1898’de Halep vilayetine bağlı bir sancak merkeziydi, Maraş..

Mondros Anlaşması’nın imzalanmasının ardından ise 22 Şubat 1919’da İngiliz işgali altına girdi.

Bir süre sonra İngilizler, Musul’a karşılık Anadolu’nun güneyinden çekilince yerlerini Fransızlara bıraktılar.

30 Ekim 1919 günü Fransız Birlikleri, Maraş’a girdi.

Daha ilk gün yaşandı, Abdal Halil Ağa olayı:

**

“Büyük Errmenistan”  idealini yaşayan Ermeniler, Maraş'ın İngilizler tarafından işgalinde, umduklarını bulamamışlar ve bütün ümitlerini Fransız işgaline bağlamışlardı.

Maraş ve bölgenin işgali el değiştiriyor ve Fransız işgali kesinleşiyordu. Ermenilerde taze ümitler belirmiş, aşırı derecede seviniyorlar, şımarıyorlardı. Şımarıklıkları Türkleri rencide edecek derecelere varıyordu. Çocuk-büyük, kız kadın bütün Ermeniler Fransız işgalini coşku ile karşılamağa hazırlanıyorlardı.

Bu hengâmede, 10-15 aileden ibaret olan Yahudi topluluğu ile Abdal aşiretinin hangi tarafı tuttukları belli değildi, Fransız işgal kuvvetlerinin Maraş'a gireceği gün kesinleşti. Ermenilerin en zengini ve hatırı sayılan en nüfuzlusu eskisi Maraş Mebusu (Milletvekili) Ermeni eşrafından Agop Ağa, Abdal aşiretinin Boybeyi ve en usta davulcusu Abdal Halil Ağa'ya (Halla) gelmesi için haber saldı. Halil Ağa gelince ona;

-Etba'ını toplu gel. Ordusunun başında gelen büyük Fransız kumandanını karşılamağa gideceğiz, dedi Agop Aga.

Öteden beri Hırlakyan Agop Ağanın emrine amade olan ve onu eğlendirmek için kırk takla atarak davul çalan Abdal Halil Ağa bu defa:

- Olmaz, gelemem, dedi.

Beklemediği bu red cevabı karşısında Agop Ağa:

- Kasnağını altunla dolduracağım gelirsen, dedi.

Uzun sakalını avucu içinde tutan Davulcu Halil Ağa:

- Belli, bilirim. Hemi de doldurursun. Davulumu değil, evimi bile altınlarınla doldurursun, dedi. Amma bu din bahsi... Bir çomak bile vuramam, cevabını verdi.” (1)

**

Sonra Uzunoluk Olayı var:

31 Ekim 1919 günü.

Maraşlılar için bitmez tükenmez sayılan bir gün, ağır ağır gün ışığının kararmasıyla yavaş yavaş bitmek üzere iken bir grup Fransız Ermeni devriyeleri Uzunoluk Caddesinden Kışla’ya dönüyorlardı.

O sırada tarihi Uzunoluk Hamamından çarşaflı 3 Müslüman Türk kadını ve bohçalarını taşıyan oğlan çocuğu çıkmışlardı. Yollarını değiştiren Fransız devriye askerlerinden biri kadınlara yanaşarak:

-Burası artık Türklerin değildir. Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilemez!.. diyerek kadınların peçesini zorla açmak istedi.

Namus ve şereflerini her şeyden mukaddes sayan Müslüman-Türk kadınları, askerlerin bu küstah bereketlerine karşı koyarak ve aynı zamanda bağırarak yandaki Kel Naci'nin kahvesinden yardım beklediler.

Olay yerine ilk yetişen Çakmakçı Sait:

-Gavur oğulları dokunmayın bacılarıma! diyerek Fransızlar'ın üzerine yürüdü. Fakat düşman kurşunlarına hedef olarak yaralandı.

Gözü dönmüş Fransız askerlerinin sağa sola rastgele ateş etmeye başlaması üzerine kahpe kurşunlara hedef olmak istemeyen silahsız halk, kendilerine siper buldukları yerlere geçmişlerdi.

İşte, tam bu sırada; karşıda kendi başına, sessiz sedasız, çocuklarının nafakasını temin için sabah ezanından akşam ezanına kadar çalışan ihtiyar Sütçü, dükkânında bu olayı görmüştü.

Sağa sola ateş ederek bir kahraman havasında olan Fransız askerlerinin karşısına tabancasını çekerek;

-Durun bire dinsizler, durun be densizler. Yaptığınız yetti artık... diyerek tabancasını ateşledi.

Bu kurşun, düşmana atılan ilk tokattı Bu kurşun, Türk İstiklal ve özgürlüğünün ilk işareti ve Kurtuluşun müjdecisi idi. Türk'ün namusuna el atan ve bir Türk'ü yaralayan el nihayet koptu.” (2)

**

Ve ardından Bayrak Olayı..

“27 Kasım 1919 Gecesi

Ermenilerin ileri gelenlerinden Hırlakyan'ın evinde İşgalci komutan Browmond şerefine bir balo tertiplenir. Baloda komutan Hırlakyan'ın torununu dansa davet eder. Komutan'ın teklifini reddeden genç kız,

-Sizinle dans etmekten mazurum. Çünkü kendimi hala esaret ve zillette yaşayan bir kadın olarak görüyorum. Kalede Türk Bayrağı dalgalandığı sürece sizinle dans edemem, der.

Bunun üzerine askerlerine emir veren komutan, Kaledeki Türk bayrağını indirir.

28 Kasım 1919 Cuma günü Maraş'ın kara sabahıdır. Yatağından kalkan Maraşlılar, asırlardan beri Kale burcunda dalgalanan şanlı bayraklarını göremezler. Bu olay şehri infiale sürükler.

Avukat Mehmet Ali Bey, "Alemi İslama Hitap" (3) beyannamesini yazar ve şehrin muhtelif yerlerine dağıtır, halkı Bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eder.

Cuma namazına çok büyük bir kalabalık toplanır. Ezan okunduktan sonra halk dışarıda

-Bayraksız namaz kılınmaz, diye bağırır. O esnada İçerdeki imam efendi,

-Hürriyet olmayan bir yerde namaz kılınmaz, diyerek beyannamenin doğru olduğunu ifade eder. Bunun üzerine halk topluca kaleye hücum ederek, indirilen Şanlı Bayrağını yeniden Kale burçlarına diker ve Cuma namazını orada eda eder.

Bayrak olayından sonra şehir adım adım savaşa sürüklenir, Arslan Bey başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, her mahallede teşkilatlanarak harekete geçer.” (4)

**

Ve…

Fransız işgali, başladığı gün (30 Ekim 1919) bitmiş, soğuk harp Davulcu Abdal Halil Ağanın nüfuzlu Ermeni büyüğü Hırlakyan Agob Ağa'yı karşı çıkarak " Bu din bahsi..." sözleriyle başlamış, ateşli sıcak şehir harbinin başladığı 21 Ocak 1920 tarihine kadar 82 gün sürmüştü.

21 Ocak 1920’de başlayan sıcak harp sonrasında Ermeniler ve Fransızlar, Maraş'ta 22 günden fazla dayanamadı ve 22’inci günün gecesinde gizlice şehir dışına çıkarak, işgali altında tuttuğu askeri kışlayı da yaktıktan sonra İslâhiye istikamet inde kaçmak zorunda kaldı.

Maraş bize mezar olmadan

Düşmana gülzar edemez…

Ve…

5 Nisan 1925 tarihinde Maraş’a TBMM tarafından bir adet “Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası” verilir.

O madalya, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın makam odasındadır.

7 Şubat 1973 tarihinde de TBMM tarafından Maraş’a “Kahramanlık”  unvanı verilir.

O tarihle birlikete Maraş olan şehrin ismi bu tarih itibari “Kahramanmaraş” olur.

**

Ve bugün…

O tarihten tam 100 yıl sonra…

O günü gururla yaşıyoruz. Kenti düşman işgalinden kurtarmak için canlarını hiçe sayan şehitlerimize ve vefat eden gazilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Dipnot:

  1. https://kahramanmaras.bel.tr/davulcu-halil-aga
  2. https://kahramanmaras.bel.tr/sutcu-imam
  3. Ey Millet-i Necibe-i Osmaniye! Vaktine hazır ol. Bin üç yüz seneden beri Hz. Allah’ı ve Peygamber-i zişanı hizmetinle razı ettiğin bir din ölüyor. Ecdadının kanı ve canı pahasına fethettiği kalenin burcundaki al bayrağını indirdiler, yerine Fransız bayrağını çektiler. Şimdi bayrağını geri yerine koyacak bir İslam gayreti sende hiç mi kalmadı. Haydi davran! Davran ki, azamet ve cesaretle hürriyetimizin timsali olan bayrağımızı yeniden dalgalandıralım. Sen Allah’a bağlılığınla kendini gösterirsen, korkma! Bütün Fransız milleti gelse seni yenemez. Buna emin ol ve yürü!
  4. https://kahramanmaras.bel.tr/bayrak-olayi