Mehmet Selçuk Güçlü, Kerem Alp Eren Kaya / İstanbul, (AA) - Sadece hasta bakımında değil, toplum sağlığı, afet yönetimi ve kronik hastalıklarla mücadelede önemli rol üstlenen hemşireler, sağlık sektörünün bel kemiği olmayı sürdürüyor.
Özveriyle çalışan hemşireler, özellikle Kovid-19 salgınıyla mücadelede gece-gündüz demeden hastaların yardımına koşarak ön cephede yer aldı.
Bunun yanı sıra "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde de hemşireler en önde görev yapan meslek gruplarından biri oldu.
İstanbul'da 23 Nisan'da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem anında da hemşireler, tedavileri için hastanede bulunan bebeklerin yanına koşmayı tercih etti.
Anne-baba şefkatiyle deprem sırasında dahi kendi canını unutarak bebeklerin yanına koşan hemşirelerin görüntüleri, mesleğin "fedakarlığın üst sıralarda tutulduğu" bir iş olduğunu hatırlattı.
Modern hemşireliğin öncüsü Florence Nightingale
Modern hemşireliğin öncüsü Florence Nightingale'in doğum günü olan 12 Mayıs'ta her yıl kutlanan Uluslararası Hemşireler Günü, mesleğin toplum sağlığındaki kritik rolünü vurgulamak ve çalışanların emeklerini görünür kılmak amacıyla çeşitli etkinliklere sahne oluyor.
Günün, Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN) tarafından bu yılki teması "Dünyayı değiştirme gücüne sahip hemşireler" olarak belirlenirken, söz konusu tema, hemşirelerin küresel sağlık sisteminin dönüşümündeki merkezi rolünü ve gelecekte daha dirençli bir sağlık altyapısı inşa etmedeki önemini vurguluyor.
Hemşireler, sağlık sisteminin dinamik ve çok yönlü aktörleri olarak sadece hasta bakımında değil, toplum sağlığı, afet yönetimi ve kronik hastalıklarla mücadelede de kritik rol oynuyor.
Florence Nightingale, Kırım Savaşı sırasında İngiltere tarafından askerlerin sağlık hizmetlerini yürütmek için görevlendirilmesinin ardından hemşirelik uygulamalarını geliştirerek standartlaştırdı. Bu kapsamda tüm dünyada 12 Mayıs'ta her yıl kutlanan Uluslararası Hemşireler Günü ile hemşirelerin ve sağlık çalışanlarının sağlık sistemi içerisindeki önemine dikkati çekiliyor.
"Akademik temsiliyetimizi artırmamız çok kıymetli"
Uluslararası Hemşireler Günü kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Müdürü Ece Alagöz, hemşirelik eğitiminin sadece teorik bilgiden ibaret olmadığını, klinik bilgilerin de çok kıymetli olduğunu söyledi.
Alagöz, uygulamalara gitmeden önce değişen teknolojiyle simülasyon laboratuvarlarının oldukça önem kazandığına işaret ederek, "Bizim de üniversitemizde hem simülasyon hem de beceri laboratuvarlarımız var. Öğrenciyi daha sahaya götürmeden bu laboratuvarlarda, hastanın başına gitmeden yapacakları hata oranlarını, kaygılarını azaltmayı amaçlıyoruz. Hem de öz güvenleri gelişiyor. Burada neredeyse birebir insana benzer tepkiler veren maketler kullanıyoruz." diye konuştu.
Hem klinik hem de teorik derslerin yanı sıra yönetim başta olmak üzere çeşitli alanlarda eğitim verdiklerini dile getiren Alagöz, yapay zeka entegrasyonu da sağladıkları için müfredatın mecburen değiştiğini belirtti.
Alagöz, modern hemşireliğin 1853'te meydana gelen Kırım Savaşı ile başladığını ve mesleki eğitimin de modern hemşireliğin öncüsü Florence Nightingale'in girişiminden sonra önem kazanarak, standartlaştırılmış bir eğitime dönüştüğünü anlattı.
Tüm meslek gruplarında olduğu gibi hemşireliğin de yapay zeka ve gelişen sağlık teknolojilerinden etkileneceğine dikkati çeken Alagöz, şöyle devam etti:
"İnsani dokunuş burada çok önemli. Biz, hemşirelik mesleğinin insanlık var olduğu sürece var olacağına inanıyoruz. Çünkü bakım vermenin yanında sadece biz hastanın nabzına bakmıyoruz. Hastaya dokunuyoruz. Ruh halini de anlamaya çalışıyoruz ve destek olmaya çalışıyoruz. Bu sosyal destek mekanizması burada çok önem kazanıyor. Bu nedenle de hemşirelik mesleği elbette etkilenecek ama bitecek meslek gruplarından değil."
Liderlik özellikleri, empati ve iletişimin mesleki açıdan önemine dikkati çeken Alagöz, bu becerileri destekleyecek bazı eğitim materyalleri kullandıklarını aktararak, bu yeteneklerin bireysel olarak da geliştirilmesi gerektiğini hatırlattı.
Alagöz, "Bizim güçlü hemşirelere ihtiyacımız var. Bu liderlik becerilerini özellikle geliştirmeliler. Akademik temsiliyetimizi artırmamız çok kıymetli. Lisans eğitimi sadece yeterli değil artık. Yüksek lisans doktora eğitimleri, araştırmalar yapmak, bu araştırmaları sahaya entegre etmek ve bunları kullanmak da çok kıymetli olacak." ifadelerini kullandı.
"Karar verici mekanizma içerisinde yer almamız gerekiyor"
Hemşirenin hastayı teslim aldıktan sonra tüm tedavileri planlayarak bakımını yapmasının elzem olduğunu belirten Alagöz, aynı zamanda hastaya sosyal anlamda da destek olunmasının önemine işaret ederek, "Hastanın gecesi eğer zorlu geçmişse, üzgünse, yorgunsa, kaygılıysa ya da bir ameliyat öncesi bir süreçse bu, tüm bunlara da destek vermek de aslında yine hemşirenin görevi." dedi.
Alagöz, hemşire olarak mesleğe başlarken, henüz eğitim sürecinde hem klinik hem de teorik birçok beceriyle donandıklarını ve pratik karar verme yeteneklerini hızlıca geliştirdiklerini söyledi.
Bir ekip ruhu içerisinde çalıştıklarının unutulmaması gerektiğini hatırlatan Alagöz, "Biz önce birbirimizi destekleyeceğiz. Hemşireler birbirini destekleyecekler. Deneyimli hemşireler, yeni hemşirelere mentörlük edecek ve birbirimize destek olacağız. Ancak böyle birlikte mesleğimizi bir üst basamağa çıkartabiliriz ve görünürlüğümüzü artırabiliriz." şeklinde konuştu.
Fiziksel tedavinin ötesinde, duygusal alanlarına da dokunuyoruz"
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Tuğba Bıçakçı da hemşireliğin dönüşüme hazır bir meslek olduğunu vurgulayarak, "Yapay zekalar, teknolojik gelişmeler, sağlık sistemindeki uygulamalar çok fazla gelişti. Ancak işin dönüşüm merkezinde yine insan var ve hemşireliğin özünde de şefkat, empati ve sevgi hep var olarak kalacaktır." dedi.
Bıçakçı, yapay zeka ve teknolojik gelişmelerin, hemşireliğin iş yükünü azalttığını ancak bunun hiçbir zaman bir hemşirenin verdiği bakımı ve duyguyu veremeyeceğini söyledi.
Hemşirenin görevinin sadece tedavi süreciyle bitmediğini ifade eden Bıçakçı, şunları kaydetti:
"Bizler hastaların her alanında yanında olan, onlara bütüncül bir bakım veren sağlık profesyonelleriyiz. Aynı zamanda onlara fiziksel tedavinin ötesinde, duygusal, psikolojik ve sosyal haklarına, yani sosyal olarak alanlarına da dokunduğumuz, onların ötesinde de çıkan, tedavi sürecinin ötesinde olan durumlarda da hep yanlarında oluyoruz."