CHP’den Lozan Antlaşması açıklaması

CHP Kahramanmaraş Örgütü, Lozan Antlaşması’nın yıldönümünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümü nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kahramanmaraş İl Örgütü tarafından basın açıklaması okundu.

Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümü nedeniyle CHP Genel Merkezi 81 il ve 975 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapılmak üzere yerel örgütlerine bir basın metni gönderdi.

CHP Kahramanmaraş Örgütü de genel merkezden gönderilen basın metnini 12:00’da yurt genelinde 81 il ve 974 ilçe örgütüyle birlikte eş zamanlı olarak yaptığı basın açıklamasında okudu.

CHP basın açıklamasında İl Başkanı Yardımcıları Cem Yıldız ve Keziban Taşın, eski ilçe başkanlarından Hürriyet Gürsel Taşın ve il Kadın Kolları Başkanı Naile İşlek de hazır bulundu. Açıklama Cem Yıldız tarafından okundu:

CHP Genel Merkezinden yerel örgütlere gönderilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Değerli basın mensupları;

Bugün emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümü kutluyoruz.

Bugün tarihi bir gün. 780 bin kilometrekarelik ülke topraklarımızın, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün.

Lozan Barış Antlaşması’yla;

Emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi.

Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç/dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-ı Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı.

Yunanistan’da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi.

Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan zaferin adıdır.

Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; “Lozan Barış Antlaşması, Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir”.

Lozan Saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizi zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan’ı hafife alan sübjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İnönü’ye onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir.

Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan’a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2’inci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile Milli Mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.

Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ce idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüzyıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir.

Biz CHP olarak kanun teklifimizi meclis başkanlığımıza sunduk. Lozan antlaşmasının imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır.

Değerli basın mensupları;

Bugün aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115’inci yıl dönümü 24 Temmuz’un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki, basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız.

Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı, basın kurumlarının kapatıldığı, ekranların karartıldığı, erişim engellerinin, fikir suçlarının, sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönem geçiriyoruz.

Dünya Basın Özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 2002 yılında 100’üncü sıradayken bugün 165’inci sıraya kadar gerileyen ülkemizde basının durumu demokrasinin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir.

İktidar, geldiği günden beri Türkiye’de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır.

Unutmayalım ki, Çin’den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye’de bu sorun sadece gazetecilerin değil tüm toplumun sorunudur.

Biz, CHP olarak özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkını gasp edenlere basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyeye indirenlere korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız”.

Aynı açıklamayı CHP Onikişubat İlçe Başkanı Ünal Ateş de WhatsApp hesabından gazeteciler ile paylaştı.