1.Kısaca kendinizi anlatır mısınız?

1977 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü bitirdikten sonra aynı üniversitede başladığım yüksek lisansımı "Aydınlanmacı Ahlak Anlayışı ve Türk Düşüncesine Etkileri: Baha Tevfik Örneği" adlı tezimle 2003 yılında tamamladım. Ardından İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde  Felsefe ve Din Bilimleri alanında doktora çalışmalarına başladım. 2019 yılında “Âlem-i Misal Rehberi” adlı romanımla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın "Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları" ödülüne layık görüldüm. Hâlen Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir okulda öğretmenlik yapıyorum.

  1. Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?  

Kendimi bildim bileli yazıyorum diyebilirim. İlk yazı deneyimim ve aslında beni yazmaya teşvik eden 6. Sınıftayken katıldığım öykü yarışmasında kazandığım birincilikti. Bundan sonra yazma serüvenime ara vermeden devam ettim.     

  1. Yazmanızda en büyük etken nedir?

Duras der ki :” İnsan içinde bir yabancıyı barındırır. Yazmak o yabancıya ulaşmaktır. “ Sanırım yazmamdaki en büyük etken işte o yabancıya ulaşmak arzusu.  Yazmayı terapi olarak görüyorum,  insanı sağaltıyor.

  1. Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?

Beni zorlayan şeylerden biri uzun süre uğraşarak yazdığım metni silip baştan yazmak. Zira kolay yazdığımı söyleyemem. Yazmak emek isteyen bir iş ve çoğu zaman yazdıklarınızı silip atabilme cesaretini göstermenizi gerektiriyor.

  1. Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?

İlham perisine inanmıyorum. Yazmanın şartı okumaktır. Okumazsanız yazamazsınız.

  1.  Sizi besleyen kaynaklar nelerdir? Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?

Her yazarın edebiyat dışında bir ilgi alanın olması gerektiği kanaatindeyim. Tarihten tutun psikolojiye, müziğe, resme kadar bu aklınıza gelebilecek her şey olabilir. Yazarı besleyecek olan budur. Ben felsefe, mitoloji, din bilimleri ve psikoloji ile ilgileniyorum. Bu alanlarda okumayı seviyorum ve dolayısıyla bu kaynaklardan besleniyorum ve konularımı bu alanlardan devşiriyorum.

  1. Nasıl iyi bir yazar olunabilir?

Rilke, “Bir sanat eseri gereksinimden çıkmışsa iyidir.” der. Bir yazar da en başta kendisi olmak üzere  insana ait gereksinimin farkındaysa ve bunu işleyebilecek yeteneğe sahip ise iyi bir yazar olabilir. Bunun ön şartı da daha önce belirttiğim gibi okumaktır.

  1. Peki son olarak buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne derdiniz?

Kadim bilgelik insana kendisini bilmesini öğütler. İnsanın kendini tanıması için okuması ne kadar önemli ise yazması da bir o kadar önemlidir. Her insan yazmalıdır.  Bunu illa roman ya da öykü yazarak yazdıklarımızı yayımlatmak olarak algılamayalım. Kendimizi tanımak, içimizdeki yabancı ile iletişime geçmek için yazmalıyız.

Editör: TE Bilisim