Dünya

“KKTC Cumhurbaşkanı Atanmış Bir Vali Değildir”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, dün partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu.

Dervişoğlu, “KKTC Cumhurbaşkanı Atanmış Bir Vali Değildir”

MARASPOSTA.COM

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, dün partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nden sonraki tartışmalara değinen Dervişoğlu, “Gerek seçim sürecinde ve gerekse sonrasında, Türkiye’den bir takım siyasi aktörleri esefle izledik. KKTC seçimlerini etkilemeye yönelik; talihsiz olduğu kadar münasebetsiz açıklamalarını da tek tek not aldık. KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğunu savunup, bunu dünyaya kabul ettirmeye çalışırken; bağımsızlığına önce Türkiye’nin saygı duyması gerekir. Çünkü Türkiye’nin saygı göstermediği bir alanda, başkalarının saygı göstermesi beklenemez. KKTC’nin bağımsız ve egemen bir ülke olduğuna inanan ve bu davayı destekleyen herkes, Kıbrıs Türk halkının hür iradesiyle yaptığı seçimlerin sonuçlarının, KKTC’nin bağımsızlığını perçinlediğini kabul etmelidir. KKTC Cumhurbaşkanı atanmış bir vali değildir, bağımsız bir Türk devletinin adil ve özgür seçimler sonucu seçilmiş devlet başkanıdır. Yapılan seçimleri; federasyon ile bağımsız devlet arasında bir referandum gibi sunmak, hadiseyi bu şekilde ele almak, düşmanları sevindirmek, Türkiye için de bir mağlubiyet algısı yaratmaktır. Okumadıkları, okuyup anlamadıkları, anlayıp da inanamadıkları tarihi gerçeği tekrarlayayım ki; o pamuk ipliğine bağlı milli özgüvenleri öğrensin! Kıbrıs Türk halkının bir devleti vardır ve garantörü de Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu hakikat öylesine köklü, öylesine güçlüdür ki; ne tek bir seçimle değişir ne de değiştirmeye kimsenin gücü yetebilir. Devlet aklı ve ahlakı olanlar bunu bilir ve buna dikkat ederek söylem üretirler. Ancak; ‘beka’ kavramını her mecrada bozuk para gibi kullanmaya alışkın bu zihniyet; en kirli ve karanlık şahsi ilişkilerini, onunla yıkayıp aklayacağına o kadar inanmış ki, beka diye sattıkları cakaları ve bundan elde ettikleri menfaatleri bozulduğunda maksadı aşan cümleler kurmaktan geri durmuyorlar. Diler ve umarım ki; devlet aklıyla düşünmeyi ve devlet gibi konuşmayı da öğrenirler” dedi.

Merkez Bankası Kart Soruşturması

Merkez Bankası kart soruşturmasına değinen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Cebimizdeki parada imzası bulunan kişi, yolsuzluk iddiaları ile tutuklanıyor. İngiliz Mehmet’ten, sabık damat bakana; oradan da ışıldayan gözlü bakanlara kadar atandığı dönemde öve öve bitirilemeyen, Türkiye’yi milyarlarca dolar zarara uğratan kur korumalı mevduatın da mucitlerinden olan Merkez Bankası Başkan Yardımcısından bahsediyorum. Bu başka yerde olsa hükümetler istifa eder, bakanlar istifa ederdi. Söz konusu soruşturmaya göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın iştiraki olan Bankalararası Kart Merkezi’nde yapılan ‘Çipli Kart Alımı’ ve ‘TROY Yazılım Geliştirme’ ihalelerinde, ciddi usulsüzlükler tespit edilmiş ve devletimiz milyonlarca lira zarara uğratılmıştır. Hiç kimse ağzını eğip bükmesin. Bu, basit bir ihale tartışması yahut bir usul hatasından kaynaklanan bir zarar değildir. Bu mesele, devletin en güvenilir kurumu sayılan ve öyle de olması gereken Merkez Bankası’nın gölgesinde doğmuş bir yönetim zafiyeti, saray çürümüşlüğünün en açık özetidir. Çünkü ortada bir rabıta vardır. İş takibi ve komisyon rabıtası vardır. Merkez Bankası görevlilerinden, kayyum rektör olarak adlandırılan Boğaziçi Üniversitesi’ndeki görevlilere; sendika başkanının oğlundan, farklı kurumlardaki üst düzey kamu görevlilerine kadar büyük bir şebekenin işin içerisinde olduğu görülmektedir. Eğer bir mucize olup derinlemesine incelenebilse, bu işin nereye ve kimlere uzanacağını da hepimiz biliyoruz” ifadesini kullandı.

Erdoğan’a Tepki: “Delikanlıysa Gelsin Bütçesini Sunsun”

Tükeniş bütçesi dediği 2026 yılı bütçesinde 16.2 trilyon gelir ve 18.9 trilyon gider ile 2.7 trilyon lira bütçe açığı beklendiğine işaret eden Müsavat Dervişoğlu, "Ödeyeceğimiz faiz de aynı miktarda yani 2,7 trilyon. Büyüme ise yüzde 3.8 olacakmış. Bu açıkla da enflasyon yüzde 16’ya düşecekmiş. 3 haftada çöken, 3 yıllık orta vadeli yalanların yeni bir versiyonu. Ya arkadaş! Bu bütçe açığıyla, bu enflasyon, nasıl o seviyeye düşecek? Rakamlar yalan söylemez, ama bu bütçe yalan söylemekten imtina etmiyor. Çünkü 2026 rakamlarının gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok. Bütçe eskiden bir hükümetin yol haritasıydı, namusuydu. Şimdi ise yalanın resmî belgesi hâline gelmiş durumdadır. Hakikatin bütçesi değil, amirine yaranma telaşıyla yapılmış palavra sporudur. Yanlış ekonomik politikalar yüzünden millet tükenmiştir. Kepenk kapatan esnaf, ay sonunu getiremeyen emekli, toprağına küsen çiftçi tükenmiştir. Emeği zayi olan emekçi, maaşı kuşa dönen memur, maaşının yarıdan fazlasını kiraya veren kiracı tükenmiştir. Çarkı döndüremeyen KOBİ’ler, finansmana ulaşamayan sanayiciler, geleceğinden umudu kesmiş, kayırmacılık altında ezilen gençler tükenmiştir. Aslına bakarsanız milleti tüketen, iktidar tükenmiştir. Hazırladıkları bütçe de, bir tükeniş bütçesidir. Her bütçe döneminde yaşıyoruz. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz andan itibaren, saraydan hazırlanarak yapılmış bütçe binlerce sayfa dokümanla birlikte komisyona gelir. Üzerinde saatlerde konuşur, günlerce tartışırız. Hatta yapılan tartışmalar neticesinde ‘ne kadar büyük bir performans gösterdik’ diye bütçeyi savunanlar TBMM’de iftiharla anlatır. Ama bir tek rakamını, cümlesini bile değiştiremeyiz. Çünkü Sayın Recep Tayyip Erdoğan öyle emretmiştir, TBMM’ye gelmiştir ve Türk milletine dayatılmak istenmektedir. Buradan açıkça söylüyorum; bütçenin sahibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan geride bıraktığımız yıllarda yaptığı gibi yapmasın. Gelsin bütçesini ya delikanlı gibi savunsun ya da bu büyük millete kendisi sunsun. Suçu bürokrasinin üstüne, bakanların üstüne atmasın. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı TBMM’den kaçmamaya davet ediyorum. Tekrar söylüyorum; delikanlıysa gelsin bütçesini sunsun ya da milletin huzurunda o bütçeyi savunsun.” şeklinde konuştu.

“Bunun Hesabını Sormak Boynumun Borcu Olsun”

İktidarın “İtibardan tasarruf olmaz” şeklindeki çıkışına değinerek gerçekte milletin itibarından tasarruf yapıldığını savunan Genel Dervişoğlu, “Yeter artık! Milletin itibarından tasarruf ettiğimiz! Biraz da kendi itibarınızdan tasarruf edin. Uçaklarınızdan, seyahatlerinizden, yolsuzluklarınızdan, uğursuzluklarınızdan tasarruf edin! Geçen yılki bütçeye zulüm bütçesi demiştik, bu sene tükeniş bütçesi diyoruz. Zulüm bütçesinden, tükeniş bütçesine savruluş. Bunun hesabını sormak boynumun borcu olsun. Torba yasalarla halkın ümüğünü sıkan bu düzenbazlığa yeter artık. Yeter artık! ‘Tasarruf’ diyerek; dar gelirlinin sofrasından, memurun maaşından, esnafın kazancından kesen hoyratlık! Bir kez de vergi mükelleflerinin haklarını güçlendiren düzenlemeler getirin. Ama yok. Vatandaşı koruyan düzenlemeler getirin. Ama yok. Var olan tek şey sadece kasayı doldurma derdi. Bir kez de saray bütçesine, ballı ihalelerden nasiplenenlere, uzlaşmayla borcunun tamamını sildiğiniz yandaş şirketlerinize dokunun. Allah’ınız, kitabınız yok mu sizin!” diye ekledi.

“Kamu Gücünü Kullanarak Manipülasyon Yapan Her Kim Varsa Hesap Vermeli”

Türkiye’de bugün 6,5 milyon insanın hisse senedi yatırımı yaptığına işaret eden İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Bu kadar insan, emeğiyle biriktirdiğini borsaya koyuyor. Öyle ayılardan, balinalardan bahsetmiyorum. İşinde gücünde namuslu, vergisini veren orta direk vatandaşımızdır bunların çoğu. Pek azı belki ev alırım, bir kısmı araba sahibi olurum, belki çocuğuma üniversite parası birikir diye uğraşıyor. Umudunu üretime, büyümeye, bu ülkenin şirketlerine bağlamış milyonlarca küçük yatırımcıdan bahsediyorum. Ama ne oluyor? Manipülasyon, spekülasyon, türlü türlü oyunlar… Her seferinde olan vatandaşa oluyor. Rakamlar ortada: Borsadaki şirketlerin yarısı zarar açıklamış. Yani ‘Borsamız ucuz’ dedikleri şey, aslında reel sektörün alarm veren bilançolarının üzerini örten bir yalandan ibaret. Ve daha 1,5 ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı, ‘Borsada yükseliş hız kazanıyor’ dedi. Peki sonra noldu? Bunların maşallah dediği 3 gün yaşamadığı için o günden bugüne borsa yerle bir oldu. Halkın birikimi eridi. Umutları yok oldu. Gelinen aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ivedilikle bir Meclis Araştırma Komisyonu kurularak; başta Türkiye Varlık Fonu olmak üzere, Merkez Bankası, Bankalar Arası Kart Merkezi, Rekabet Kurumu, Kamu Bankaları, Sermaye Piyasası Kurulu gibi tüm aktörlerin iş ve işlemleri denetlenmelidir. Kamu gücünü kullanarak manipülasyon yapan her kim varsa hesap vermelidir” açıklamasını yaptı.

“Hukuk Herkese Lazım Olur”

Balıkesir'de geçtiğimiz hafta yaşanan olaya dikkat çeken Dervişoğlu, “22 sene hüküm giymiş, 5 küsur sene hapiste yatmış bir hükümlü Çanakkale'de açık cezaevine sevk ediliyor. Jandarma ringiyle, bir koruma altında falan da değil. Adama ‘Sen git, Çanakkale'deki Açık Cezaevi’ne teslim ol’ diyorlar adama. Bir cezaevinden bir cezaevine kendi kendine gidiyor. Düşünebiliyor musunuz? Bu katil giderken en az 2 kişiyi öldürüyor, birkaç kişiyi de yaralıyor. Sokaklar eşkıyalarla dolu, bunlar seyrediyor. Buralardan çıkarılacak çok sayıda ders var, gözden geçirilmesi icap eden çok sayıda husus var. Evladını kaybetmiş bir annenin, mahkeme sonucunda; ‘Ben sadece ilahi adalete güveniyorum’ demesi bile bizim ders çıkarmamız icap eden bir husustur. Bu devletin yöneticilerine, bu ülkenin adaletinden hukukundan sorumlu olanlara sesleniyorum: Hukuk herkese lazım olur. Altını çizerek söylüyorum: Bu memleket kendini dokunulmaz sayan ne adamlar görmüştür!” dedi.

“Ey Yanlış Yolun Şaşkın Yolcuları!”

Terörsüz Türkiye ambalajıyla pazarlanan süreç kapsamında yaşanan gelişmelere de tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, "İktidara, ne yapıyorsunuz o komisyonda diyoruz. Bekamız söz konusu diyorlar. Ana muhalefete ne yapıyorsunuz diyoruz. Dinliyoruz diyorlar. pkk ve İmralı’nın sözcüsü ve temsilciliğine soyunmuş, Kürtleri de oraya hapsetmekle görevli partiye bu sloganlar nedir diye soruyorlar. Barış diyor, demokrasi diyor. Buradan bir kez daha uyarıyorum. Ey yanlış yolun şaşkın yolcuları! Bu ülkeyi, Türk milletini provoke ederek varacağınız menzilde sizi bekleyen hiç ama hiç iyi bir gelecek yoktur. Kimse için yoktur. Ne Kürt için ne başka bir kimlik için yoktur. öcalan canisine indirgenmiş bir sürecin sonunda, en çok benim masum Kürt kardeşime yazık edeceksiniz. Tablo açık ve nettir: Ya öcalan’ı tercih edeceksiniz ya Kürtleri. Ya Kandil’i tercih edeceksiniz ya Türkiye’yi. Ya Cumhuriyet’i tercih edeceksiniz ya da üzülerek söylüyorum sefilliği." dedi.