Yeni tip koronavirüs (covid-19), Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktı.

Çok da kısa bir süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına aldı, Türkiye’de de 11 Mart 2020 tarihi itibari ile görüldü.

Virüs ile ilgili bilgiler internet sitelerinde yer alıyor. İsteyen faydalanabilir.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 23 Mart 2020 verilerine göre, virüs 190 ülke ve bölgede 334 bin 981 kişide tespit edildi ve bugüne kadar 14 bin 652 can aldı.

Virüsün tüm dünyada en çok can aldığı ülkeler başta İtalya olmak üzere Çin, İspanya ve İran oldu.

Türkiye'de ise dün itibariyle toplam test sayısı 2 milyon 338 bin 593 oldu.

Toplam vaka sayısı 170 bin 132’yi buldu.

Vefat eden sayısı ise 4 bin 692 (dün 23 kişi) oldu.

137 bin 969 kişi de sağlığına kavuştu.

**

Ülkemizde ilk tanı konduktan sonra devletimiz bir dizi tedbir aldı, hatırlarsanız.

Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu önerileri, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile bir dizi tedbirler alındı.

65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlar için sokağa çıkma kısıtlaması getirildi, önce…

Ardından da 20 yaş altı aynı akibete uğradı ki, bu yaş grubunu daha sonra 18’e düşürüldü.

Yaş gruplarında haftada 3 gün belli süreli kısıtlama kaldırılıyor.

Maske, mesafe, temizlik ilk tedbirler olarak belirlendi.

Evin dışında maske takacağız, insanlarla aramızda mesafe bırakacağız ve sık sık ellerimizi yıkayacağız.

Normalleşmenin başlamasının ardından da yapılan rehber çalışmalarda hep aynı vurgu yapılıyor: Maske+Mesafa=Tedbir.

Camilerde cemaatle toplu namaza ara verildi, okullar tatil edildi, bir çok esnafın işleri geçici olarak durduruldu.

Ama bugün normalleşme sürecindeyiz.

**

Kabul edilir ki, maske konusunda başta bir belirsizlik ve sıkıntı yaşandı.

Maskeyi devlet ücretsiz dağıtacak oldu, ertesi sabah bulunamadı. Eczanede, marketlerde, tıbbi ürün satış yerlerinde adeta hengame yaşandı.

“Sonra bakanlık kod gönderecek” denildi, olmadı…

“Ardından tavan fiyat belirlenecek ve eczanelerde satılacak” denildi.

Şimdi çok sayıda da maske bulunuyor.

Uzmanların söylediği tıbbi maske tek kullanımlık, sürekli kullanımı da sakıncalı… Belli aralıklarla değiştirilmesi gerekiyor.

Maskeyi rast gele atmayacaksınız da…

Ki, maske konusundaki sıkıntıların en büyüğü toplu taşıma araçlarında yaşanıyor; devlet “normalleşme gerçekleşti” diyerek maskenin önünü kesmedi ama halkımız maskeyi aksesuar olarak kullanmaya başladı.

Aynen bozuk para gibi cebimizde taşıyoruz.

Ya da sadece çenemizi kapatacak bir aksesuar yaptık.

Maskeyi alıyoruz, kullanıyoruz ama yettiği gibi değil… Bir çok vatandaş maskeyi kulaklarına ya da kapalı bayanlar eşarplarına tutturuyor ve ağzı, burnu açık… Sadece çeneler kapalı… Haksızlık etmeyeyim de bazı insanlar da sadece ağzını kapatıyor.

**

Sosyal mesafede de aynı komediler yaşanıyor. Dibdibe, kolkola geziyoruz çarşıda-pazarda.

Sahi, virüsten korunmanın en önemli etkeni maske kullanımı değil mi?

Sosyal mesafeye uyum sağlanmayacak mı?

Ellerimizi sık sık yıkamayacak mıyız?

Dezenfekte kullanmayacak mıyız?

Tamam. Tüm bunları yerine getirmeyeceksek neden bu kurallar konuyor. İfade ediliyor.

Konu sadece ben değil… Ben de virüs varsa, benden sana geçer; senden ona geçer… Filyasyon taraması başlar. Ben, sen, o…

Biliyorsunuz; devlet yetkilileri bir araya gelmeyi sınırladı ama cenazeye, nişana ve kalabalık toplantıları da kaçırmaz oldu toplum…

Azıcık kurala uyalım.

Son söz: Maske bir aksesuar değildir, lütfen dikkatli kullanalım.