Ünlü kişilerin bu hastalığa yakalanması ile de adı son yıllarda daha sık duyulan sinir sistemi hastalığı, omurilikte kasları besleyen sinirlerin çıkış yerini etkiliyor. Hastalık nedeni ile hasar gören sinirler, kasları yeterince uyaramıyor ve kaslarda zaman içerisinde giderek artan güçsüzlük gelişiyor. 

Başlangıç belirtileri kişiden kişiye değişen, özellikle kaslarda güç kaybı ile kendini gösteren ALS hastalığının ortaya çıkış sebebi ne yazık ki hala bilinmiyor.

 

Ünlü kişilerin bu hastalığa yakalanması ile de adı son yıllarda daha sık duyulan sinir sistemi hastalığı, omurilikte kasları besleyen sinirlerin çıkış yerini etkiliyor. Hastalık nedeni ile hasar gören sinirler, kasları yeterince uyaramıyor ve kaslarda zaman içerisinde giderek artan güçsüzlük gelişiyor. 

 

Acıbadem Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, yatağa bağımlı kılan ALS hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.


KASLAR DÜZGÜN KULLANILAMIYOR


Hastalığın başlangıç belirtilerinin her hastada aynı olmadığını anlatan Dr. Cem Ortaçbayram, “Genellikle bir kolda ya da bacakta güçsüzlük ALS hastalarının fark ettiği ilk belirti olabiliyor. Örneğin yazı yazmak veya iplik bağlamak güçleşebiliyor. Hastanın ayağı sık sık takılabiliyor. Bazı hastalarda ise konuşma veya yutma güçlüğü şeklinde başlayan hastalıkta, hastanın kendisi ya da yakınları peltek, genizden gelen bir konuşma fark edebiliyor. Kaslarda seğirme ve kramplar da bu belirtilere eşlik edebiliyor” diyor.


Erkeklerde daha sık karşılaşılan ALS hastalığı genellikle 55 yaşından itibaren görülüyor. Ancak çok genç ya da ileri yaşlarda da hastalığa rastlanabiliyor. Dünya çapında her 100 bin kişiden 2 ila 6 arasında kişinin ALS hastalığına yakalandığı biliniyor. Dr. Ortaçbayram, bulaşıcı olmayan ALS’ye neyin yol açtığının bilinmediğini şu sözlerle anlatıyor:

 

“ALS’ye yakalanan kişilerin azınlığında kalıtımsal nedenler görülüyor. Gen mutasyonu, beyinde kimyasal dengesizlik ya da bağışıklık sistemindeki sorunların bu hastalığa yol açıyor olabileceği tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra araştırmacılar, sigara içen ve kurşun, metal ve çeşitli kimyasallara maruz kalan kişilerde ALS’ye yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı.”


YAŞAM SÜRESİ KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİYOR


ALS hastalığından şüphelenilen kişilere sinir ve kasların ölçülmesini sağlayan ENMG testi uygulanarak teşhis konulabiliyor. Ancak hastalık pek çok kas ve sinir hastalığı ile karışabileceğinden dolayı ayırıcı tanı için EMG, MR ve bazı kan testleri de uygulanıyor.

 

ALS hastalığına sahip kişilerde güçsüzlük, kaslarda erime nedeniyle günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayabiliyor ve zamanla yatağa bağımlı hale gelinebiliyor. Yutma güçlüğü, buna bağlı olarak beslenme sorunları, solunum kaslarının etkilenmesi ile solunum güçlüğü ve solunum cihazına ihtiyaç duyulabileceğini söyleyen Dr. Cem Ortaçbayram, “Hastalık ilerleyici olmakla birlikte, ilerleme hızı kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor. Başlangıcından itibaren hayatta kalma süresi genellikle 4-6 yıl olarak bilinse de 10 yıl veya çok daha fazla hayatta kalan pek çok kişi bulunuyor. Nadiren bazı kişilerde hastalığın ilerlemesinin durduğu görülüyor ancak bunun nedeni de tam olarak bilinmiyor” diyor.
 

Hastalığın vücuttaki bütün kasları tutmadığını anlatan Dr. Cem Ortaçbayram, bazı bölgelerin ALS hastalığından etkilenmediğini şu sözlerle ifade ediyor: “Hasta, büyük abdestini ve idrarını kontrol edebiliyor. Kalp kası zarar görmüyor. Göz kasları etkilenmediği için göz hareketleri de korunabiliyor. Günümüzde bilinen tedavisi olmayan ALS’nin, yalnızca ilerlemesini engellemek ve şikayetleri azaltmak için bazı destekleyici ilaç tedavileri uygulanıyor.”

Editör: TE Bilisim