Depremin yaralarını sarmaya çalışan Kahramanmaraş, artık sadece yeniden inşa edilmek değil, yeniden yönetilmek istiyor. Halkın beklentisi net: Şeffaf, adil ve samimi bir yönetim.
Kahramanmaraş, son yıllarda zorlu bir sınavdan geçti. Depremler, sadece binaları değil; insanların güven duygusunu da sarstı. Şimdi önümüzde çok daha önemli bir görev var: Bu şehri doğru yönetmek.
Yönetmek, yalnızca asfalt dökmek ya da bina dikmek değildir. Asıl mesele, halkın sesini duymak, sorunları yerinde görmek ve çözümleri birlikte üretmektir. Bugün Kahramanmaraş sokaklarında dolaşan biri, kimi yerde hummalı çalışmalar görürken, kimi mahallelerde sessiz bir bekleyişe şahit olur. Bu tablo bize şunu söylüyor: Hizmette denge şart.
Vatandaş artık “görülmek” ve “duyulmak” istiyor. Yapılan iyi işler bile, anlatılmadığında etkisini kaybediyor. Oysa azıcık samimiyet, azıcık şeffaflık, büyük fark yaratır.
Kahramanmaraş’ın gücü, halkının çalışkanlığında gizli. Yeter ki yönetim bu gücü doğru yönlendirsin, adaletli davransın ve şehri masa başından değil; sokaktan, halkın arasından yönetsin.
Kahramanmaraş ayağa kalkıyor. Ama kalıcı kalkınmanın yolu, akılcı ve katılımcı bir yerel yönetimden geçiyor.
Vatandaşın beklentisi anlaşılmak dürüst siyaset akıllı ve zeki siyasiler. Yapmacık değil iş bitiren aktörler. Seçim arenalarında vaat edilen ve halen yapılmamış olan icraatlardan vatandaşların endişeleri ve kaygısı siyasiler üzerinde güvenirsizlik duygusunu öne çıkarmaya devam ediyor.