Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi Kent Hafızası Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle, “Millî Mücadelede Güney Cephesi ve Sütçü İmam Olayı” başlıklı konferans düzenlendi.

Kahramanmaraş Millî Mücadelesi’nin dönüm noktalarından biri olan Sütçü İmam Olayı’nın 106. yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilen program, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansa, Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Emre Tansü konuşmacı olarak katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

“Sütçü İmam Olayı, Bağımsızlık Ruhunun Kıvılcımıdır”

Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Bakan, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Sütçü İmam Olayı’nın sadece Maraş’ın değil, tüm Anadolu’nun kurtuluş mücadelesine yön veren bir kıvılcım olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Bakan konuşmasında şunları kaydetti:

“Kahramanmaraş’ın kurtuluş mücadelesinin simge hadiselerinden biri olan Sütçü İmam Olayı, milletimizin bağımsızlık ve onuruna yönelik tehditler karşısında gösterdiği cesaretin en anlamlı örneklerinden biridir.

31 Ekim 1919’da düşman işgaline karşı sıkılan ilk kurşun, yalnızca Kahramanmaraş için değil, tüm Anadolu için istiklal ruhunu ateşlemiştir. Sütçü İmam ve nice isimsiz kahramanlarımız, vatan sevgisinin ve hürriyet tutkusunun nasıl bir direniş ruhuna dönüştüğünü tüm dünyaya göstermiştir.”

Rektör Bakan, Millî mücadele ruhunun yaşatılmasının önemine vurgu yaparak, “Bizlere düşen görev, o günlerin azmini ve birlik şuurunu diri tutarak ülkemizi her alanda daha güçlü yarınlara taşımaktır. Bu anlamlı günde böylesine değerli bir konferansa ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

Prof. Dr. Bakan ayrıca, programın düzenlenmesine katkı sunan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Kent Hafızası Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne teşekkür etti.

“Tarih, Milletimizin Yol Göstericisidir”

Programda konuşan Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu, Sütçü İmam’ın cesaretinin bugün dahi genç nesiller için ilham kaynağı olduğunu belirtti.

Tarihin yalnızca geçmişin nakli olmadığını, geleceğe yön veren bir öğretici olduğunu vurgulayan Karatutlu, gençlere hitaben şu ifadeleri kullandı:

“Tarih, bize yalnızca ne yaşandığını değil, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini de öğretir. Bu coğrafyada yaşamak, güçlü bir hafıza ve uyanık bir bilinç gerektirir. Sütçü İmam ve kahraman ecdadımızın direnişi, bizlere hem onurlu bir geçmiş hem de sorumluluk dolu bir gelecek bırakmıştır.”

“Güney Cephesi, Millî Mücadele’nin Direniş Kalbidir”

Konferansın ana konuşmacısı Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, “Millî Mücadele’de Güney Cephesi ve Sütçü İmam Olayı” başlıklı sunumunda, Güney Cephesi’nin Türk milletinin direniş tarihinde oynadığı stratejik rolü ayrıntılı biçimde ele aldı.

Tansü konuşmasında, Osmanlı Devleti’nin Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında yaşadığı işgal sürecine değinerek, Anadolu’nun güneyinde başlayan direnişin, milletin kendi kaderine sahip çıkmasının ilk örneklerinden biri olduğunu vurguladı.

“30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile birlikte Osmanlı Devleti fiilen sona ermiş, Anadolu toprakları İngiliz ve Fransız güçlerinin işgaline açık hale gelmiştir. Ancak bu işgale karşı en erken tepkiyi gösteren bölge, Güney Cephesi olmuştur. Maraş, Antep ve Urfa hattında halk kendi imkânlarıyla örgütlenmiş, yerel liderler ve din adamlarının öncülüğünde Millî bir direniş ruhu doğmuştur.”

Kipaş Holding’ten Miniklere Sürpriz
Kipaş Holding’ten Miniklere Sürpriz
İçeriği Görüntüle

Doç. Dr. Tansü, Sütçü İmam Olayı’nın bu direnişin sembolü haline geldiğini belirterek, olayın yalnızca bir silahlı tepki değil, “bağımsızlık bilincinin ilk kıvılcımı” olduğunu ifade etti:

“Sütçü İmam Olayı, bir şahsın öfkesinden değil, bir milletin onurundan doğmuştur. Kadınların, çocukların, masumların haysiyetine yönelen işgalci tavırlara karşı, halkın içinden birinin silaha sarılması; bu toprakların asla teslim olmayacağının ilanıdır. O kurşun, sadece Maraş’ta değil, tüm Anadolu’da yankılanmış ve istiklal mücadelesini başlatan kıvılcım olmuştur. Akabinde gelişen hadiselerde Türk bayrağı kaleden indirilmiş. Bu kez de Rıdvan Hoca’nın gösterdiği dirayet ve öncülükle ayağa kalkan Maraşlılar, ay yıldızlı bayrağını tekrar kale gönderine çekmiştir. Böylece Maraş’ın esaret altında yaşayamayacağı anlaşılmıştır. Nihayetinde, Ocak ayının son günlerinde başlayan kanlı çarpışmalar ve 22 gün 22 gece süren savaşın ardından, 11 Şubat 1920’de Maraşlıların azim ve fedakarlığı ile Fransız işgaline son verilmiştir.”

Tansü, konuşmasında ayrıca Fransız ve Ermeni birliklerinin işgal sürecindeki rolüne ve dönemin sosyo-politik yapısına dair tarihsel belgelerden örnekler verdi. Maraş’taki Amerikan Koleji gibi misyoner okullarının, dönemin propaganda ve ayrıştırma faaliyetlerinde üstlendiği rollere değindi.

“Amerikan Kolejleri yalnızca eğitim kurumları değil, aynı zamanda ideolojik dönüşüm merkezleri haline getirilmiştir. Yüzyıllardır aynı mahallede yaşayan Türk ve Ermeni komşular arasına nefret tohumları ekilmiş, bu süreçte dinî ve kültürel bağlar koparılmıştır. Bu kırılmanın bedelini hem Ermeniler hem de Türk halkı ağır şekilde ödemiştir.”

Konuşmasının devamında Doç. Dr. Tansü, Kahramanmaraş halkının savaşın en zor dönemlerinde dahi umudunu kaybetmediğini vurgulayarak, “direniş ruhunun” yalnızca silahla değil, inanç ve dayanışmayla da yürütüldüğünü dile getirdi:

“Maraş halkı, imkânsızlıklar içinde bile vatan sevgisinden, imanından ve dayanışma ruhundan güç almıştır. Kadınlar cephane taşımış, çocuklar haber götürmüş, yaşlılar dua etmiştir. Herkes, bağımsızlığın bir ucundan tutmuştur. Bu topyekûn mücadele, Türk milletinin karakterinin en belirgin göstergesidir.”

Deprem sonrası Kahramanmaraş’ta gördüğü yeniden doğuşa da değinen Tansü, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Bugün bu kadim şehir, tıpkı yüz yıl önceki gibi yeniden ayağa kalkıyor. Bu toprakların insanı, yıkımdan sonra umudu yeniden inşa etmeyi bilir. Çünkü bu şehir, direnişin ve dirilişin sembolüdür. Millî Mücadele’de gösterilen o azim, bugün de Kahramanmaraş’ın ruhunda yaşamaktadır.”

“Millî Mücadele Ruhu Gelecek Nesillere Aktarılmalı”

Kent Hafızası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Ümmet Soydemir ise açılış konuşmasında, Millî mücadelenin sembolü olan bu olayın, Türk milletinin bağımsızlık karakterinin bir yansıması olduğunu belirtti. Soydemir şunları kaydetti:

“Sütçü İmam’ın düşmana ilk kurşunu atarak yaktığı istiklal ateşi, milletimizin hürriyet sevdasının en güçlü göstergesidir. Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.”

Yoğun Katılım ve Plaket Takdimi

Konferansa, MHP İl Başkanı Mansur Metehan, KİÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Seçil Fettahlıoğlu, Onikişubat Belediye Başkan Yardımcısı Ramazan Kibar, İl Kültür ve Turizm Müdürü Eshabil Yıldız, İŞKUR İl Müdürü Ali Güner, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Bestami Gül, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.

Programın sonunda, günün anısına KİÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Bakan ve Milletvekili İrfan Karatutlu, konuşmacı Doç. Dr. Yunus Emre Tansü’ye plaket ve teşekkür belgesi takdim etti.