<p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">39. Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik; (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">40. (Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">41. Seni gördükleri zaman: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alaya alıyorlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">42. "Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">43. Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin?</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">44. Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">45. Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Eğer dileseydi, onu elbet hareketsiz kılardı. Sonra biz güneşi, ona delil kıldık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">46. Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">47. Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan, O'dur.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">48. Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">49. Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">50. Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">51. (Resûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">52. (Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik..) O halde, kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur'an ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">53. Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan O'dur.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">54. Sudan (meniden) bir insan yaratıp onu nesep ve sıhriyet (kan ve evlilik bağından doğan) yakınlığa dönüştüren O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">55. (Böyle iken inkârcılar) Allah'ı bırakıp kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen şeylere kulluk ediyorlar. İnkârcı da Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">56. (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.</p>