1.Kısaca kendinizi anlatır mısınız?

1972 İstanbul doğumluyum. Karadeniz Teknik Üniversitesinde lisansımı sonrasında Arel Üniversitesinde yüksek lisansımı tamamladım. İki kız annesiyim. Bir kamu kurulusunda çalışıyorum.

2.Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?

Aslında çocukluğumdan beri diyebilirim. On veya on iki yaşları arasında ufak ufak kurgular oluşturmaya ve şiirler yazmaya başladım. Gerçek anlamda yazmak için hep kırklı yaşlarda olmam gerektiğine inanıyordum. Yaşla ilgili bir takıntım yoktu ama kişinin yazdığı metinleri açık hale getirmesi ve o metinleri içine sindirmesi için belli bir olgunluğa erişmesi gerektiğine inanıyordum. Tabii bu olgunluk edebi anlamda. Bu yaşlardan sonra yazma ve yazdığımı paylaşma daha da arttı.

3. Yazmanızda en büyük etken nedir?

İçten gelen bir durum. Yazmak istiyorsunuz ve yazıyorsunuz. Ün gibi bir kaygım yok. Hatta eserlerim ben öldükten sonra da basılabilir. Şu durumda ne kaygım var o zaman diye ben de kendime soruyorum ve şu kanıya çıkıyorum. Sanırım ölümsüz olma isteği…Şu an okuduğunuz yazarlara bakın yüzyıllar evvelin yazarları. Tostoy, Balzac, Emili Zola, Ömer Seyfettin, Halit Ziya,  ve daha niceleri… Onların eserlerini okurken ürettikleri kurgu ve kahramanlar üzerinden yazarın da duygu dünyasına ulaşabiliyorsunuz. Bu korkunç güzel bir durum aslında. Siz dünyadan siliniyorsunuz ama arkanızda hayal gücünüzü bırakıyorsunuz. Dolayısıyla burdan şu kanıya varılabilir. İnsan ölümlüdür ama hayal gücü, eseriniz var olduğu sürece hayatta kalır. Pek çok sanat eserinde de bu böyledir. İşte bu dürtü beni yazmaya itiyor. Dünyaca usta bir kalem olabilir miyim, olamaz mıyım bu da ayrı bir soru ama benim için bunun da bir anlamı yok. Ben öykülerimde silik, toplum tarafından asla ön kısımda yer almayan kahramanlara yer veriyorum. Çünkü pek çok yazar o kesime bir pencere açmıyor. Ötekileştiren bu insanlar benim dünyamın bir parçası. Onlardan vazgeçmeyi de düşünmüyorum. Bana göre asıl kahramanlar da onlar. Bu ayrı bakış açısına sahip olmak bile beni başlı başına farklı bir kalem yapar, yapacaktır da. Buna olan inancım sonsuz.

4. Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?

Zaman ne yazık ki. Yaşadığım zaman bana yetmiyor. Gün yirmi dört saatten uzun olamayacağına göre zaman sorunum hep devam edecek görünüyor. Yazsam okumaktan kalıyorum. Okusam yazmaktan geri kalıyorum. Bütün bunların üstüne çalışma hayatını ve ev sorumluluklarını da eklerseniz bu sorunum içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

5. Kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor?

Kitaplarım asla onsekizyaş altı gençler için değil. Böyle demekle belden aşağı yazdığım düşünülmesin lütfen. Yazmıyorum da zaten. Kitaplarım üniversite düzeyindeki ve sonrasında ki erişkinler için. Kendi kendimi eleştirdiğim çok olur. Yapıcı düşüncelerim yıkıcı düşüncelerimden daha az. Yani karamsar bir kalemim var. Oysa bir yazarın kaleminde umut olmalı, umut üretmeli. Sonra etrafıma dönüp baktığımda, sahte bir umut üretmektense gerçeklerden bahsetmek benim için daha münasip görünüyor. Okuyucuya yalan söylemem. Hayat iyi tarafından çok kötüyü barındırıyor.  Bazı gerçekleri kabul edilir gibi değil ama ne yazık ki gerçek. Ne gibi. Ölüm gibi. Bugün var olan yarın yok oluyor ve bu hayatın bir gerçeği. Gel de bu gerçeği kabul et ama ne yazık ki ediyorsunuz. Elden gelen bir şey yok. Sonra savaşlar, güç çatışmaları, günümüz insanın çektiği zorluklar. Geçmişteki insan neyse ve gelecekteki insan da böyle olacak. Her neslin kendine göre sıkıntıları olacak. Bahşeden ayakta kalacak edemeyen kaybedecek.  Yine umuttan yanayım.

6. Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?

İlham kendi kafasına göre geliyor. Nerde geleceğini inanın ben de bilmiyorum. Bazen bir rüya beni öyküye götürürken bazen bir olay bunu yapabiliyor. Gezmek çok işe yarıyor. Okumak da öyle. Son olarak da müzik…

7. Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı?

Güzel olan her kalemi okuyorum. Ayrım yapmıyorum ama kendi ülkemin yazarlarına daha bir eğilimliyim. Bizi en iyi biz anlatırız. Bence çok iyi kaleme sahip pek çok yazarımız da var.

8. Peki yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç?

Etrafımda pek çok yazar arkadaşım var zaten. Tabi ki oldu.

9. Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?

İlhan nasıl gelirse konu da o oluyor. Konu seçimimde hiç zorlanmıyorum.

10. Peki son olarak Buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne derdiniz?

Lütfen okusunlar. Kendinelerinin seveceği türden ne varsa okusunlar. Okumak insanı geliştiren bir olay ve günümüzün yorgunluğunu çıkarmanın en kolay yolu. Hele hele içinde bulunduğumuz şu salgın günlerde hayattan kopmamanın en kolay yolu. Ayrıca her kahramanda birazcık biz de varızdır. Bizler ayrı gibi görünen benzer parçalarızdır aslında. Bana göre insan, tam anlamıyla da budur zaten.


Editör: TE Bilisim