Sabah işe giderken köşedeki pastaneden aldığınız açma ve poğaçaları bırakmanızın zamanı geldi!

Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterenler yedikleri besinleri en uygun zamanda tüketmeye çalışıyor.

Güne iyi bir başlangıç yapmak için kahvaltıda elma ve muz tüketmek oldukça popüler. Besleyici ve düşük kalorili sebze ve meyvelerin bolca tüketilmesi bir tesadüf değil!

İşte sabah ve günün erken saatlerinde meyve yemenin faydaları!

Sabah ve erken saatlerde meyve tüketimi enerjinizi arttırır.

Meyveler kaliteli karbonhidratlardan biridir ve sabah tüketilen meyveler size birçok fayda sağlar.

Lif bakkımından oldukça zengin bu karbonhidratlı gıdalarda bulunan şeker oldukça yavaş sindirilir. Böylece tüm gün kendinizi mutlu ve enerjik hissedersiniz.

Elma, muz, portakal ve kavun düşük glisemik indeksli harika meyve çeşitleridir ve sabah öğünlerinde tercih edebilirsiniz.

Meyveler sindirim sisteminiz için oldukça faydalı besinlerdir.

Erken saatlerde meyve tüketerek vücudunuzda gece boyunca biriken toksinleri dışarı atabilirsiniz.

Gece yemek yemeyi bıraktığınız andan itibaren vücudunuz bir temizlenme döngüsünün içerisine giriyor. Bu döngüye sabah saatlerinde meyve yiyerek yardımcı olabilir, sindirim sisteminize yardımcı olabilirsiniz.

Vücudun temel işlevleri için oldukça önemli ve doğal bir sindirim yardımcısı olan enzimler, meyvelerde fazlasıyla bulunuyor.

Bu enzimler, tükettiğiniz besinlerdeki besleyici maddelerin vücudunuz tarafından emilmesine de yardımcı.

Sabah öğünlerinizde yiyeceğiniz bir parça meyve bu özelliklerden faydalanmanız için yeterli.

Sabah meyve tüketmek ruh halinizi düzeltir ve size canlılık verir.

Kendinizi iyi hissetmek için beynnizi kaliteli glukozla beslemelisiniz ve meyve tüketmek kaliteli glukoz almak için oldukça akıllıca bir yöntem.

Doğal şeker ve lifler tükettiğinizde kan şekeri seviyeniz düşecek, dikkatinizi daha kolay toplayacak ve zihinsel enerjinizi yükselteceksiniz.

Meyveler C vitamini açısından oldukça zengindir ve C vitamini yalnızca soğuk algınlığına iyi gelmekle kalmıyor aynı zamanda stresle de mücadele ediyor.

C vitamini fiziksel ya da zihinsel stresten kaynaklanan iltihaplanmaya karşı da oldukça etkili.

Sabah ve öğle öğünlerinizde bir porsiyon meyve tüketerek günün en yoğun saatlerinde stresle başa çıkabilirsiniz.

Meyveler vücudunuzu doğal bir şekilde nemlendiren suyla doludur. Gece boyunca susuz kalan vücudunuza sabah ihtiyacı olan suyu tüketmenizi sağlıyor.

Kavun, elma, portakal, kivi, ananas, üzüm ve armut gibi bol sulu meyveler sabah kahvaltısı için ideal.

Eğer tatlıya düşkünseniz, yemek aralarında meyve yemek tatlı krizlerinizi engelleyebilir.

Doğal olmayan işlenmiş atıştırmalıklar yerine sağlıklı meyveler tüketebilirsiniz. Böylece hem gereksiz kalorilerden uzak duracak hem de meyvelerin besin değerlerinden yararlanacaksınız.

Cinsellikte ‘şişkin ego’ sorun!

Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişilerin, partnerlerini kendilerinin ihtiyaçlarını karşılamakla sorumlu biri olarak gördükleri ve bu durumun cinsel yaşamda sorunlara yol açtığı belirtiliyor.

Halk arasında “Kendini beğenmişlik” olarak tabir edilen “Narsisizm”i duymuşsunuzdur mutlaka. Narsisizm’in adını, Yunan mitolojisinde güzel kokulu nergis çiçeğine adını veren, kendine aşık Narcissus’tan aldığına inanılır. Efsaneye göre Narcissus, güzelliğiyle perileri kendine aşık eder ama hiçbir aşka karşılık vermez. Sonunda mitolojik tanrılar onu bu tutumundan dolayı cezalandırır. O da sudaki kendi aksine aşık olur. Gece gündüz o suda ulaşamadığı kendi suretini seyreder.

Narcissus aşkından eriyerek olduğu yerde nergise dönüşür. Narsisizm, çiçekte değil ama insanlığın kişilik yapısında yer bulmuş. Kendini aşırı derecede sevme ve beğenme olarak bilinen narsisistik kişilik bozukluğu olarak yaşamda yerini almış.

İnsanların uyumlu yaşayabilmesi için, ölçüyü kaçırmadan kendini sevmesi, beğenmesi ve değerli görmesi bir ihtiyaç. Ölçünün kaçtığı narsisistik kişilik bozukluğu kendini beğenmişlik, insanlara yüksekten bakma, kendini sevme ve kendine âşık olma olarak biliniyor.

Narisisistik kişilik bozukluğu tanısı alan kişilerin yüzde 80’inin erkek olduğu belirtiliyor. Bu kişilik bozukluğu ilişkilere yansıyor, cinsel yaşamda sorunlara yol açabiliyor. Genellikle tedaviye derin bir boşluk duygusu, can sıkıntısı, iç daralması, hayattan keyif alamama, anlamsızlık ve umutsuzluk şikâyetleriyle başvuruyorlar.

Editör: TE Bilisim