AB ülkeleri ve özellikle de emperyalist ülkelerin doğal zenginliğe sahip Afrika, Asya ve Ortadoğuda Müslüman ülkelerde meydana getirdikleri yıkım, kaos ve iç savaşlarla bu ülke vatandaşlarını vatanından etmiş, mülteci yada göçmen konumuna düşürmüşlerdir. Yine bu emperyal ülkeler Birleşmiş Milletler adı altında Göçmen ve Mültecileri koruma adına (!) bir takım sözleşmeler, antlaşmalar hazırlayıp sözüm ona koruyucu, demokratik ve insani görüntü sergilemek adına yaptıkları şovdan başka bir şey değilmiş…Bu emperyal ülkelerin yazılı antlaşmalara, sözleşmelere ve insan hakları bildirgelerine bakarak değerlendirecek olursak bunlara insanlığın, demokrasinin beşiği dememiz gerek (!). Oysa yaşananlar bunun tam tersini gösteriyor. Afrika, Asya ve Ortadoğuda Müslüman ülkelerde insanları göçmen, mülteci durumuna getiren ve bu masum insanlara hayvan muamelesi yapan hatta işkenceler yapan bu vicdansız Avrupalılar değil mi?

Şimdi bu emperyal ülkelerin sahte sözleşmelerine, içi boş görüntüsü hoş sözleşme metinlerini tekrar hatırlatalım! Tarihte yapılmış bir çok antlaşmalara ve sözleşmelere bir bakalım:

MÜLTECİ KİMDİR? 1951 Sözleşmesi’nin 1A maddesinin Mültecilerin Statüsüne istinaden, mülteci: “ırkı, dini, uyruğu, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve o ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen; yahut uyruğu yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu zulüm korkusu nedeniyle dönmek istemeyen kişilerdir.”

BMMYK (Birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliği), Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1950 yılında, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra milyonlarca mülteciye yardım etmek amacıyla kurulmuştur.  Bugün BMMYK’nin en önemli görevi, mültecilerin kaçtıkları ülkelere geri gönderilmemelerini ve temel haklarına saygı gösterilmesini garanti altına alarak uluslararası koruma sağlamaktır.

Mültecilerin korunması Devletler’in birincil sorumluluğudur. 1951 Sözleşmesi’ni imzalayan bütün ülkeler kendi sınırları içerisinde mültecileri korumak ve onlara uluslararası standartlara uygun şekilde davranmak zorundadır. BMMYK uluslararası koruma sağlarken asıl görevi, Devletler’in farkındalığını sağlamak ve mültecileri ve sığınma arayışındaki kişileri korumak için kendi yükümlülükleri doğrultusunda hareket etmektir.

MÜLTECİLERİ KİM KORUR? • Mülteci sözleşmeleri ve yasalarına erişimi kolaylaştırmak ve bunların etkin bir şekilde uygulanmasını teşvik etmek; • Mültecilere, uluslararası kabul görmüş hukuki standartlara uygun bir şekilde davranılmasını güvence altına almak; • Mültecilere sığınma hakkı verilmesini ve zorla hayatlarının ve özgürlüklerinin tehlikede olacağı ülkelere gönderilmemelerini güvence altına almak; • Mültecilerin içinde bulunduğu zor durumlara kalıcı çözümler aramak.

Bu haklar: BMMYK VE 1951 SÖZLEŞMESİ • Zulüm veya zulüm tehdidi olan bir yere geri gönderilmeme hakkı (Geri göndermeme ilkesi) • Koruma sağlanması aşamasında ayrımcılığa uğramama hakkı; • Zulümden kaçan bireylerin, kendi ülkelerinden çıkışlarının ve diğer ülkelere girişlerinin normal (yasal) yollardan yapılmış olması beklenilemeyeceğinden, sığınma talebinde bulunulan ülkeye yasadışı giriş yapılması veya yasadışı kalınmasından dolayı ceza almama hakkı; • Kabul edilebilir, minimum şartlarda yaşama hakkı ve bunun kapsamı içine giren diğer haklar: hareket özgürlüğü, eğitim hakkı, gelir getirici bir iş veya serbest meslek hakkı, kamu yardımı ve sağlık hizmetlerine erişim, mülk alıp satma imkânı ve seyahat ve kimlik belgeleri edinme hakkı.

Suriyeli milyonlarca insan yurdundan edilmiş mülteci konumuna düşürülmüş yaşlılar, kadınlar, çocuklar bu soğuk, ağır hava şartlarında aç susuz kalmış gariban insanlar Türkiye üzerinden Yunanistan’a oradan AB ülkelerine gitmek istiyorlar. Amaçları sadece insanca minimum koşullarda da olsa en azından bombalardan, kanlı ölümlerden uzak sade bir hayat yaşayabilmek için Avrupa’nın diğer ülkelerine ulaşabilmek istiyorlar ama nafile…Çünkü önlerinde Yunan engeli var, öyle ki Yunanistan hükümeti ve halkı el birliğiyle bu masum mültecilere geçit vermiyorlar. Geçit vermemekle kalsalar iyi diyeceğiz ama…Enteresan bir durum var, AB ülkeleri Yunanistana milyonlarca avro göndererek maddi destek oluyor sınırına dikenli teller çektirerek, zırhlı tanklarıyla silahlı askerleriyle mülteci geçişini engellesinler diye…Yazıklar olsun size Avrupalı zalimler!

Yunanistan tarihte eşi benzeri görülmemiş insanlık suçu işliyor. Yukarda hatırlatma erbabında sunduğum metinlerin altında Yunanistan’ın da imzası var. Yunanistan askerleri, polisleri bu yazılı sözleşmelerin hepsini ihlal ederek  tam bir insanlık ayıbı yapıyor. Mülteciler “ Bizler Yunanistan’da kalmayacağız sadece buradan AB ülkelerine ulaşmak istiyoruz” diyorlar… Ama yine de Yunanistan Yunanlığını yapıyor, nasıl mı? Bu masum korumasız mülteci insanların üzerine silahlarıyla ateş açarak, kadınların, hasta yaşlılar ve çocukların üzerine gaz bombası atarak, mültecileri soyup üzerinde ne varsa gasp ederek, bu ağır kış koşullarında insanların giysilerini soyup işkenceler yaparak, Meriç nehirinde ölüme terk ederek, dipçikle dövmeler yani kısaca insanlık dışı ne kadar muamele varsa hepsi bu Vandal Yunanlılarda mevcut…

Bu Yunanistanın insanlık ayıbından ve mültecilere insanlık dışı muamelerinden dolayı sözde İnsan Hakları mahkemesine, Birleşmiş Milletlere ve diğer Uluslararası otoritelere suç duyurusunda bulunuyorum… Hadi bu Yunan mezalimini durdurun! Hadi Yunanistan’a bir kınamada bulunun! Bu yobaz Yunanlılara dur deyin! Diyemezsiniz çünkü sizlerin Yunandan farkınız var mı?

Dünya’ya insanlık dersi veren Türkiye en çok mülteciyi barındırarak (7-8 milyon insan) birinci sırada, Pakistan ikinci, Lübnan üçüncü, İran dördüncü, Etiyopya beşinci sırada…Ürdün, Kenya, Uganda…. İnsanlık dramının olduğu yerde vicdan sahibi ülkeler var, insanı ırkına ve dinine bakmadan yaradandan ötürü seven bu vicdanlı ülkeler var…Mazlumun, masumun ve yardıma nuhtaç göçmenlere, mültecilere sonuna kadar kapısını açan bu muteber ülkeler sayesinde insanlık ayakta durmaya çalışıyor…Aslında insanlığın, vicdanın beşiği olan ülkeler bu ülkelerdir, unutmayın!

Hani Avrupa ülkeleri bu insanlık arenasında hiç yok, Etiyopya, Kenya ve Uganda kadar bile olamadınız size yazıklar olsun Avrupa ülkeleri! Hey Avrupa ülkeleri, kendini insanlığın, demokrasinin beşiği olarak gören emperyal ülkeler neredesiniz? Milyonlarca mülteciyi ölüme terk eden sizler değilmisiniz?

AB ve Yunanlılar bu insanlık ayıbınızın tarihin sayfalarına yazıldığını unutmayın!