SETENAY GÖKDAĞ (*)

(*)Kaynak: https://www.enuygun.com/bilgi/turkiye-deki-en-populer-tarihi-yerler/?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=seyahat&utm_term=22092022&dn_channel=email&dn_send_id=1490

Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki tarihi yerler

Doğu Anadolu onlarca medeniyete ev sahipliği yapmasıyla yüzyıllardır tarih sayfalarında önemli bir yere sahip. Şimdi Doğu Anadolu bölgesindeki tarihi yerlere ve antik kentlere doğru bir yolculuğa çıkalım.

36- İshak Paşa Sarayı, Ağrı

Görkemli mimarisi ve tepe üstündeki konumlanması ile masallarda anlatılan sarayları andıran İshak Paşa, Doğubayazıt’a 8 km uzaklıkta bulunuyor. Anadolu sarayları içerisinde Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşabilmiş tek yapı bu saray. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden ögeleri bir arada görebileceğin İshak Paşa Sarayı, Dünya’nın ilk kaloriferli binası olma özelliğini de taşır.

37- Çifte Minareli Medrese, Erzurum

Erzurum’un sembolü haline gelen tarihi yapı Selçuklular dönemi eserlerinden biri. Beni özellikle ince işçiliğiyle kendine hayran bırakan medrese, Erzurum şehir merkezinde bulunduğu için kolaylıkla ziyaret edilebiliyor. Tarihi boyunca medrese, tophane ve müze olarak kullanılan Çifte Minareli Medrese şu anda hem sergi salonu hem müze olarak işlev görmekte. Giriş içinse herhangi bir ücret ödenmiyor.

38- Ani Harabeleri, Kars

Kars denilince akla gelen ilk yer olan Ani, yüzlerce yıl çeşitli uygarlıklara sahne olmuş bir yerleşim yeri. İsminin geçtiği ilk kayıtlara M.S. 5. yüzyılda rastlansa da tam olarak tarihini bilmek imkânsız. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Harabeleri, ticaret yollarına olan yakınlığı sebebiyle önemli bir yerleşim merkeziydi. Çok sayıda antik kilise bulunan ören yerini ziyaret etmek istersen Kars uçak biletlerine bir göz at! Kış aylarında ziyaret edersen belki dönüşünü Doğu Ekspresi treniyle de yapabilirsin :)

39- Aslantepe Ören Yeri, Malatya

Türkiye’nin en büyük höyüklerinden birine ev sahipliği yapan Aslantepe, Malatya’ya sadece 7 km uzaklıkta yer alıyor. M.Ö. 5000’li yıllardan M.S. 11. yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığı düşünülen antik kent, aynı zamanda bir açık hava müzesi. Kazılardan çıkarılan buluntuların büyük bir kısmı Malatya Müzesi’nde sergileniyor. Bu yüzden, fırsatın olursa öncelikle bu müzeyi ziyaret ederek ören yerine gelmen daha tamamlayıcı olur.

40- Akdamar Kilisesi, Van

Tam ismi Akdamar Kutsal Haç Kilisesi olan tarihi yapı, Van Gölü’nün üzerindeki Akdamar Adası’nda yer alıyor. Dönemin hükümdar ailesi Vaspurakan hanedanlığı tarafından saray kompleksi için yaptırılan eser, önceleri katedral iken yerleşim yerinin dağılması ile kiliseye dönüşmüş. Haç şeklinde inşa edilen kilisenin dış kabartmalarında hayvan ve insan figürleri, günlük yaşantı ve İncil ile Tevrat’tan alıntı bazı sahneler tasvir edilmiş.

41- Harput Kalesi, Elazığ

Süt Kalesi adıyla da bilinen Harput Kalesi Elazığ ilinin sınırları içerisinde bulunan tarihi yapılardan biri. İç ve dış kale olarak ayrılan iki bölümden oluşan kale, yapımında kullanılan harçta su yerine süt kullanıldığı için Süt Kalesi ismiyle anılıyor. M.Ö. 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından inşa edilen bu tarihi yapı, bugüne gelene dek birçok imparatorluğun egemenliği altına girmiş. 515 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine alınan yapı, Elazığ Ovası’na hakim bir konumda yer alıyor. Yapılan kazılar esnasında kalede çeşitli zindanlar ve tedavi alanları bulunmuş. Bu da kalenin farklı alanlardaki önemini vurgular nitelikte.

42- Malazgirt Kalesi, Muş

Muş’ta Malazgirt ilçesinin sınırlarında bulunan Malazgirt Kalesi eskiden Berber Kalesi ismiyle anılan tarihi bir yapı. Bugünkü ismini Malazgirt Zaferi’nden sonra alan yapı, geçmişte hem doğal afetlerden hem de savaşlardan çok etkilendiği için surları başta olmak üzere sürekli restore edilmiş. Muş il merkezine 137 kilometre uzaklıktaki Malazgirt Kalesi, Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlıların idaresi altına geçmiş.

43- Pertek Kalesi, Tunceli

Tunceli ilinde bulunan ve ismini bulunduğu ilçeden alan Pertek Kalesi, geçmişte bir kayanın ucunda duruyormuş gibi görünse de Keban Baraj Gölü’nün yapılmasıyla bugün bir ada gibi görünüyor. Tarihi kesin olarak bilinmeyen yapı, Osmanlı döneminde restore edilmiş. İç içe geçmiş iki surdan oluşan kalede yapı kalıntılarına rastlamak mümkün. Güney cephe mavi çiniler ve kırmızı tuğlalarla ilgi çekici bir görünüme sahip demek mümkün.

Editör: TE Bilisim