Sahabe-i Kiram'ın çocuklarına ilk öğrettiği kelimelerden biri; "Amentü billah ve kefertü bit-tağut"

Manası: Allah'a iman ettim, tağutu red ve inkar ettim. (ibn Şeybe Sünen:1/348)

Evet sahabe, daha küçükken çocuklarına bu kelimeyi ezberletiyorlardı. Hem de bu sözü kalplerine ve yaşantılarına perçinliyorlardı. Peki neden? Neden çocuk yaşta bunu ezberletiyorlardı? Neden bu kelimeyi çocuklarına akıllarına ve fiillerine perçinliyorlardı?

NEDENİ: Çocuk yaşta ezberletiyorlardı ki, tağutu ve tağutluk iddiasında bulunan her şeyi tanıyıp, bilip hayatlarını ve kulluklarını tağutlara değil yalnızca ALLAH'a yapsınlar ve tağutları red ve inkar etsinler. Bilmeden dahi olsa yalnız ALLAH'a yapılması gereken kulluk rükünlarının hiç birini bu tağutlara yapmasınlar. Şüphesiz Kuran ve Sünnet'te apaçık bir şekilde bildirilmiştir bu konular...

Kur’ân-ı Kerîm’de tâğut kelimesinin geçtiği âyetler hangileridir?

1. “Dinde (Ehl-i Kitâb’a ve Mecûsîlere, cizye verdikleri takdirde) zorlama yoktur. Artık hak, bâtıldan apaçık ayrılmıştır. O halde her kim tâğutu reddederek Allâh’a îmân ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allâh işitir ve bilir.” (Bakara: 2/256)

2. “Allâh, îmân edenlerin velîsidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velîleri ise tâğuttur. Onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalırlar.” (Bakara: 2/257)

3. “Kendilerine kitâbtan bir pay verilenleri (Yahûdîleri) görmedin mi? Onlar, tâğuta ve cibt’e îmân ediyorlar ve diğer kâfirler (Mekke müşrikleri) için: ‘Bunlar, îmân edenlerden daha doğru bir yoldadır’ diyorlar.” (Nisâ: 4/51)

4. “Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten îmân ettiklerini zannedenleri görmüyor musun? Bunlar, tâğuta muhâkeme olmayı istiyorlar. Oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardı. Şeytân da onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor.” (Nisâ: 4/60)

5. “Îmân edenler Allâh yolunda savaşırlar; kâfirler ise tâğut yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytânın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytânın hilesi pek zayıftır.” (Nisâ: 4/76)

6. “De ki: Allâh katında, kesinleşmiş bir cezâ olarak bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allâh’ın kendisine lânet ettiği, ona karşı gazâblandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tâğuta ibâdet edenler; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır.” (Mâide: 5/60)

7. “Andolsun, biz her ümmete: ‘Allah´a kulluk edin ve Tâğut´tan sakının» diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur! (Nahl: 16/36)

8. “Tâğuta kulluk etmekten kaçınan ve Allâh’a içten yönelenler için bir müjde vardır. Öyleyse kullarıma müjde ver.” (Zumer: 39/17)

NOT: Tâğutları redderek Allâh’a tevhîd üzere îmân edenlere müjdeler olsun.

Başarı, el-Hamîd ve el-Hakîm olan Allâh’tandır. O, her şeyin en iyisini bilendir.

Editör: TE Bilisim