Özellikle akşam saatlerinde ayaklarda ağrı, kramp, yorgunluk, ağırlık hissi, sıcaklık, şişlik, uyuşma, kaşıntı gibi yakınmalar  varsa varis tehlikesi ile karşı karşıya olunabileceği belirtildi.

Uzmanlar “İlk başta kozmetik nedenlerle sadece kadınlara özel gibi algılansa da artık erkeklerin de kabusu haline gelerek hayat kalitesini düşüren ve modern hayatın bizlere hediyesi olan varisler sağlık açısından önemli bir problem” diyor.

 

Genellikle, vücudun en fazla basınca maruz kalan bölgesi olan bacakların alt kısımlarında görülen varise neden olan faktörlerin başında genetik yatkınlık, çevresel nedenler ve hormon ilaçlarının geldiğini söyleyen Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Bilal Kaya, bu istenmeyen oluşumların cildimizin hemen altında yer alan ve normalde bacaklarımızdaki kirli kanı temizlenmek üzere akciğere taşıyan yüzeysel toplardamarlardaki kapakların işlevlerinin bozulması sonucu meydana gelen ‘toplardamar genişlemesi’ olduğunu anlattı.

 


 

ÖNCE SORUNUN NEDENİNİ BİLİNMELİ

 

Varis hastalığında etkili ve kalıcı bir sonuç için önce olayın “nedeni”, yani kapaklarından kan kaçırarak varislere sebep olan damar ya da damarlar, sonra da olayın “sonucu”, yani varislerin tedavi edilmesi gerektiğini belirten Dr. Bilal Kaya, günümüzde tedavi öncesi yapılan detaylı bir ultrason inceleme ile varise ait her şeyi anlama şansının bulunduğunu ve gelişen tedavi yöntemleriyle tüm varis türlerinin etkin tedavisinin mümkün olduğunu söyledi.

 

“Varislerin tedavisinden önce mutlaka hasta ayaktayken yapılan ve yaklaşık yarım saat süren bir ultrason incelemesiyle varis ve kaynakları tespit edilerek tedavi seçenekleri belirlenmelidir” diyen Dr. Bilal Kaya, büyüklükleri ve cilde yakınlıklarına göre 3 tür bacak varisi olduğunu söyleyerek bunlar ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgileri verdi.

 


Kılcal varisler (Telenjektazi):
Ciltten çıkıntı yapmayan, saç kılı inceliğinde, kırmızı-mor renkli varislerdir. Bu varisler toplumda büyük varislerden çok daha yaygındır. Genellikle görünümleri nedeniyle kozmetik sorun teşkil ederler ancak nadiren ağrı, sızlama, kaşınma ve yanma gibi yakınmalar oluştururlar. Kılcal varisler, skleroterapi veya cilt lazeri ile tedavi edilebilirler. Skleroterapi, damar içine sklerozan madde adı verilen, kimyasal olarak damarın iç duvarını tahrip ederek kapanmasını sağlayan bir ilaç verilerek varisli damarın yok edilmesidir.

 

Orta boy varisler (Retiküler varisler): Ciltten hafif çıkıntı yapan, koyu yeşil-mor renkli, çapları 2-3 mm arasında değişen kıvrımlı varislerdir. Kılcal varisler gibi görüntüleri ya da oluşturduğu yakınmalar nedeniyle tedavi gerektirebilip genellikle bir ya da daha fazla ‘köpük tedavisi’ seansıyla tamamen giderilebilirler.

 

Büyük varisler (Variköz venler): Ciltten bariz çıkıntı yapan, çapları 3 mm’den büyük varislerdir. Bu varisler hemen her zaman bacaktaki yüzeyde yerleşimli safen toplardamarının kapakçık yetmezliğine bağlı gelişir ve kaynağın tedavisi ile sorun giderilebilir. En etkin tedavisi damar içinden yapılan lazer ya da RF (Radyofrekans) tedavisidir. Bu yöntemler, kaçak yapan damarın ameliyatla dışarı alınması yerine, vücut içinde lazer veya radyofrekans ile elde edilen ısı enerjisi kullanılarak kapatılması esasına dayanmaktadır.

 

YÜZ GÜLDÜRÜCÜ SONUÇLAR MÜMKÜN

 

Varislerin, artık girişimsel radyolojik yöntemlerin kullanıma girmesiyle ameliyatsız olarak tedavi edilebilir hale geldiğini sözlerine ekleyen Dr. Bilal Kaya, “Sonuç olarak kişinin yaşam kalitesi üzerine ciddi derecede olumsuz etkileri olan bacak varis türlerinin tümü unutulmamalıdır ki sabır gerektiren bir tedavi süreciyle günümüzde kesin olarak tedavi edilebilmekte ve yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir” dedi.

 

MARASPOSTA.COM

 


Editör: TE Bilisim