“Oyumu Kime Versem” dediğinizi duyuyorum

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketinde tüm Türkiye yasa boğuldu. Acıyı, kederi, hüznü ve çaresizliği 7’den 70’e hepimiz yaşadık. Ölüp ölüp ‘dirildik’. Umudumuzu yitirme derecesine geldik. Saat 4:17 geçe hepimiz ellerimizi semaya açıp, dualar eşliğinde şahadet getirdik. Kimimizin annesi -babası, kimimizin eşi, kimimizin kardeşleri, kimimizin çocukları, kimimizin de sevdikleri enkaz altında kaldı. Göçük altından bir ses duyduğumuzda, acı ile karışık sevinç gözyaşları döktük. Enkaz altında hayata tutunabilmek için, yaşam mücadelesi veren sevdiklerimiz için, saniyeler bir gün gibi geçer olmuştu. Her yer karanlık, her yer acı, her yer tuz buz… Nefesimizle ısıttık ellerimizi.

Pandemide karantinada kalırken sıkıldığımız o sıcak yuvamızdan eser kalmamıştı. 7.7 şiddetindeki deprem koparmıştı bizi sevdiklerimizden, yuvamızdan. Yıllarca alın terimizle kazandığımız her şey saniyeler içerisinde yerle bir olmuştu. Can kaybımız çoktu.

Yüreğimiz dağlandı, içimiz yandı. Malın, mülkün, paranın, pulun esamesi bile okunmuyordu hafızalarda.

Kimimizin, belki de cebinde bir kuruşu yoktu. Tüm her şeyini kaybetmişti; ‘çok şükür canımız sağ’ diyerek teselli oluyordu.

***

Acı ama gerçekleri yaşadık biz KAHRAMANMARAŞ’ta.

İhmal’leri yaşadık.

İhtimal’leri yaşadık.

Vurdumduymazlık’ları yaşadık.

Göz göre göre’leri yaşadık.

Önlemsizlik’leri yaşadık.

O kadar çok şey yaşadık ki, birden 60 YIL YAŞLANDIK.

Yaşadık mı yoksa yaşatıldık mı? Bunun cevabını ise herkes kendi hür ve pür iradesiyle; “kaza” ve “kader”i ayrıntılı bir şekilde araştırarak bulabilir.

Yaşadıklarımız kelimelere, cümlelere, satırlara ve hatta sayfalara bile sığmaz. O acımızı, çilemizi, hüznümüzü unutmakta, unutturmakta mümkün değil. Depremin ilk gününden bu yana bir kardeşimizin yarasına merhem olan, karnını doyuran, sıkıntısını gideren herkesten Allah razı olsun.

***

Şimdi diyeceksiniz bunları neden yazdın?

Bunları hepimiz yaşadık ve biliyoruz. Bir çok şey de UNUTULDU, UNUTULDUK dediğinizi duyar gibiyim. Bize farklı şeylerle gel diyorsunuz biliyorum.

Mesela Kahramanmaraş siyasetinde neler olup bitiyor,

Seçime de çok bir şey kalmadı,

Partiler Kahramanmaraş’ta kaçar vekil çıkarır,

Partilerde tanıdığımız adaylar var mı acaba?

Mevcut vekillerle yola devam mı?

Acaba oyumuzu kime versek, diye mırıldananımız vardır elbet.

**

SİYASET DEMİŞKEN..

14 Mayıs Seçimlerine 1 aydan kısa bir süre kaldı. Birçoğumuz kime oy vereceği konusunda kararsız, çaresiz, umutsuz. Parti bazlı bakan da çok, isim için oy veren de... Tabiki vaatler de çok önemli.

Partilerin vaatlerini bir kenara bırakalım. Çünkü tüm adayların birbirinden önemli ve birbirinden değerli vaatleri var. Umut ediyoruz ki kim seçilirse seçilsin verdiği vaatlerin hepsini yerine getirsin. Tabiki vaatlerde çok önemli ama vaatlere geçmeden önce şunu göz ardı etmememiz gerekiyor.

Şimdi gözlerimizi kapatalım, Allah bir daha yaşatmasın dediğimiz, o acı günden bu güne kadar olan zaman dilimini gözümüzün önünden film şeridi gibi geçirelim.

Sonrada kendimize şu soruyu soralım.

O zor günümüzde;

Kim yanımıza geldi?

Kim yanımızda oldu?

Kim acımızı paylaştı?

Kim aradı?

Kim sordu?

Kim destek oldu?

Kim elini taşın altına koydu?

Kim bir tas çorba verdi?

Üzerinden deprem psikolojisini atamayan çoktur benim gibi…

Bu sorulara herkesin vicdanı doğru cevap verecektir.

Kimin aklına bile gelmedik, şimdi bizden oy istiyor, dediğinizi de duyar gibiyim.

Vicdanı olan, siyaset anlayışıyla değil de, Allah korkusuyla yola çıkan tüm adaylarımızın elbette birbirinden değerli projeleri var. Ama önceliğimiz, insanlığı ve kul hakkını düşünen isimlerden yana olsun!

Mücahit Dalkara, parolaajans.com

Editör: TE Bilisim