Gündem

Bekir Doğan ile Yedi Güzel Adam’ın İzinde

Bekir Doğan ile Yedi Güzel Adam’ın İzinde: Fikir, Kalem ve Vicdan Üzerine

Röportaj: Akif Arslan

Kahramanmaraş’ın kültür ve düşünce hayatında derin izler bırakan “Yedi Güzel Adam” geleneği, bugün hâlâ bir neslin vicdanında yaşamaya devam ediyor.

Şair, yazar ve gazeteci Bekir Doğan, geçmişin bu düşünce mirasını bugünün medya anlayışıyla birleştirerek “entelektüel sorumluluk” kavramını yeniden gündeme taşıyor.

Doğan, Kahramanmaraş’ın fikir dünyasından günümüz medyasına uzanan çizgide, “kalemini vicdanın hizmetine veren” gazeteciliğin önemini vurguluyor.

“Yedi Güzel Adam sadece bir dönem değil, bir duruştur”

– Bekir Bey, siz sık sık yazılarınızda ‘Yedi Güzel Adam’dan bahsediyorsunuz. Bu kavram bugün ne ifade ediyor?
Yedi mi, yetmiş mi demeli, bilemiyorum… Ama Kahramanmaraş’ın güzel insanları, düşünen, üreten, sorgulayan fikir insanları bir bir bu şehirden gitti. “Yedi Güzel Adam” aslında bir dönemin değil, bir duruşun adıdır. Onlar düşüncenin, kalemin ve inancın öncüleriydi. Biz de bugün aynı mücadeleyi farklı şartlarda sürdürüyoruz.

“Gazetecilik sadece haber değil, zamanı okumaktır”

– Sizce bugün gazetecilik neye dönüştü?
Gazetecilikte yıllarını vermiş biri olarak söylüyorum: Bu meslek sadece haberi değil, zamanı da okumaktır. Gerçek gazeteci, bugünü yazarken yarını da görür. Eline fotoğraf makinesi alan herkes basın danışmanı olamaz. Bu iş, en az elli yılını mesleğe vermiş insanların işidir. Çünkü tecrübe, düşüncenin süzgecidir.

“Basın danışmanı değil, düşünce danışmanı gerek”

– Yerel yönetimlere sık sık “basın danışmanınızı iyi seçin” diyorsunuz. Neden bu kadar vurguluyorsunuz?
Çünkü iletişim sadece duyuru yapmak değildir. Belediyeler, kurumlar, şirketler... Hepsi kendi iç sesini doğru aktarmalı. Ben diyorum ki, kendinize sadece bir basın danışmanı değil, bir düşünce danışmanı tutun. Düşünmeyen kurumun sesi olmaz. Bunu yıllardır söylüyorum ama hâlâ ciddiye alan az.

“Aydın olmak sadece bilmek değil, bildiğini toplum için kullanmaktır”

– Bugün entelektüel ya da aydın olmak sizce ne anlama geliyor?
“Entelektüel” kelimesi Batı’dan gelmiş olabilir ama özü bizdedir. Gerçek entelektüel, bilgiyi toplumsal sorumlulukla birleştirir. Necip Fazıl, “Mehmet Âkif sadece bir şair değil, büyük bir mütefekkirdi” der. Çünkü fikir adamı, sadece bilgiyle değil vicdanla da yaşar. Aydın olmak bilmek değil, bildiğini toplumun faydasına kullanmaktır.

“Kahramanmaraş fikir adamlarını unutmamalı”

– Son olarak Kahramanmaraş’a bir mesajınız var mı?
Bu şehirde bir zamanlar fikir konuşulurdu. Gazeteler düşüncenin sesi olurdu. O Yedi Güzel Adam, çıkardıkları son gazetede aslında sadece haber değil, bir miras bıraktılar. Bugün o mirası hatırlamak, sadece geçmişe değil geleceğe de sahip çıkmaktır.

Kapanış: Fikirden habere, haberden vicdana…

Bekir Doğan’ın sözleri, yerel gazeteciliğin ötesine geçen bir çağrıyı taşıyor:
Kahramanmaraş, fikir insanlarını unutmamalı. Çünkü şehirler, ancak düşünen insanları kadar yaşar.