Sorumluk; insanın, yaşına, cinsine, ehliyetine göre kendisine, çevresine karşı, üzerine düşen görevleri yerine getirmesi ve sonuçlarını da üstlenmesidir. Sorumluluk, bilinç, duygu ve karakter meselesidir.

Rabbimiz Kıymet suresinin 36.ayetinde ‘’İnsan başıboş bırakılacağını mı zanneder ?’’buyruğu ile bize sorumluluklarımızı hatırlatır. Kendimize, yaratanımıza ve çevremize karşı sorumluluklarımız, bireysel görevlerimiz olup başkasına devredemeyeceğiz yükümlülüklerimizdir.

Namaz, oruç gibi ibadetler, anne, baba, eş, çocuk, akraba olmanın ortaya çıkardığı yükümlülükler, bireysel sorumlukları ifade eder. Toplumsal sorumluluklarımız ise daha çok çevresel, kültürel, ekonomik problemlere karşı duyarlı hareketlerimiz ile yerine gelir.

Sorumluluk duygusu küçük yaşlarda ailede başlar. Ergen ve yetişkin dönemlerde devam eder. Hayat boyu sürer. Ebeveynlere düşen görevlerden biri, çocukların gelişimlerine uygun sorumlulukları hakkında bilgi sahibi olmalarıdır. Çocukların yaşlarına uygun sorumluluklarını yerine getirecek ortamları hazırlamalarıdır. Belki küçük yaşlarda sorumluluk verilmeyen yavrular, yetişkin olduklarında üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmekte zorluk yaşaya bilirler. Bu gibiler sürekli bahaneler üretirler. Kendilerini birilerinin yöneltmesine açık hale gelirler.

 Bilgisizlik sorumsuzluklarımızı azaltmaz. Ancak Allah’ın verdiği akıl ve hür irademiz varsa yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu bilmemiz gerekmektedir. Kendi kararlarını alabilen ve hayata geçire bilen bireyler öz güveni ve saygınlığı yüksek bireylerdir. Asıl olan sorumluluk bilinci kazanan ve bunu hayata yansıtan bireyleri yetiştirmektir. 

Günlük hayatımızda sorumluluklarımız etki ve ilgi alanlarımız olarak ifade edilebilir. Çevre kirliliği, bilgisayar oyunları, sağlık, ekonomi, siyaset, iklim sorunları, inanç problemleri, silahlanma, gıda ve beslenme gibi pek çok sorunlar ilgi alanımız içerisinde olabilir. İlgi alanlarımız içerisinde etki alanlarımızla ilgili çalışmalar yapabiliriz. Çevre kirliliği ve gıda israfı ile ilgili çocuklarımızda ahlaki ve insani değerler oluşturabiliriz. Çevre kirliliğini ve gıda israfını önleyici sosyal projeler oluşturabiliriz. İlgi alanlarımıza gelince bu alanda fazla yapabileceğimiz bir şey olmayabilir. Belki de uzun uzun bu alanla uğraşmak, vakit ayırmak israfa dönüşebilir. Ama ilgi alanlarımıza hiç alaka göstermemek de doğru olmayabilir. Bunun için ilgi alanlarımızla etki alanlarımızın sınırlarını iyi konumlandırmamız gerekmektedir. Bu bağlamda doktor, mühendis, öğretmen, esnaf gibi muhtelif görevlerde bulunan insanlar din konusunda ilgi alanlarını aşıp etki alanı oluşturmamalıdır. Din alanında ihtisaslaşmış olanlarında, kendi etki alanlarını bırakıp ilgi alanlarında sınırı aşmamaları gerekir. Aksi halde ihtisas alanlarının dışına çıkan insanların verdiği eksik bilgiler telafisi mümkün olamayan sorunlara sebep olabilir. Bunu için Rabbimiz işi ehline sormamızı emreder.(nahl,16/43).        

Af etmek, bağışlamak, adil olmak, dürüst davranmak, sözünde durmak, yardım severlik, hakkı ve sabrı tavsiye etmek gibi değerler Rabbimizin ifadesi ile takva değerleridir. Bunun için Kur’an-ı Kerimde vurgulanan takva elbisesi giymek, yüksek sorumluluk duygusu demektir. Sorumluluk duygusunun Dünya ve Ahirete taalluk eden boyutları vardır. Zerre kadar iyiliğinde, zerre kadar kötülüğünde karşılıksız kalmayacağı(zilzal,99/7,8) bir inanca sahip olmak, sorumluluk duygusunun en önemli ifadesidir. Bunun için yaptığımız veya yapmamız gerektiği halde yapmadığımız görevlerimiz sebebi ile hesaba çekileceğimizi bilmek, sorumlu davranmaya bizi yöneltir. Bu sebep ile “Ahirete İman” sorumluluk bilincinin en önemli esasıdır. Aksi halde sorumsuzluk bir hastalık olarak ortaya çıkar. Bu bağlamda Rabbimizin Kur’an-ı Kerimde “Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik, kıyamet gününde insana açılmış vaziyette önüne konulacak bir kitap çıkaracağız” (İsra 17/13) ayetine muhatap olduğumuzu bilerek, nasıl olsa bir başkası yapar. Benim yapmama gerek yoktur demeyelim. Üzerimize düşen görevleri zamanın da, mekânında ve usulüne uygun olarak yerine getirelim.

                                                                    Kahramanmaraş İl Müftülüğü 

Eğitim Uzmanı 

Mustafa SAYLAK