Marasanahaber.com sitesi yazarlarından Selahattin Sevmez, “Kahramanmaraş’ta deprem: Deprem ülkemizin ve şehrimizin acı bir gerçeğidir!” başlıklı yazısında deprem konusunu ele aldı. Sevmez’in yazısı şöyle:

“Burada Depremin nedenleri ve etkilerinden ziyade korunma yolları üzerinde durmak gerektiği kanaatindeyim. Depremleri sadece  ”yer kabuğunun kırılmasıyla oluşan titreşimler nedeniyle meydana gelen yer sarsıntıları” olarak görür ve anlarsak çok büyük bir hata yapmış oluruz ve etkilerinden de hiçbir zaman kurtulamayız. Bu dünyada kurtulsak bile ahrette kesinlikle kurtulamayız.

Dünyada Depremler ve doğal afetler hemen her gün “maddi ve manevi olarak”  iki şekilde gerçekleşmektedir.

“Manevi deprem” maalesef her gün her saat ve hatta her dakika çeşitli artçılarda;  ”sigara, alkol, uyuşturucu, içki kumar, kredi, faiz, yolsuzluk, usulsüzlük, yetim malı, kayırmacılık, ahlaksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk, aldatmalar, boşanmalar, çıplaklık, giyinik çıplaklık, örtülü örtüsüzlük ve en vahimi de fuhuş olarak gerçekleşmektedir. Eski sosyal evlerin! Yerini günümüzdeki 1+0 ve 1+1 fantezi evleri alarak, beklide bu asırda milletimizin başına musallat olmuş en büyük beladır!

Bunlarla mücadele etmenin tek yolu insanlarımızın, Tevhit bilincini tekrar kazanmalarıdır. Okul, Cami ve kurslarımızın gerçek misyonuna dönerek eğitim sistemimizin sil baştan değiştirilmesidir. Tabii ki önce bu eğitimi verecek anne baba, öğretmen ve imamlarımızın bu şuura sahip olmaları gerekmektedir.

Manevi depremlerden korunmanın tek yolu, ilk önce ferdi ve ailevi olarak, ondan sonrada toplum olarak ”Tevhit, Adalet ve Özgürlük” bağlamından hiçbir zaman ayrılmamaktır.

Maddi deprem;

Şehrimiz birinci derecede deprem bölgesindedir. Yakın tarihimizdeki 1999 Adapazarı depreminde ve 2011 Van -Erciş depremlerinde aktif olarak yardım ve kurtarma faaliyetlerinde bulunan bir kardeşiniz olarak 2000 yılında Kahramanmaraş’ta deprem yönetmeliğini, ilk olarak uygulayan ve konut yapan bir kardeşiniz olarak şehrimizin deprem gerçeğini İstanbul depreminden sonra bir kez daha gündemimize almamız gerektiği kanaatindeyim.

Allah korusun olası bir deprem konusunda şehir olarak iyi bir sınav vereceğimiz kanaatinde değilim. Öncelikle maddi depremin etkilerini azaltmak için manevi depremlerimizi azaltmak zorundayız. Ancak ondan sonraki alınan fiziki tedbirlerden bir sonuç alınabilir.

 Şehrimiz için bu tedbirleri şu şekilde sıralayabiliriz.

· Acil olarak büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda tüm ilçelerimizde, merkezde ve özellikle Dulkadiroğlu sınırları içerisinde bir “deprem koordinasyon merkezi” oluşturulmalıdır.

· Yeni kurulan İstiklal Üniversitemiz bünyesinde  “Doğal afetler yüksekokulu” açılmasını ve  pilot olarak uygulamalı eğitim verilmesinin ardından tüm ülkemize yayılmasını öneriyorum.

· Tüm okullarda haftada en az iki saat Deprem dersi verilmelidir.

· Depremler ve doğal afetler için uzmanlar ve öğretmenler yetiştirilmelidir.

· Belediye bünyesinde deprem birimi oluşturularak son on beş yıldan önce yapılan tüm binalar, kurulacak birim tarafından acilen kontrol edilmelidir.

· Özellikle şehrimizin can damarı olan Trabzon Bulvarı, merkezdeki hükümet bulvarı ve öğretmenevi caddesindeki tüm binalar kontrol edilerek ya güçlendirilmeli ya da kentsel dönüşümle en fazla beş kat olarak Yenilenmelidir. Özellikle de eski ve yeni vergi dairesi binalarından bir an önce kurtulun malıdır. Bunlara belediyelerin ek binalarını da ekleyebiliriz.

· Bazı okullar ve camiler özellikle elden geçirilmelidir.

· Ahır dağından aşağıya doğru tüm dere ve vadiler temizlenmelidir. Vadi ve dere yataklarına yapılan tüm binalar yıkılarak millet bahçesi ve parklara dönüştürülmelidir. Böyle bir durumda Oniki Şubat ve Dulkadiroğlu arasındaki sınır tamamen bir vadi ve park alanına dönüşecektir.

· Tüm ev bina ve resmi dairelerin istinat duvarları gözden geçirilmelidir.

· Özellikle Dulkadiroğlu, Pazarcık ve Türkoğlu ilçelerinde en fazla 5 katlı binalara müsaade edilmelidir.

· Depreme dayanıklı olmayan statlar bir an önce yıkılmalıdır.

· Her aileden en az bir kişinin arama kurtarma eğitimi alması sağlanmalıdır.

   

Olası bir depremde “Kara Kahramanmaraş” olmamak için yediden yetmişe herkesin üzerine düşen sorumlukları yerine getirmesi dileğiyle; önce manevi depremlerin nedenlerini hayatımızdan uzaklaştıralım ki, ardından alacağımız fiziki tedbirlerle olası maddi depremin etkilerinden biraz olsun kurtulalım.

Allah ŞEHRİMİZİ, ÜLKEMİZİ VE TÜM ÜMMETİ her türlü maddi ve manevi deprem, kaza, bela, musibet, sel baskınları, yangın, doğal afetlerden ve terörden korusun,  Amin..”

Editör: TE Bilisim