiye şefi getirmişler ama bu kadar bunun yeterli düzeyde bir geliştirme olmayacağı oldukça açık."

Yüzgeç, Türkiye'nin halen 1999'daki depremden ders çıkarmadığını aktararak, şunları söyledi:

"Türkiye'de en kolayca harcanan şey zaman 1999 depremlerinin üzerinden 23 yıl geçti. 23 yıldan bu yana çok açıkça biliniyor ve tüm bilim insanları haykırıyor. Çok uzak olmayan bir gelecekte İstanbul'da ciddi bir deprem yaşanacak. Daha doğrusu zaten ülkemizin neredeyse tamamı deprem kuşağının üzerinde. Her gün her yerde şiddetli ya da çok şiddetli bir deprem ile karşılaşma olasılığımız oldukça yüksek. Buna karşın 1999 yılından bu yana hazırlamış. Onlarca rapor, plan neyin, nasıl yapılacağına dair. O kadar çok doküman üretildi ki artık geriye sadece bunları yapmak kaldı ama ne yazık ki 23 yıldır atılan adımlar yapılması gerekenlerin çok çok küçük bir kısmı."

Editör: TE Bilisim