Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bilimsel ve Sosyal Platformu olan Psikiyatrim, dünyanın çeşitli ülkelerinden bilim insanlarını bir araya getiriyor.

Bu süreçte ülkemizdeki uygulamalardan bahseden Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Pandemi döneminde erişkinler, ergenler ve çocuklar olmak üzere genel toplum, daha önce tanıları konmus ve tedavileri devam eden psikiyatri hastaları, Covid-19 olan hastalar, Covid-19 nedeniyle yakınını kaybeden ve hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının etkilendiğini belirtti.

Prof. Dr. Dilbaz, “Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybeden kişilerin alınan önlemler nedeniyle sevdikleri, arkadaşları ile birlikte cenaze törenlerini yapma, taziye evi gibi yas tutma sürecini kolaylaştıran ritüelleri  yapamamaları gelecekte travmatik yas gelişmesine yol açabilecektir. Ayrıca hastalanmanın oluşturduğu damgalanma duygusu ve izolasyon gibi olumsuz durumlar uzun dönemde depresyona yol açabilecektir” uyarısında bulundu.

Dilbaz, bu süreçte arkadaşları ile birlikte gerçekleştirdiği Covid-19 Ruh Sağlığı Barometre Çalışması, COVID-19 Fobi Değerlendirme Ölçeği Geliştirme ve Covid-19’da sağlık kaygısı ve psikolojik dayanıklılığı değerlendiren üç çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek bu çalışmaların sonuçlarına ilişkin bilgiler de verdi.

“KATILIMCILARIN YÜZDE 86’SINDA GENEL KAYGI ARTTI”

Yaklaşık bin 300 kişide gerçekleştirilen Covid-19 Ruh Sağlığı Barometre Çalışmasına değinen Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, şu bilgileri verdi:

“Bu çalışmaya katılanların yüzde86’sında genel kaygının arttığı (özellikle 2/3’te sağlık kaygısı yüksek), yüzde48’i güvensiz, yüzde42’si karmaşık, yüzde34’ü ise korku dolu ve panik olduğu saptandı. Burada önemli olan nokta var ki insanların yüzde 95’i ellerini daha fazla yıkama, sosyal izolasyon ve sosyal mesafeye dikkat ettiklerinden söz ediyorlardı. Başlangıçta belirsizliğe bağlı kaygının arttığı saptanırken; süreç içinde  çok fazla bilgi sahibi olmanın (bilgi kirliliği nedeniyle) kaygıyı artırdığını gördük.

Yine önemli bir nokta mesela Çin’de yapılan bir çalışmada 35 yaşın üstündeki hastalar daha çok kaygı yaşadığı ortaya çıkmışken bizim araştırmamızda daha çok gençlerde kaygının artmış olduğunu gördük. Özellikle gençlerde, kadınlarda ve bekârlarda daha fazla artış olduğunu gördük. Covid-19 sırasında oluşabilen bu kaygı,  korku ve kaçınmayı ölçebilecek 22 maddelik yeni geliştirilen Covid-19 Fobi Ölçeği tüm  bilim dallarında yeni araştırmalar yapılırken kullanılabilecektir.”

Pandemi bittikten sonra işini kaybedenler ve olası maddi sıkıntılar nedeniyle yaşanacak sorunlar yüzünden bir başka dalganın beklendiğini kaydeden Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, şunları söyledi: “Bu dalga özellikle travma sonrası stres bozuklugu ve yaygın kaygı bozukluğu gibi kaygı bozuklukları ve  depresyon olabilecektir.”

“BAZI PSİKİYATRİ HASTALARI TEDAVİLERİNİ AKSATTI”

Ayrıca pandemi sırasında olağan hastaların yardıma ulaşamadıklarını, pandemi sırasında birçok merkez ve kliniğin gerçekten yardıma ihtiyacı olan ruhsal hastalığı olan hastalarını göremediklerini (psikiyatri poliklinikleri ve servislerinin COVID servise dönüştürülmesi nedeniyle) kaydeden Dilbaz, şunları söyledi:

“Bu dönemde bazı psikiyatri hastalarının hastalık bulaşacağı endişesiyle hastaneye gelmediklerini hatta bir kısmının da ilacı kestiğini gördük. Buna bağlı olarak son iki üç haftadır hasta başvurularının arttığını saptadık.  Kronik ruhsal hastalığı olanlar, depresyon, kaygı bozukluğu olanlarda yeni yeni hastalıkların alevlendiğini gözlemledik. Tüm dunyada olduğu gibi bizim ülkemizde de Kliniğe başvuranlarla klinikte, kliniğe başvurmayanlarla tele-psikiyatri yoluyla (telefon veya dijital platform kullanılarak) yardım etmemiz önemliydi.”

Editör: TE Bilisim