Dindaşımız, ırkdaşımız, soydaşımız…

Gitmesek de, tuz-ekmek olmasak da bu gerçek değişmez…

Uygur Türkleri'nden bahsediyoruz.

Çin'de baskı altındaki soydaşlarımızdan bahsediyoruz..

Kendi yurtları Doğu Türkistan'da zulüm altında yaşayan ırkdaşlarımızdan bahsediyoruz...

Uygurların yaşadığı sıkıntılı günleri yüreğinde hissetmeyen…

Onların içinde bulunduğu durumu önemsemeyen…

Onları yok sayan bir zihniyet kendi ulusumuz içinde gün geçtikçe çoğalıyor…

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi'nin Çin'in kentini kardeş şehir ilan ettiğinin konuşulduğu günlerde yaşıyoruz.

Şimdi kendi içimizden doğan, Sokakbaşı Kirişçi Sokağı girişinden bugün dünyaya uzanan bir marka haline gelen dondurma markamızın tepkilere neden olan ifadeleri yaşıyoruz.

İddiaya göre; MADO'nun sahiplerinden Mehmet Sait Kanbur’un Çukurambar'da Uygur Türkleri'ne yer vermemiş ve “Uygur Türklerine masa vermedim. Çin’deki yatırımlarım zarara uğrar. Ben de Çinliyim” ifadesini kullanmış.

Anadolu Birliği Partisi Genel Başkanı Bedri Yalçın, MADO’nun sahibi Mehmet Sait Kanbur ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Yardımcıoğlu'nun sosyal medya hesabından paylaştığı bir deklarasyon var.

Ki, Facebook'tan, Twitter'e kadar bir çok sosyal medya hesabından da söylendiği iddia edilen ifadelere yığınla tepki var…

Ki bu tepkiler daha da artacak gibi….

Elbette Kanburgillerden bir aciklama gelirse durum değişir.

Bekliyoruz.

Ama işin garip tarafı şu: MADO, Kahramanmaraş insanına bir şey katmamış.

Tamam okul yaptırmış, sağlık ocağı yaptırmış, yüzlerce insana iş vermiş olabilir ama bir söz üzerine bu kadar tepki getirecek ne yapmış!

Düşünülmesi gerekmez mi?

Her sabah oturup çayını içtiğin, kahvaltını yaptığın bir işletmeye nasıl tepki göstereceksin.

İşte bunu merak ediyoruz.