Kahramanmaraşlı merhum şairlerden Hanifi Sarıyıldız, Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği bir etkinlikle anılacak. Program 23 Aralık Cumartesi günü saat 19:30’da yapılacak

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin kültürel değerlerine sahip çıktığı anma programları devam ediyor.

 

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Kültür ve Turizm Şube Müdürlüğü tarafından geçekleştirilecek olan Anma Program’ında Dost Ozan Hanifi Sarıyıldız anılacak. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde 23 Aralık 2016 Cuma günü saat 19.30’da gerçekleştirilecek olan Anma Programı Serdar Yakar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilecek.

 

Anma Programında Atilla Sarıyıldız; “Babam Hanifi Sarıyıldız”, Cevdet Kabakcı; “Tanıdığım Hanifi Sarıyıldız”, Arif Eren; “Hanifi Sarıyıldız’da İşlenen Temalar” ve Mustafa Okumuş; “Maraşça ve Kar Üzerine” konularında görüşlerini bildirerek Hanifi Sarıyıldız’ı anlatacaklar.

 

‘Dost Ozan’ mahlasıyla bilinen merhum Hanifi Sarıyıldız, 1931 yılında doğdu. Ziraat Yüksek Mühendisi olan Sarıyıldız, beş çocuk babasıdır. 1994’te Kahramanmaraş Köy Hizmetleri il Müdürü iken emekli oldu. Şiir yazmak ,sulu ve yağlı boya resim yapmak, fobileri arasınrdaydı.. Görevli olduğu yıllarda sosyal ve kültürel derneklerde (Kahramanmaraş Güreş ve Halter İhtisas Kulübü- Kahramanmaraş Turizm Derneği) başkan olarak uzun süre görev yaptı.

 


 

OĞLU ATİLLA SARIYILDIZ’IN BİR YAZISI

 

Merhum Hanifi Sarıyıldız’ın mali müşavir olan ve aynı zamanda internet sitelerinde köşe yazıları yazan oğlu Atilla Sarıyıldız, bir yazısında “Dost Ozan (Mehmet Hanifi Sarıyıldız) Hayatı ve Şiirleri” başlığı ile şunları yazıyor:

 

“Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.

 

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği 1.Kitap ve Kültür Fuarını kitapseverler ile buluşturduğu bu günlerde, sizlerle Rahmetli Babam DOSTOZAN-Mehmet Hanifi Sarıyıldız’ın şiirleri ile bilhassa Kahramanmaraş kokan şiirleri ile birlikte olmak istiyorum. Ayrıca Mali Müşavir olmam dolayısıyla mesleğim ile ilgili gündeme gelen konular hakkında da sizlere bilgiler vereceğim

 

Bana ayrılan bu değerli köşede, 20 Aralık 2008 tarihinde vefat eden babamın sene-i devriyesinde bana bu imkanı verenlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum.

 


Önce kısaca kendimi tanıtayım.

 

1967 doğumluyum, Kahramanmaraşlıyım. İlk, orta ve lise öğrenimimi Kahramanmaraş’ ta tamamladım. Anadolu Üniversitesi-İktisadi ve idari bilimler fakültesini bitirdim. Vatani görevimi Levazım Asteğmen olarak yaptım. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir’im. Evli ve üç çocuk babasıyım.

 

Şiirlerinden önce Babamı yani, Kahramanmaraş aşığı, DOSTOZAN Mehmet Hanifi Sarıyıldız’ı sizlere kısaca tanıtayım.

 

DOSTOZAN- Mehmet Hanifi Sarıyıldız 1931 yılında Kahramanmaraş’ ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kahramanmaraş’ ta tamamladı. 1964 yılında Ankara Üniversitesi’nden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Vatani görevini Ankara Genelkurmay taburunda Yedek Subay olarak yaptı. Askerlikten önce Ankara da bir kamu kuruluşunda bir süre memur olarak çalıştı. 1967 yılında Konya Toprak İskân Müdürlüğüne Mühendis olarak tayin oldu. İki sene sonra Konya’dan Diyarbakır Toprak İskan Müdürlüğüne Müdür muavini olarak atandı. Diyarbakır’ da bir yıl görev yaptıktan sonra Amasya’ ya Toprak İskân Müdürü olarak atandı. Amasya da üç yıl görev yaptıktan sonra 1973 senesinde Kahramanmaraş Toprak İskan Müdürlüğüne atandı, buradan da Kahramanmaraş Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne atanarak uzun yıllar çok sevdiği memleketi Kahramanmaraş’ a hizmet etti. 1994 yılında emekli olarak memuriyetini tamamladı. Kahramanmaraş’ta özellikle kamu görevi yaparken birçok sosyal faaliyetlerde bulundu. 1976 yılında Kahramanmaraş Güreş-Halter İhtisas Kulübünün kurulmasını sağlayarak, Kulüp başkanlığına seçildi. Yörede Karakucak Güreş Festivalinin başlamasına ve ata sporumuzun canlanmasında önemli hizmetler verdi. Bu arada Turizm ve Tanıtma Derneğinde Yönetim Kurulu üyeliği ve Başkanlığı görevinde bulunarak, kültürel faaliyetlere de katkısı oldu. Şairliğe ve edebiyata olan tutkusu daha küçük yaştan itibaren başlayan DOSTOZAN aynı zamanda resme de ilgi duyar, amatör ruhla yaptığı resimleri birer anı olması için çocuklarına, yeğenlerine arkadaşlarına hediye ederdi. Sonrada daha geliştirerek yazdığı pek çok güzel şiirleri birçok dergi, gazete ve kitaplarda yer aldı. Şiirlerinde dostluğa verdiği öneme binaen DOSTOZAN mahlası kullandı. Anadolu Şairleri Antolojisi ve Kahramanmaraş Şairleri antolojisinde literatüre geçti. İlk şiir kitabını kendi imkânlarıyla 2004 yılında MARAŞÇA VE KAR adı altında çıkardı. İkinci kitabı olan DOSTOZAN (M.Hanifi Sarıyıldız) Hayatı ve Şiirleri adlı eseri benim babamın el yazısı şiirlerini toparlayarak hazırladıktan sonra, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Sayın Mustafa Poyraz, Başkan Yardımcısı Cevdet Kabakçı ve Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sayın Serdar Yakar beyin gayretleriyle çıkartıldı. Aynı zamanda Doğukent Mahallesinde ki bir parka ismi verilerek Şairin ismi ölümsüzleştirildi. Aile hayatına önem veren, 5 çocuk sahibi olan, yaşam felsefesini İnanç, ahlak, erdem ve fazilet üzerine oturtan şairimiz 20 Aralık 2008 tarihinde hayata veda etti. Mekânı Cennet olsun.

 

Şiirlerini tanıtmaya geçmeden önce, dostluğa verdiği önem ve DOSTOZAN mahlasını şiirlerinde kullandığı ve kendi anlatımı ile tarif ettiği dost kelimesini sizlere aktarıyorum.

 

DOST

 

Dost: Sevgi dolu yüreğini, sebil eder. Sevgi ve muhabbet dağıtır etrafına. Seninle üzülür, seninle sevinir. Senin derdini kendi derdin beller. Hile hurda, yalan yoktur sözünde. Özü ne ise sözü de odur.

 

Kendisi için istediğini, senin için de ister.

Aç kalsa seni de aç kaldı sanır, üzülür.

Düğünde, bayramda, … yanı başında sen varsın.

 

Dost: Bir kaynak suyu gibidir. Gürül gürül sevgi akıtır, aşk dağıtır.

Baba, ana, arkadaş, kardeş dost değilse ne yazar.

Tek yastığa baş koyduğun sevgili eşin, dost değilse ne işe yarar.

 

Dost: Kelime olarak ne munis, ne müşvik bir kelime. İpek gibi…

Muhabbet dolu aşk dolu.

Dost diyebileceğin kaç kişi vardır etrafında. Dost, hep kendinden bir şeyler veren, dağıtandır o.

O, “Veren el alan elden daha üstündür” diyendir.

Kin nedir? Husumet nedir? Bilmez. Dargınlık, kırgınlık yoktur lügatında.

Velhasıl dost, dost olabilendir.”

 


 

DOST OZAN’DAN BİR ŞİİR

 

MARAŞ'A MEKTUP - 1 –

 

Gerilmiş araya dağlar yay gibi.

Her an istiyorum, varamıyorum.

Ana'sın arayan yavru tay gibi,

Şubat yaklaştıkça duramıyorum.

 

Karlı dağlarında keven olayım.

Şanını her yerde öven olayım.

Bir çıkmaz sokakta düven olayım,

Artık senden ayrı olamıyorum.

 

Seninle doluyum, sana hasretim.

Karasevdalıyım sende kısmetim.

Bu yazdığım şiir, bütün servetim.

İnan yol parası bulamıyorum.

 

Geçtiğinde bu şiirim eline,

Aşıkların çoktur vursun teline,

Karışayım yağmuruna, seline.

Kolumu boynuna saramıyorum.

 

Dağlarında keklik olup öteyim.

Ocağında tezek olup tüteyim.

Ben senden uzakta ne de öteyim.

Sensiz uykulara yatamıyorum.

 

Yaylanda ayranı içerler tasla.

Doymadım gız gelin yeniden başla,

O sürmeli gözle, o kalem kaşla,

Ayransız lokmamı yutamıyorum.

 

Suyumu isterim pınar başından,

Sokum sokum alsam bulgur aşından,

Üzümlerin şahı marhabaşından,

Bir zembil yesem de doyamıyorum.

 

Kulplu tasla getirseler pekmezi,

Bestili, bastığı olsa çerezi,

Gelir mi insanın böyle göresi?

Kuş olup Maraş'a uçamıyorum.

 

Güzlek'ten, Bertiz'den, Göllü, Kazma'dan

İçim rahat etmez sizi yazmadan

Kar ve seller yolunuzu bozmadan.

Size de bir kalem dokunuyorum.

 

Afşın'ı, Göksun'u ve Elbistan’ı

Nasıl büyülerse gel gör insanı.

Pazarcık, Andırın, Eloğlu'n tanı.

Yayladan yaylaya uzanıyorum.

 

Bu şiiri yazdım çetem aşkına.

Tarhana şorvası gelsin karşıma,

Acem pilavından döğme aşına,

Varıncaya kadar ısmarlıyorum.

 

Lahmacunu fırıncıya veriniz.

Ayaza da soframızı seriniz.

Şöyle bir tarafa durun hepiniz.

Doğru söylüyorum, sınamıyorum.

 

Tirşik şorvası da sırada dursun.

Kelle-paça baş köşeye otursun.

Bacım bir de çiğ köfteyi yoğursun,

Ayransız tadını alamıyorum.

 

Beni gınayanın gelsin başına,

Hasret kalsın o da bulgur aşına,

Sularına, toprağına, taşına,

Daha kötüsünü sayamıyorum.

 

Burda bitsin artık edeler kelam.

Deli İbrahim'e, Hortum'a selam,

Bahar'a, Çürük'e, Boynov'a selam,

Essahtan kendimi tutamıyorum.

 

Size de selamlar Ejder, Okkeş'im.

Ben de Hanifi'yim, ismine eşim.

İşte böyle emmim, bibim, kardeşim,

Kader çizgisini bozamıyorum.