(Darbeci generallerin zihniyet, ruh ve tavırlarını tenkit ve tahlil eden “Generaller” serisi yazılarımızda şerefli Türk Ordusuna, Türk Silahlı Kuvvetlerinin subay ve Mehmetçiklerine yönelik zerre kadar ima ve ihsas, tahkir ve tezyif ve de yıpratma maksadı gözetmediğimizi, gözetmemiz için hiçbir sebep olmadığını, olamayacağını; bilakis “General” serisi yazılarımızın tek gayesi şerefli Türk ordusu ve askerlerinin tarihten bugüne yüklendikleri vazifelerle devlet ve millet birlikteliğinin temel ayaklarından biri olduğuna inanarak, güzide ve fedakâr Türk ordusunun mensuplarını darbeci generallerden tefrik etme gayretidir)

Kahramanmaraşlı yazar Ahmet Doğan İlbey, habervaktim.com sitesindeki bugünkü yazısında 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan generalleri eleştirmeye devam ediyor.

 

İŞTE İLBEY’İN O YAZISI

 

(Darbeci generallerin zihniyet, ruh ve tavırlarını tenkit ve tahlil eden “Generaller” serisi yazılarımızda şerefli Türk Ordusuna, Türk Silahlı Kuvvetlerinin subay ve Mehmetçiklerine yönelik zerre kadar ima ve ihsas, tahkir ve tezyif ve de yıpratma maksadı gözetmediğimizi, gözetmemiz için hiçbir sebep olmadığını, olamayacağını; bilakis “General” serisi yazılarımızın tek gayesi şerefli Türk ordusu ve askerlerinin tarihten bugüne yüklendikleri vazifelerle devlet ve millet birlikteliğinin temel ayaklarından biri olduğuna inanarak, güzide ve fedakâr Türk ordusunun mensuplarını darbeci generallerden tefrik etme gayretidir)

 

Türk Ülkesi’nin cenûbuna düşen Suriye diyarının şahbaz dilli ozanı Nizar Kabbani boşuna “Horoz” dememiş darbeci generallere.

 

Şiirinden bâzı mısraları kıraat ederek generallerin sûretten sûrete girip nasıl “faşist bir horoz” olabildiklerini necip millettaşlarımın aklında tutmasını istiyorum:

 

“Mahallemizde kan dökücü sadist bir horoz var / Her sabah mahalle tavuklarının tüylerini yolar / Tan ağarırken bağıran bir horoz var / Gece gündüz tepemize biner / Tektir o ölümsüzdür / İktidar sahibi zorbadır o / Mahallemizde / Zalim, faşist, Nazi kafalı bir horoz var / Tankla çaldı iktidarı / Pençesini özgürlüğe ve özgürlükçülere uzattı / Tarihin getirdiklerini ılga etti / Çocukların doğumlarını ılga etti / Milli bayramlarda general elbisesi giyen / Bir ırkı yiyen bir horoz var / Bütün marifeti / Altılı tabancasının ateşini / Kelimelerin başına boşaltmaktır / Mahallemizde sinirli çılgın bir horoz var / Camiin minaresinden haykırır: Kendimi ulularım ey, kendimi ulularım / Devlet de benim, kanun da / Nasıl gelsin bize rahmet yağmuru / Nasıl yetişsin buğday / Üzerimize hayır nasıl inip de berekete boğsun bizi / Allah’ın ahkâmıyla yönetilmeyen / Horozların hüküm sürdüğü bir yurt iken burası / Ülkemizde horozun biri gider, biri gelir / Tuğyan aynı tuğyandır…”

 

Darbeci generaller pagan tanrılar gibidir çünkü kalpleri yoktur. Ölüyü severler, ülkelerinde ne kadar çok insan ölürse generallerin gücü o nisbette artar ve tanrılaşmaya doğru yücelirler.

 

Yaşayan insanları sevmezler ve yaşatıcı değildirler. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü sözüne inanmazlar.  İnandıkları tek şey: Yaşasın zorbalık! Yaşasın darbeler.

Editör: TE Bilisim