Bir bölgeyi anlatan romanlar her zaman ilgi çekmiştir. Dünyaca ünlü romanlar da belli bölgeleri anlatmışlardır. Dünya klasiği romanların hemen hepsinde mekân olarak yazarlarının yaşadığı, tanık olduğu bölgeler ele alınmıştır. Oğuz Paköz de Kurtlar Köyünün Görkemlisi eserinde yaşadığı şehri ele almış ve mekânları ayrıntıları ile işlemiştir.

Kurtlar Köyü sakinlerinden Demiroğlan, Demirboğa’nın kızı Açaray ile evlenir. Bu evlilikten Doğanay adını verdikleri bir oğlan çocukları dünyaya gelir. Hanımı yıllar önce vefat etmiş olan Demirboğa da çocuklarını evlendirdikten sonra evde yalnız kalamayacağını anlayınca çocuklarından izin alarak aynı köyde ikamet eden, tek çocuğu ile perişan bir hayat yaşayan Satı kadın ile evlenir. Şehre yürüyerek, atla veya kamyonla gelir giderler. Şehir yakın olmasına rağmen köy işlerinden dolayı pek vakit bulup da şehir hayatına dahil olmazlar. Hastalık nedeniyle veya resmi işler sebebiyle gelir giderler. Demiroğlan, “Köse Demir” lakaplı adamın oğludur ve namı yürümüş bir yiğittir. Bütün batı köyleri o yiğidi tanır, sever. Demiroğlan da adalet duygusu ile yaşayan kaba görünümlü ama yufka yürekli bir yiğittir. Batı köylerinden birinde öğretmenlik yapan şımarık Erman’ı futbol maçında yere serer ve şımarık öğretmen o bölgeden gitmek zorunda kalır, Demiroğlan ise hemen herkesin takdirini toplar. Köyün muhtarı ve kayınbabası ile birleşip çeltik ekerler. Çeltik o zamanlarda çok para etmektedir. Bu yollar fakirlikten kurtulacaklardır. Demiroğlan köyde hali vakti yerinde denen varlıklı sayılan biridir. Yine de şehir zenginlerine göre fakir sayılır. Ama yine de durumunu geliştirmek, varlığına varlık katmak için çeltik işine girer. Çeltiği biçip değirmene götürürler. Değirmen çöker, ölümden kurtulurlar. Köye döndüklerinde eşi Açar’ın hasta olduğunu öğrenir ve aynı kamyonla eşini şehre getirirken kamyon arızalanır ve yolda kalır. Demiroğlan eşini sırtına, çocuğunu kucağına alır ve şehre doğru yürümeye başlar.

Roman, adını Demiroğlan’ın heybetli, görkemli görünüşünden almıştır.

KÖY YAŞAMINI ANLATAN ROMANLAR

Köy romanlarının her birinde bir farklı ayrıntı göze çarpar. Bu eserde de çeltik ekimi, tarla bakımı, köylülerin bir arada yaşamaları alınıyor. Köy hayatı arındırılmış bir hayat gibi görünse de orada yaşayan her bireyin bir dünyası, bir duygusu vardır. Sadece hayat şehirdeki kadar renkli, dalgalı, alternatifli değildir. Tekdüze yaşam zorunludur ama o zorunluluk köy sakinlerine ayrı bir sükûn vermektedir. Romanda bu sakinliği, huzuru gözlemlemekteyiz.

Okur, bu romanda uçsuz bucaksız ovalara, dağlara, ırmaklara, hayvanların seslerine yönelmekte ve doğa ile iç içe, baş başa kalmaktadır. Natürel bir hayatı okurken kendini onun içinde bulmaktadır.

TÜRKÇE İLE DİL ŞÖLENİ

Oğuz Paköz, “Kurtlar Köyünün Görkemlisi” isimli romanında okura adeta kelime bayramı yaşatmaktadır. Kelime çeşitliliği ve bu kelimelerin Türkçe olması dikkate şayandır: Çalap Teala, başıma kakınç, yüzüme tokuç, çapul, yağı, akaçlama, utku, erinç, apakaş, tepik oyunu, uykuluk, emekyoğun çalışmak, deyişetçi, yergici, tırahalı, utacı, çirpene…

Pirinç pilavını anlatırken eskilerin apakaş deyişi eski zaman pirinç pilavlarının kokusunu okura hissettiriyor. Eskiler pirin pilavına ak aş, ap-ak-aş derlerdi. Çok parlak eş anlamında bir ifade kullanırlardı. Yazar, artık nostaljik bir unsur olarak kalan bir yemeğin adını günümüz getirerek yaşamasını sağlıyor.

Deyimleri, terimleri bol bol kullanarak onların okur tarafından öğrenilmesini ve yaşatılmasını sağlıyor. Dil hassasiyeti olan yazarlar her zaman ilgi görmüştür. Oğuz Paköz de bu eserindeki dil hassasiyeti bakımından dikkate alınacağı gibi diğer eserlerinde kullandığı kelimeler, deyimler, atasözleri bakımından da takdir edilecektir.

Dili yaşamak, yaşatmak, ölmüş kelimeleri yeniden hayata katmak yazarın görevleri arasındadır. Romanlar, şiirler, öyküler, denemeler bunun için en güzel araçlardır. Edebiyat sanatı dili aktarma sanatı değil midir? Salt aktarmadan söz etmiyoruz elbette söze süs katarak söylemekten söz ediyoruz.

Ayzıt Yayınları tarafından okura sunulan Kurtlar Köyünün Görkemlisi, 131 sayfadan oluşan bir köy romanıdır. Köyde yaşayan ve yaşamından mutlu olan insanları ele almaktadır. Kısa süreliğine şehir hayatına girip eğlencelere katılan Demiroğlan burada huzur bulamaz ve şehirdeki eğlencelere son verip bir daha gitmez. Köyde, ailesi ile akrabaları ve köylüleri ile mesut bir hayat sürer. Komşu köylere düğüne gider ve eğlence ihtiyacını odada giderir. Gezme ihtiyacını ise eşi ve çocukları ile ılıcalara giderek karşılar.

Roman hayata tutulan aynadır. Oğuz Paköz’ün kaleme aldığı Kurtlar Köyünün Görkemlisi romanı da Kurtlar köyünün yaşamına, sorunlarına, tarihine, kültürüne, insanlarına tutulmuş bir aynadır.

Çok karmaşık olaylara girmeden, birkaç olayı iç içe geçirerek köy hayatını anlatıyor. Eserin bir yerinde tilki ile ayı masalını başka bir yerinde de Bamsı Beyrek hikâyesini aktarıyor. Okuru kadim köy yaşamında var olan hikâye ve masal anlatma geleneğine götürüyor.

OĞUZ PAKÖZ KİMDİR?

Kahramanmaraş’ta l947 yılında doğan Paköz ilk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1974 yılında mezun oldu. Mezuniyet sonrası Kahramanmaraş’ta pratisyen doktor olarak meslek hayatına başladı. Askerlik görevi sonrasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinde biyokimya bölümünde ihtisas yaptı. Mecburi hizmetini Çorum, Elbistan ve Kahramanmaraş Devlet Hastaneleri’nde tamamladı. 1984’ten sonra Kahramanmaraş’ta özel laboratuvar çalıştırmaya başladı. Bu görevi 2008 yılının Eylül ayına kadar devam etti. Bu tarihten sonra Kahramanmaraş’ta bir özel hastanede çalışmaya başladı. O günden beri aynı hastanede laboratuvar sorumlu doktor ve baştabip olarak görev yapmaktadır. Oğuz Paköz evli, dört çocuk babasıdır. İki yıl (bir dönem) Türk Ocağı başkanlığında bulundu. Rauf Denktaş’ın Kahramanmaraş’ı ziyareti onun başkanlığı dönemindedir. Dört defa Tabip Odası başkanı seçildi. Kahramanmaraş Meslek Odaları Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı ve uzun süre başkanlığını yaptı. Yine aynı dönemde Güney İlleri Tabip Odaları Birliği’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. Oğuz Paköz 2002 yılında kurulan Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Evi (KÜSEV) Derneğinin kurucularındandır ve bu derneğin kurulduğu günden beri başkanıdır. Bu derneğin yayın organı olan sanat ve edebiyat dergisi Alkış dergisinin dernek adına sahipliğini ve başyazarlığını on yedi yapmaktadır.

Yayınlanmış Eserleri: Kılgı (anı-deneme), Var Varanın (anı-deneme), Sür Sürenin (manzum masal), Bombalar Öldürmez Sevgiyi (hikaye), Türkülerle Giden İlbey (hikaye), Maraş Destanı (destan),  Ahırdağı Destanı (destan), Maraş Senin Nazın Var (anı- inceleme), Kurtlar Köyünün Görkemlisi (roman)

Alkış dergisi etrafında eli kalem tutanları toparlayarak onlara önderlik ve ağabeylik eden Paköz azimle, gayretle yazmaya devam etmektedir. Roman, hikâye, destan, inceleme, deneme gibi çeşitli türlerde eser vermeye devam etmektedir. Şehrin yaşayan tarihi denecek kadar Maraş bilgisine sahip olan Paköz’de daha çok eserler beklemekteyiz.

Oğuz Paköz, Kurtlar Köyünün Görkemlisi, Ayzıt Yayınları, 2018.

KAYNAK: https://www.dunyabizim.com/kitap/turkce-sevdalisi-marasli-doktordan-aykiri-bir-roman-h31702.html

Editör: TE Bilisim