Nermin Güday Kaçar ile…

Kısaca kendinizi anlatır mısınız? 1969 yılı Bolu doğumluyum. Evli ve bir kız Annesiyim. İki de torunum var. Yirmi sekiz yıl Devlet memurluğu yaptıktan sonra 2015 yılında emekli oldum. Yirmi yıl önce yazmaya başladım. İlk yazım “ Sanat Sokağı Dergisi” nde yayınlandı. Sonra da yazmaya devam ettim. Basılmış iki kitabım var. İlk kitabım “ Hüzün Dalgaları” 2012 yılında yayınlandı. İkinci kitabım “ Bilinmezin Peşinde” ise 2019 yılında yayınlandı. Sade bir yaşam süren biriyim. Pozitif düşünürüm ve sakin bir kişiliğim vardır.

Ne kadar zamandır yazıyorsunuz? Okumayı çocukluğumdan bu yana çok severim. Yazmaya ise yirmi yıl önce başladım. Yazmanın büyüsüne kapılarak yazmaya devam ediyorum.

Yazmanızda en büyük etken nedir? Yazmak beni çok rahatlatıyor. Düşüncelerimi, duygularımı, hayallerimi yazıya dökmek harika bir duygu. İlk başlangıçta, yazdıklarım kendi anılarım olmuştu. Şimdi ise sokakta yürüyen bir kadının hayat hikayesini hayal gücümle öykü veya romana dönüştürebilmek, onun adıyla yaşamak mutlu ediyor. Toplumsal sorunlarla ve yaralarla mücadele etmenin bir yolu bana göre yazmaktır.

Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki? Yazarken çoğunlukla zorluk çekmiyorum. Konu başlığını seçtikten sonra daha kolay yazıyorum. Konudan sonra öykünün girişine başladığımda devamı geliyor. Sadece yaşanmış öykülerde sıkıntı oluyor. Kendimizle ilgili olurken sorun olmuyor fakat başkalarına ait bir konuyu seçtiğinizde risk artıyor. Onun için de ben genelde kurgulama yapıyorum. Gerçeğe yakın, akla mantığa uygun ilerlediğinizde de başarılı bir eser çıkıyor ortaya. Hangi mekânda ve toplumun hangi kesiminde geçiyorsa, çok doğal bir şekilde ilerlemeli metin. Okuyucu o metinde kendini bulabilmeli.

Kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor.? Kitabım her yaş grubuna hitap edebilecek özellikte. Fakat son gözlemlerime göre yirmi- otuz beş yaş arası yaş grupları daha çok ilgi gösteriyor.

Yazarken ilham aldığınız şey nedir?Bir kişi olabilir bir nesne olabilir.O ilham periniz size ne olunca geliyor? Yazmak disiplin istiyor. Onun içinde gün içinde belirlenen bir saatte klavyenin başına oturup yazmak gerekiyor. Ben bu konuda çok disiplinli değilim açıkçası. Ama bu kuralı uyguladığımda daha çok verim alıyorum. İlham perisinin ne zaman geleceği belli olmaz. Bir fikir bazen uykuya dalacağınız anda gelir aklınıza. Onu not ederseniz devam ettirebilirsiniz. Yazmak için oturduğumuz bazı zamanlarda da bir cümle dahi yazamazsınız. Sürahinin içinin dolması ve yazarak onu boşaltmanız gerekir. O arada belki aylarca yazamazsınız. Sabırla beklemek gerekir. Ve sonunda zamanı gelince ilk kelimeden sonrası yıldırım hızıyla akar gider. Ben çok okuyan biriyim. Okumak, biz yazarların besin kaynağıdır. Etkilendiğim olaylar da beni yazmaya iter.

Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı? Ben her türlü kitabı okurum. Ama benim çok sevdiğim yazarların başında Yaşar Kemal geliyor. Aslında ben Türk Edebiyatını daha çok seviyorum. Batı klasiklerini bitirdim sayılır. Yerli- yabancı beni geliştirecek bütün yazarları okumayı seviyorum. Daha çok tarihi romanları ve halkın içinde geçen konuları ele alan kitapları okumayı seviyorum. Çok ağır dilde yazılmış kitapları okuyamıyorum. Dili sade ve Türkçeyi kullanan yazarlar ilgimi çekiyor. Benim stilimde aynı aslında. Sade bir yazım dilim olduğunu düşünüyor çoğu okurum.

Peki, yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç? Kitap fuarlarına katılamadığım için kimseyle tanışma fırsatım olmadı maalesef.Sadece Bolu’ da gerçekleştirilen bir kitap fuarında Sinan Akyüz ile tanışmış, kısa bir sohbet imkanım olmuştu.

Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? Konularımı hayattan, insanların yaşamından seçmeye çalışıyorum.

Peki, son olarak buradan okurlarınıza seslenmek isterseniz ne derdiniz? Okurlarıma sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum. Biz tanınmamış yazarların, tanınmış yazarlarla kıyaslandığında şansımız yok denecek kadar az. Yazan sayısı çok fazla ülkemizde. Fakat okuyan sayısı yeterli değil.Tozlu rafların arasında kaybolup giden o kadar güzel eserler var ki! Tanınmadığı, okunmadığı için çoğu yazmaya küsüyorlar. Onun için yeni yazarlara da şans versinler. Bizi unutmasınlar, küstürmesinler. Sizlere de ayrıca teşekkür ediyorum. Bana bu olanağı sağladığınız için. Benim amacım,yüreğimde biriken ve kağıda dökülenlerin sonraki kuşaklara aktarmak.Kitaplarım internet üzerinde satışta. Eğer okurlarsa çok mutlu olurum.

Kafanızdaki bütün siyasetçileri unutun!