Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında  İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e “Beni Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi hala anlayamadı” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin, bizim orada haklarımız var. Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür, Yunanistan ve İngiltere konuşur garantördür ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün gerçekleştirilen AK Parti TBMM Grup Toplantısında konuştu. Erdoğan, konuşmasında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Ya ne kaldı o olmayacak, bu olmayacak filan ne olacak, sen niye varsın o zaman. Yani siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar. Beni Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi hala anlayamadı” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin sürekli ve daha büyük sınamalarla karşı karşıya geldiğini belirten Erdoğan, “Bu sınamalar karşısında pısırık davranmak, kabuğumuza çekilmek yerine hep meydan okumayı tercih ettik. Bölgemizi ve dünyayı ilgilendiren böylesine kritik gelişmelerin yaşandığı bir dönemde birileri ülkemizi yine kendi içine hapsetmeye çalışıyor. Hedef Türkiye’yi yeniden düzenlenen küresel oyunun dışına itmektir. Bu niyeti en başından itibaren gördüğümüz için hazırlıklarımızı yaptık. Ülkemizin temel diplomatik, güvenlik ve ekonomik öncelikleriyle ilgili politikalarımızdan en küçük bir taviz vermeyerek, hiçbir tehdide boyun eğmeyerek tavrımızı ortaya koyduk” ifadelerini kulandı.

“TEŞEKKÜR ETMESİNİ BİLİN”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in TBMM Grup Toplantısında söylediği sözlere yönelik Erdoğan, şunları kaydetti:

“Maalesef, Türkiye’de sözde siyaset yapan birileri eğitimde, sağlıkta attığımız adımları küçümsemeyle prim yapmaya çalışıyor. Adalet, emniyette attığımız adımlarla kendilerine prim yapmaya çalışıyor. Ulaşımda attığımız adımlarla prim yapmaya çalışıyor. Bugün bir tanesi öyle söylüyor. ‘Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız’ diyor. Öbür taraftan şunu da söyle: Yüksek Hızlı Tren getirdik diye mi size bu millet oy verecek. Daha da ileri gidiyorum, 26 tane havaalanını 56’ya çıkarttık diye mi bu millet size oy verecek. Ya ne kaldı o olmayacak, bu olmayacak filan ne olacak, sen niye varsın o zaman. Yani siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar.

Beni Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi hala anlayamadı. Bu tabi bir tanesi. Yüzlerce tünel, dağları yüzlerce tünelle deldik. Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu, şimdi yapınca neden rahatsız oluyorsun. Biride bir teşekkür etmesini bilin. Siz de geçmişte bakanlık yaptınız, niye sizler bunu yapamadınız. İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Bu tünelleri inşallah açmaya devam edeceğiz, köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız, Osman Gazi Köprüsü de yapacağız, Marmaray gibilerini de yapacağız, Avrasya Tünelini de yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz” dedi.

 “EKONOMİMİZİN YÜKSELİŞE GEÇMEYE BAŞLADIĞINI GÖRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, ekonomiye yönelik ise “Türkiye’nin geleceğini karartmaya, önünü kesmeye yönelik ekonomik tuzakların milletimizi günlük hayatında nasıl bunalttığının da biz çok iyi farkındayız” diyerek, şu mesajları paylaştı:

“Kur, faiz, enflasyon üçgeninde bunalan girişimcilerimizin, iş adamlarımızın, esnafımızın hangi sıkıntıları çektiğini de gayet iyi biliyoruz. Bunun için ekonomiyi dengeye oturtmaya, kurdaki istikrarsızlığı gidermeye, faizleri düşürmeye, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeye, istihdamı artırmaya çalışıyoruz. Bunun sinyalleri gelmeye başlamıştır. Ekonomide istikrarı sağlamadan üretimi, yatırımı, ticareti, istihdamı istediğimiz seviyeye getiremeyeceğimiz açıktır.

Türkiye’nin üretimdeki ve insan gücündeki potansiyelini, kabiliyetlerini bilenler ülkemiz ekonomisine yönelik saldırıları işte hep bu istikrar noktasına yoğunlaştırıyor. Biz de tedbirlerimizi ona göre aldık, alıyoruz. Geçtiğimiz yıldan itibaren şoklara karşı dirençli, uluslar arası rekabete daha güçlü, sağlıklı sürdürülebilir ve dengeli büyümeli hedef alan bir program uyguluyoruz. Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz. Her şeye rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 2,6 oranında büyümüştük.

Bu yılın ilk çeyreğini de yıllık bazdaki daralmaya rağmen mevsim etkisinden arındırılmış olarak baktığımızda bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 büyümeyle kapattık. Haziran ayı itibariyle her alanda göstergeler olumlu yönde bir yükselişi işaret ediyor. Dolar kuru bir süredir 6 liranın altında seyrediyor. Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Borsa bir ayda 86 binden 95 binin üzerine çıktı. Tahvil faizleri yüzde 19’un altına indi.

Ülke risk primimiz geriliyor. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde de Haziran ayında olumlu yönde yükseliş gözleniyor. İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranında da artış var. İhracatımızdaki ve turizm sektöründeki olumlu yükseliş sürüyor. İhracatta 170’in üzerine ve turizmde de 50 milyon turistin üzerine çıkacağız, şu andaki görüntü bu.”

Editör: TE Bilisim