ABD Kongre binası ilk kez 1812 yılında İngiliz askerleri tarafından işgal edilmişti. Kongre binası, 1814 yılında Koramiral Sir Alexander Cockburn ve Tümgeneral Robert Ross önderliğindeki İngiliz kuvvetler tarafından ateşe verilmişti.

İngilizlerin ABD Kongre binası baskınından 200 yıl sonra 6 ocak 2021 yılında ABD eski başkanı Trump önderliğinde bir kısım ABD’li seçmenlerce işgal edilmiştir. Aslında Trump bir çok skandal kararları, söylemleri ve son yaptığı darbe çığırtkanlığı ile şimdiden tarihe geçmiştir.

Bu son skandal hareketleri, Kongre binasını basmaları için seçmenlerini galeyana getirmiş dünyanın gözü önünde ABD’nin sembolleştiği özgürlük ve demokrasi kavramlarını yerle bir etmiştir. Trump’ın 3 kasım seçimlerinde mağlup olacağını 3 kasım 2020 tarihli makalemde ifade etmiştim. Bu makalede; “ABD'de başkanlık ve kongre seçimleri öncesinde yaşananlara bakarak seçim sonucunu kestirmek mümkündür. Trump yönetimindeki ABD gerçekten pek de iyi idare edilmedi. Trump Müslüman ülkelere karşı acımasızlığını her zaman göstermiştir. İsrail Trump zamanında daha da palazlanmıştır. Müslümanların kırmızı çizgileri en çok Trump döneminde aşındırılmıştır. İşsizlik oranı en yüksek seviyeler çıkmıştır. Sağlık sektörü Covid 19 pandemisi karşısında yerle bir olmuştur. Bugün dünyada Covid 19 nedeniyle ölüm oranı en yüksek ülke ABD’dir. 2 kasım 2020 tarihi itibarıyla bu can kaybı 236 bine yükselirken, vaka sayısı 9 milyon 475 bin 788’i aştı. Bu sayının artması Trump için kayıp nedeni olacaktır. Çünkü ABD’de sosyal güvence Türkiyeye göre oldukça zayıftır. İnsanlar virüse karşı izolasyona tam uymak istemediler çünkü evde izole oldukları zaman aç kalacaklarını biliyorlar. Bu insanlar ya açlıktan ya da Virüsten ölmek zorunda bırakıldılar. ABD halkının büyük bir çoğunluğu bu pandemiden olumsuz etkilenmiştir. İşsiz kalana mı bakarsın, sağlığını kaybedene mi yoksa mezarlıkların dolup taşmasına mı bakarsın! Hangisine bakarsan bak tablo Trump için iyi değil…Aynı dönemde ırkçılığın patlak vermesi, özellikle beyaz polislerin zencilere şiddet uygulaması, insan haklarının sık sık ihlal edildiği Trump döneminde zencilerin büyük çoğunluğu Trump’a oy vermeyecektir. Görüldüğü gibi Biden’ın kazanmak için ekstra bir şey yapmasına gerek kalmamıştır. Trump zaten hepsini yapmış durumda….” ifadelerine yer verilmişti.

Trump 6 ocak 2021 tarihine gelinceye kadar dünyanın bir çok yerinde (Filistin, Mısır, Lübnan, Libya, Sudan, Suriye, Irak, İran, K.Kıbrıs ve Türkiye) o kadar çok antidemokrat kararlar aldı ki bizlerin, Müslümanların kalbini o kadar çok acıtmıştı… ABD halkı,  gerek medyası gerekse STK’ları sus pus olup sadece izlemişlerdi… Tabi ki yapılan yanlışlar karşısında halkı ses çıkarmayınca Trump kendini hep haklı görmüş, yaptığı yanlışların farkına varamamıştır. Neticede Trump, halkın iradesine saygıyı en önemlisi demokrasiye saygısını ve inancını yitirmiştir.

Seçimlere usulsüzlük karıştığı yönündeki asılsız ve doğru olmayan iddiaları ortaya atan Başkan Trump'ın çağrısıyla başkent Washington DC'de binlerce kişi toplandı.

Trump, Beyaz Saray önünde destekçilerine yaptığı konuşmada, "Asla vazgeçmeyeceğiz, yenilgiyi asla kabul etmeyeceğiz" dedi.

ABD Kongresi yeni başkanı resmi olarak onaylamak için toplanırken, Trump destekçileri başkent Washington DC'de “Çalmayı Durdur” mitinginde bir araya geldi. Binlerce Trump destekçisinin katıldığı mitingin ardından göstericiler Kongre binasına girdi. Beyaz sarayın düz duvarında tırmanarak, kapıları ve pencereleri kırarak saldırıya geçen Trump destekçileri aynı geçmişte ABD’li askerlerin Irak’lıların altın rezervlerini, hazinelerini gasp etmesi gibi senatörlere ait eşyaları, belgeleri gasp etmişlerdir.

Kongre binası önündeki ilk polis bariyerlerini aşmayı başaran göstericiler, “ABD Trump'ı istiyoruz”, “Biz kazandık”, “Özgürlük” ve “Çalmayı bırakın”

ABD eski başkanı ve 3 kasım seçimini kaybetmiş biri olarak bay Trump hayatının değil ABD’nin gelmiş, geçmiş ve belki de gelecekte bile eşi benzeri görülmez bir skandala imza attığı aşikardır.

Seçimlerde yenilgiyi kabul etmeyen Trump destekçileri ile birlikte Washington DC'te bir miting düzenledi. Trump mitingde, seçimlerde hile olduğunu yineledi ve taraftarlarına direnme çağrısında bulundu.

Trump Washingtonda organize ettiği mitingde seçmenlerini galeyana getirerek “Amerikayı kurtarmak ve Hırsızlığı durdurmak” sloganları seçilmişti. Trump mitinge gelen binlerce seçmeni hareket geçirecek ateşli bir konuşma yapmıştır. Kendisine verilen oyların çalındığını zaten 3 kasımdan bu yana seçmenlerine sürekli işliyordu. Seçimde bir çok hilenin yapıldığını Biden tarafların haksızlık yaptığını, oy pusulalarını çöpe attıklarını, daha bir çok yolsuzluk yaptıklarını iddia edip durmuştu. Bu şekilde binlerce seçmen üzerinde etkili bir algı operasyonunu gerçekleştirmişti.

Trump 6 ocak 2020’de yaptığı darbe ile ABD’nin tüm saygınlığını, heybeti, demokrasi ve özgürlük referansını yerle yeksan etmiştir. Dünya ülkeleri Trump tarafından organize edilen ABD Kongre binasına baskını canlı yayında izlemiştir.

Gerek ABD içerisinden gerekse dünya ülkelerinden Trump’a kınama gelmiş ve ABD tarihinde bir ilk yaşanmıştır. ABD resmen dünyaya rezil olmuştur. Milenyum çağında demokrasinin tavan yaptığı bir süreçte ABD’li eski başkan tarafından hemde siyasi bir hareket lideri olarak en çok da siyasetçilerin saygı göstermesi gerekirken demokrasiyi katletmeye kalkışmıştır. Siyasilerin en çok saygı göstermesi gereken Demokrasi ABD’de yerin dibine sokulmuştur. Oysa bir zamanlar ABD’liler değilmiydi? Demokrasi abidesi olan… Hani ABD’de demokrasi en önemli hassas oldukları alandı? Ne oldu demokrasiye saygı? Demek ki ABD’de anti demokrat insanlar azımsanmayacak sayıda, Demek ki ABD’de ırkçılık, hırsızlık, vandallık, anti demokratlık kol geziyor…Bu ülke yöneticileriyle, askerleriyle, polisleriyle bir de kalkmış Orta Doğuya, Afrikaya, Asya’ya demokrasi ve barış getirmeye kalkışmaları ne kadar absürt değil mi?

ABD yönetim sistemi içerisinde oldukça büyük bir sembolik öneme sahip olan Kongre binasına yapılan saldırıya birçok kesimden sert tepki geldi.

Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, yaptıkları açıklamalarla yaşananlardan Trump'ı sorumlu tuttu. Yaşananları "darbe girişimi" olarak nitelendiren siyasetçiler ve basın kuruluşları da oldu.