Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinde yaşanan hava kirliliği artık sıradan bir çevre sorunu değil; resmen halk sağlığını hiçe sayan bir sorumsuzluk zinciri.
GÖKHAN ÜNLÜ
Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinde yaşanan hava kirliliği artık sıradan bir çevre sorunu değil; resmen halk sağlığını hiçe sayan bir sorumsuzluk zinciri.
Çevre yolu üzerindeki fabrikalar, bacalarından çıkan dumanla yalnızca gökyüzünü değil, hepimizin ciğerlerini de kapkara ediyor.
Bu tesislerin çoğunda baca filtreleri ya çalıştırılmıyor ya da göstermelik çalıştırılıyor.
Teknik raporlar açık: PM2.5, PM10, VOC… Ne ararsan var. Emisyon limitleri de sık sık aşılıyor ama ne hikmetse kimse bu tesislerin kapısına bir “ceza” yazmaya yanaşmıyor. Çünkü herkes topu birbirine atıyor: OSB yönetimi susuyor, Çevre İl Müdürlüğü susuyor, belediye bakmakla yetiniyor.
Peki sonuç? Türkoğlu halkı kirli havayı solurken, bazı fabrikalar maliyet düşürmek için filtreyi kapatmanın hesabını yapıyor.
Kâr hırsı uğruna halkın sağlığını umursamayan bu zihniyet, her gün biraz daha zehir saçıyor. Üstelik kapasite artışı isteyen tesisler için ÇED süreci bile kâğıt üzerinde işliyor muş gibi duruyor.
Halkın haberi bile yok; toplantılar formalite, raporlar ise birer prosedür den ibaret.
Bu ilçede yaşayan insanlar temiz hava dilencisi olmak zorunda değil. Çocuklar, yaşlılar, astım hastaları; hepsi bu kirli havanın doğrudan hedefi.
Birileri hâlâ bu sorunu “büyütülmüş” olarak görüyorsa, buyursun sabahın erken saatlerinde çevre yolunda yürüsün; boğazına oturan o kimyasal dumanı hissedince gerçeği anlayacaktır.
Artık kimse kusura bakmasın:
Filtre çalıştırmayan, emisyon limitini aşan, insan sağlığını hiçe sayan fabrikalar acilen denetlenmeli ve ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
Sessiz kalan kurumlar da bu ihmalin ortağıdır.
Türkoğlu halkının tek istediği bir lüks değil, bir temel haktır:
Temiz hava.