<p class="MsoNoSpacing"><b>Kur’an-ı Kerim Sureleri: 26-eş-ŞUARÂ/3</b></p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">47. "Alemlerin Rabbine, iman ettik" dediler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">48. "Musa ve Harun'un Rabbine iman ettik" .</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">49. Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">50. "Zararı yok, dediler, (nasıl olsa) biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz."</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">51. "Biz, ilk iman edenler olduğumuz için Rabbimizin hatalarımızı bağışlayacağını umarız."</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">52. Musa'ya: Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü takip edileceksiniz, diye vahyettik.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">53. Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">54. "Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır."</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">55. "(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir."</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">56. "Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu).</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">57. Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">58. Hazinelerden ve değerli bir yerlerden.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">59. Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">60. Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">61. İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">62. Musa: Asla! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">63. Bunun üzerine Musa'ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik. (Vurunca deniz) derhal yarıldı (on iki yol açıldı), her bölük koca bir dağ gibi oldu.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">64. Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">65. Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">66. Sonra ötekilerini suda boğduk.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">67. Şüphesiz bunda bir ibret vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">68. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">69. (Resûlüm!) Onlara İbrahim'in haberini de naklet.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">70. Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti.</p>