Altan, Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre Dünya'da 284 milyon kişinin görme kusurlu olduğunu, bunların 39 milyonunun kör olduğunu, 245 milyonunun ise orta veya ileri derecede görme kusuruna sahibi olduğunu belirtti. Altan şöyle devam etti: “Mevcut körlüğün yüzde 80'i tedavi edilebilir ve önlenebilirdir. Görme kusurluların yüzde 90'ı gelişmekte olan ülkelerdedir. Görme kusurlularının yaklaşık yüzde 65'i 50 yaş üzerindedir ve 19 milyon çocuk görme kusurludur.”

Göz gelişiminin anne karnındaki yaşamın son aylarına kadar devam eden bir süreç olduğunu belirten Altan, erken doğum durumunda gözün özellikle retina kısmı gelişimini tamamlayamamış olacağından, iyi takip edilmesi gerektiğini, tedavisi yapılmayan olgularda ise ciddi görme kayıplarının ortaya çıkabileceğini belirtti.

Bebeklerin doğduklarında ancak belli oranda görebildiğini söyleyen Altan, bu konuyu iyi bilen çocuk hastalıkları uzmanlarının, aileleri konusunda uzman göz hekimlerine yönlendirmesi gerektiğini belirtirken şöyle devam etti:

“Bebekler doğduklarında ancak belli oranlarda görebilirler. Gözlerini kullandıkça görme potansiyelleri artar. İlk 9 yaş içinde görme sistemi tam olarak gelişir ve daha sonra belirgin bir değişiklik olmaz. Tüm çocukların ilk 3 aydan itibaren ve 4 yaşına gelmeden önce herhangi bir sorun olmasa da mutlaka bir göz doktoru tarafından muayene edilmiş olmaları gerekir. Okul çağına gelmiş çocukların okula başlamadan önce muayene edilmeleri, çok geç kalınmadan göz problemini tespit edebilmek ve de okulda göz problemlerine bağlı öğrenme güçlüğünü önlemek açısından çok önemlidir.”

“HER YAŞTA GEREKLİ BÜTÜN GÖZ MUAYENELERİ MUTLAKA YAPILMALIDIR”

Ülkemizde görme engelliler konusunda atacak çok adım olduğunu söyleyen Altan, buradaki görevin Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarına, sivil toplum örgütlerine, sosyal bilimcilere ve onların sesi olacak medyaya büyük görevin düştüğünü belirtti. Rehabilitasyonda başarının en önemli etmeninin erken teşhis ve erken müdahale olduğunu söyleyen Altan son olarak şunları söyledi:

“Her yaşta gerekli bütün muayeneler mutlaka yapılmalıdır. Görmeyi yeniden sağlamak ya da korumak az miktarda masrafla sağlanabilir ve böylece insanlar yoksulluktan da uzaklaştırılmış olur. Onlar da kendilerini tamamen ailelerine, topluma ve ulusal gelişime verebilirler. Yeterli görme keskinliği olmadan öğretim ve eğitim olmaz. Toplumların eğitim ve kültür seviyelerinin gelişmesi, özetle çağdaş bir toplumun inşası için göz sağlığı, yeterli görme keskinliği, öncelikli bir konu haline getirilmelidir. Eğer sizin, çocuklarınızın veya çevrenizdeki kişilerin göz sağlığı ile ilgili sorunu olduğunu düşünüyorsanız, en kısa sürede bir göz hastalıkları uzmanına muayene olmalarını öneriniz.”

İHLAS HABER AJANSI

Editör: TE Bilisim