Gazeteci Bekir Doğan’dan Sert Çıkış: “Adam Olamadın Gittin Be Zevzek!”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaşanan “adam” tartışması, kamuoyunda yankı uyandırmaya devam ederken; gazeteci Bekir Doğan’dan sert ve çarpıcı bir yazı geldi. TBMM Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam üzerinden başlayan tartışma, Doğan’ın kaleme aldığı yazıyla birlikte Meclis kürsülerinden Maraş sokaklarına kadar uzandı.
Geçtiğimiz hafta kaleme aldığı yazısında “adam” kavramının içinin boşaltıldığını vurgulayan Doğan, hem siyaset kurumuna hem de toplumsal yozlaşmaya sert eleştiriler yöneltti.
“TBMM’de adam bulmak zor, Kahramanmaraş’ta da adam bulmak zor.
Bulduğunuzun kıymetini bilin…”
ifadeleriyle başlayan yazı, yalnızca bir siyasi polemik değil; aynı zamanda ahlaki bir sorgulama niteliği taşıyor.
“Adamlık Elbisede Değil, Karakterdedir”
Bekir Doğan, halk ozanı Ozan Arif’in unutulmaz dizelerine atıfta bulunarak günümüz insanını şu sözlerle tarif ediyor:
“Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok;
ne adamlar gördüm, üzerinde elbise yok.”
Yazıda; makam, mevki, üniforma ve kravatın artmasına rağmen vicdanın, merhametin ve ahlakın giderek azaldığına dikkat çekiliyor. Doğan’a göre insanı “adam” yapan; giydiği kıyafet değil, taşıdığı duruş, verdiği söz ve sahip çıktığı emanettir.
“Boyun Posun Var Ama Ruhun Yok”
Yazının en dikkat çeken bölümlerinden biri ise sert hitapların yer aldığı kısım oldu. Doğan, samimiyetsizliği, yalancılığı ve çıkarcılığı eleştirirken şu ifadeleri kullandı:
“Boyun posun var ama ruhun yok.
Hakkı ne bilirsin sen?
Ancak yürürsün…”
Bu sözler, toplumda “güçlü görünen ama içi boş” tiplere yönelik açık bir eleştiri olarak yorumlandı.
Zübükler ve Sessiz Adamlar
Doğan, yazısında iki farklı insan tipini karşı karşıya koyuyor:
· Gücü yetene baskı kuran, sözünde durmayan, makamını çıkar için kullanan “zübükler”
· Cebinde parası, sırtında ceketi olmayan ama sözü doğru, selamı samimi, yüreği temiz olan gerçek “adamlar”
“İhtiyacımız Olan Yeni Elbiseler Değil”
Yazının finalinde ise topluma net bir mesaj veriliyor:
“Bugün ihtiyacımız olan şey yeni elbiseler değil,
adam gibi adamlardır.”
Bekir Doğan’ın kaleme aldığı bu yazı, yalnızca bir köşe yazısı değil; siyasete, topluma ve bireylere tutulmuş sert bir ayna olarak değerlendiriliyor.
