D vitamini fazlalığı organlara zarar verebiliyor

Emine Aleyna Başoğlu / İSTANBUL, AA

İSTANBUL (AA) - Medicana Sağlık Grubu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Prof. Dr. Muharrem Çidem, yüksek dozda D vitamini alımının santral sinir sistemi, kardiyovasküler sistem, kas-iskelet sistemi, deri, sindirim sistemi ve böbrek dahil çok sayıda organ ve sistemi olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Klinik Psikologdan, okullar açılırken ebeveynlere 10 altın öneri
Klinik Psikologdan, okullar açılırken ebeveynlere 10 altın öneri
İçeriği Görüntüle

Medicana Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, güneş ışığı sayesinde vücutta doğal olarak üretilebilen ve genel sağlık için büyük öneme sahip D vitamini, özellikle kemiklerin gelişiminde ve korunmasında önemli rol oynuyor.

Kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin bağırsaklardan emilimini destekleyerek, kemiklerin ve dişlerin güçlü ve sağlıklı kalmasına katkı sağlayan D vitamini, bu yönüyle sadece çocukluk ve ergenlik döneminde değil, yetişkinlik ve yaşlılıkta da kemik sağlığının korunmasında kritik bir işlev üstleniyor.

D vitamininde eksikliğin yanı sıra fazla kullanım da tehlikeli olabiliyor. Bu durum, hipertansiyon, ritim bozukluğu, böbrek yetmezliği gibi sorunlar oluşturabiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Çidem, son yıllarda D vitamini hakkında toplumda büyük bir farkındalık oluştuğunu, eksikliğin öneminin anlaşılmasıyla birçok kişinin bu vitamini daha sık kullanmaya başladığını aktardı.

Nanogram-mililitre (ng-ml) düzeyde günlük kullanılması gereken D vitamini oranlarına değinen Çidem, 'D vitamini düzeyinin 30 ng-ml üzerinde olması normal düzey olarak kabul edilmekte. 20-30 ng-ml yetersizlik, 10-20 ng-ml eksiklik, 10 ng-ml altı ciddi eksiklik anlamına gelir. Hedeflenen serum, D vitamini düzeyini 30-50 ng-ml arasına çıkartmak veya bu düzeyde tutmak.' ifadelerini kullandı.

Kullanıcıların 1 yaşına kadar günde 400, 70 yaşına kadar 600, 70 yaş üzeri 800 uluslararası ünite D vitamini alması gerektiğini aktaran Çidem, basit ve yan etkisiz olarak düşünüldüğünden D vitamininin fazla kullanılabildiğini, bu durumun yarardan çok zarar getirebileceğini vurguladı.

Çoğunlukla bu vitaminin yanlış kullanıldığını ifade eden Çidem, şöyle devam etti:

'Herhangi bir hastalık ya da eksiklik olmamasına rağmen gereksiz şekilde D vitamini takviyesi alınması, 'Eksiklik oluşmasın.' düşüncesiyle önlem amaçlı kendi kendine kullanma, D vitamini düzeyi ölçülmeden, zaman zaman rastgele ve yüksek dozda alım, 'Fazla alırsam daha çok fayda sağlar.' düşüncesiyle ebeveynlerin, çocuğun erken yürümesi veya diş çıkarması için gelişigüzel D vitamini vermesi, 'D vitamini iştah açar.' düşüncesiyle iştah açıcı gibi kullanılması, günlük ihtiyacı olan D vitamini dozunu alan çocukta ekstra verilen multivitamin veya ilaçlarda da bulunan D vitamininin dikkate alınmadan beraber kullanılması, doktora danışılmadan, normal düzeyde D vitamini olan çocuğa aralıklı olarak fazladan ek doz verilmesi, hatalı kullanımdır. Kandaki D vitamini düzeyi, 120 ng-ml'nin üzerine çıktığında, D vitamini fazlalığı olarak adlandırılır. 150 ng-ml'nin üzerinde ise toksik seviye olarak kabul edilir ve bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir.'

- Kalsiyum değerini yükselterek zarar veriyor

Çidem, yüksek D vitamininde zararlı etkilerin, sindirim sisteminden kalsiyumun daha fazla emilerek kandaki kalsiyum değerini yükseltmesiyle ortaya çıktığına değindi.

Anormal kalsiyum düzeyinin santral sinir sistemi, kardiyovasküler sistem, kas-iskelet sistemi, deri, sindirim sistemi ve böbrek dahil çok sayıda organ ve sistemi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Çidem, 'D vitamini fazlalığına bağlı oluşan kalsiyum yüksekliğinin nörolojik sistemde huzursuzluk, bilinç bulanıklığı, sinirlilik, depresyon, uyku eğilimi gibi etkileri var. D vitamini yüksekliği nedeniyle kalp ritminde bozulmalar, aritmi, kan basıncında değişiklikler, hipertansiyon, kaslarda güçsüzlük, yaygın yorgunluk, kaşıntı, bulantı ve kusma, ağız kuruluğu ve aşırı su içme ihtiyacı, kabızlık, iştahsızlık, böbrek fonksiyonlarında bozulma, böbrek yetmezliği, sık ve bol miktarda idrara çıkma gibi sorunlar olabilir.' değerlendirmesinde bulundu.

Çidem, kalsiyumun fizyolojik düzeyin üzerine çıktığında çeşitli organlarda birikerek patolojik sonuçlara yol açabildiğine, böbrekte biriken kalsiyumun böbrek taşı gelişimine, koroner arter duvarlarında biriken kalsiyumun ise damar sertliği ve aterosklerotik plak oluşumuyla ilişkilendirildiğine değindi.

D vitaminin yağda eriyen bir vitamin olduğu için depolanarak bağırsak ve kemik üzerine etki ettiğini, bu durum nedeniyle kalsiyum düzeyinin uzun süre yüksek kalabileceğini vurgulayan Çidem, 'Bazı insanlarda D vitamini duyarlılığı var ve vitamin hafif yüksek düzeyde verilmesi durumunda bile toksik etki yapabiliyor. Bu açıdan da dikkatli olunmalı.' değerlendirmesini yaptı.

- Gebelikte bebeği olumsuz etkiliyor

D vitaminini uygun olmayan dozda kullanmanın, gebelikte hem anneye hem de bebeğe zarar verebileceğini aktaran Çidem, şunları kaydetti:

'Annenin aldığı vitamin, çocuğa da geçerek kalsiyum yükselmesine yol açar. Bebeklerde kalsiyum yüksekliği nedeniyle mental ve fiziksel gelişmede gerileme olabilir. Yüksek D vitamini, anne karnındaki bebekte şekil bozukluklarına yol açabilir. Doğumdan sonra da oluşabilecek kalsiyum dengesizliği, yeni doğanda kasılma ve nöbetlere neden olabilir. Bu nedenle doktor kontrolüyle kan tetkiki yaptırmadan, dışarıdan tavsiyeyle D vitamini alınmamalı. Bebeklerde D vitamini yüksekliği, en sık kusma şikayetiyle kendini gösterir.'