<p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">24. Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yolu bulamıyorlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">25. (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">26. (Halbuki) büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">27. (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">28. Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">29. (Süleyman'ın mektubunu alan Sebe'melikesi,) "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">30. "Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta) dır."</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">31. "Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır)".</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">32. (Sonra Melike) dedi ki: Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">33. Onlar, şu cevabı verdiler: Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">34. Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">35. Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">36. (Elçiler, hediyelerle) Süleyman'a gelince şöyle dedi: Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle (ben değil) siz sevinirsiniz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">37. (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">38. (Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">39. Cinlerden bir ifrit: Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz, dedi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">40. Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">41. (Süleyman devamla) dedi ki: Onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin; bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayanlar arasında mı olacak.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">42. Melike gelince: Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi: Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi): Bize daha önce (Allah'tan) bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">43. Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">44. Ona: Köşke gir! dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini yukarı çekti. Süleyman: Bu, billûrdan yapılmış, şeffaf bir zemindir, dedi. Melike de di ki: Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleymanla beraber âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">45. Andolsun ki, "Allah'a kulluk edin!" (demesi için) Semûd kavmine kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümre oluverdiler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">46. Sâlih dedi ki: Ey kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Allah'tan mağfiret dileseniz olmaz mı? Belki size merhamet edilir.</p>