SDG Terör Örgütüne Dikkat! (2)
PROF. DR. TAMER ÜSTÜNER (*)
Suriye yönetimi şunu iyi bilmeli, ABD ve İsrail başta olmak üzere Ortadoğuda büyük planları ve projeleri var bu plan nedir? Suriye’nin petrol rezervlerin yüksek olduğu, nadir element rezervlerin fazla olduğu, su kaynakların zengin olduğu bölgeleri özellikle ABD ve İsrail’in baskısı, yönlendirmesi ile SDG ele geçirmek istiyor.SDG Türkiye’nin çok iyi tanıdığı PKK ve YPG’nin bir uzantısı olan terör örgütüdür. Bunlar Türkiye’de tutunamadı ve yaşam şansı bulamadı ama ABD’nin rehberliğinde bu teröristler güya sivil STK’lar gibi muamale görsün diye toplum ve devlet tarafından bu şekilde muamele görsün diye “Suriye Demokratik Güçleri (SDG)” ismi altında Suriye, Irak ve İran’ıda hedefine alan bir terör örgütüdür. Bunu ABD, İngiltere, Almanya ve İsrail bu paravan terör örgütünü Türkiye’ye kabul ettirememiştir. Türkiye’nin baskısıyla kendini aslında tüm Ortadoğu’da PKK, YPG, SDG gibi tüm alt bileşenleriyle fesh etmiştir. Ama bu alt bileşenlerden SDG Suriye’de iç savaştan yeni çıkmış yönetime entegre edilmeye çalışılıyor bu durum ilerde Suriye’nin başını çok ağrıtacaktır...
Görünürde ABD’nin dayatmalarıyla ama arka planda Siyonist İsrail’in istek ve hayaliyle SDG bugün için maalesef Suriye ile anlaşma yapmıştır. Teröristler hiçbir zaman Devletin kamu kurumlarıyla ve askeri birliğiyle entegre olamaz. Bunlar ancak olsa olsa ıslah evlerinde ıslah edilerek topluma zararsız birey haline getirilebilirsiniz eğer bunları (SDG) ordunuza ve kamu kurumlarınıza entegre etmeye çalışırsanız bugünkünden daha büyük yıkım yaşayabilirsiniz.Ama Şara ne yapsın? içinde bulunduğu zayıf ve kırılgan durumu ABD ve İsrail karşısında buna mecbur etmiştir.
Suriye'de doğu ve kuzeydoğu vilayetlerini büyük oranda kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etti.Anlaşma Suriye geçici yönetimi lideri Ahmed eş-Şara ile SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından 10 Mart 2025 tarihinde imzalandı.
ABD Dışişleri Bakanı MarcoRubio da "ülkenin kuzeydoğusunu birleşik bir Suriye'ye entegre edecek" bu anlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.Niye memnun olmasınlar ki Suriye’de ilerde baş kaldıracak önemli askeri ayaklanmaları yapabilecek bir zemin bulmuşlardır.SDG’li teröristler ABD’nin rehberliğinde İsrail’in de verdiği lojistik destek ile Suriye’nin şimdiki ordusunun on katı büyüklüğünde güce erişebileceğini kimse tahmin edemiyor.
Suriye yönetimi lideri Ahmed eş-Şara ile SDG elebaşı Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma neler içeriyor?
Anlaşmanın birinci maddesinde "Tüm Suriyelilerin siyasi süreç ve devlet kurumlarındaki temsil ile katılımının, etnik ve dini kimliklerine bakılmadan garanti altına aldığı" ifade ediliyor. Bu gerçekleşebilir ve uygulanabilirdir.
İkinci maddede ise "Kürt toplumu, Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası" olarak tanınıyor ve "vatandaş olma hakları dahil, tüm anayasal hakları" garanti altına alınıyor.Bu gerçekleşebilir ve uygulanabilir.
Kuzeydoğu Suriye (özellikle “Rojava” bölgesi) içindeki tüm sivil ve askeri kurumlar, ayrıca sınır kapıları, havaalanları, petrol ve doğal gaz sahaları dahil olmak üzere, Suriye devlet yönetimi çerçevesinde entegre edilecektir. Bu SDG’liler her şeyi yapsa bile bunu kesinlikle yapmazlar ve yapamazlar çünkü orada varoluş nedenleri petrol ve doğal gaz kaynakları değil mi? ABD ve İsrail’in emperyalist ruhları buna müsaade etmez…Bu anlaşmayla ülkede SDG kontrolü altındaki zengin petrol ve gaz sahalarının kontrolü devlete geçecek.Buna inanan varsa gerçekten çok saf!
Yapılan anlaşmayla, SDG, "Suriye'nin güvenliği ve birliğine yönelik her türlü tehditle mücadelede" hükümeti desteklemeyi kabul etti. Bakın birkaç yıl sonra Suriye’de sinsice iç savaşı planlıyorlar… Bu antlaşma aynı İsrail’in yaptığı gibi kağıt üzerinde kalacak ve buna dur diye bilecek sadece Türkiye olacaktır….Ne Şara nede Suriye ordusu bu ABD ve İsrail maşası SDG’liler ile baş edemeyecektir.
Anlaşma aynı zamanda yerlerinden olan Suriyelilerin, evlerine geri dönüşünün sağlanması başlığını da içeriyor. Bu madde de sorun yok gerçekleşebilir….
Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir.Evet kağıt üzerinde her şey güzel gibi görünüyor ama sahada böyle olmayacağı kesindir.Bunu ancak Suriye yönetimi ve gerçek Suriyeliler red eder diğer gruplar (eski rejim, SDG, ABD ve İsrail) ise nefret ve ayrışmayı red etmez, aksine körükler…Keşke zaman beni haksız çıkarsa…
Suriye devleti, eski rejimin kalıntılarıyla ve ülkenin birliği ile güvenliğini tehdit eden unsurlarla mücadelede desteklenecektir.Bakın burada eski rejim kalıntıların SDG ile işbirliği yapmayacağının garantisini kim verebilir?
SDG'nin bazı kaynaklara göre 40.000 ila 60.000 savaşçısı olduğu ve bunların 20.000 ila 30.000'inin YPG'ye ait olduğu tahmin ediliyor.Bunlar gerçeği yansıtmıyor, ABD ve İsrail savaş baronları gibi, tam mafya vari düşüncelerle hareket eden üst akıl olduğu için SDG Suriye ordusunu hem sayısal olarak hem de askeri teçhizat, silah ve ekipman olarak katlayacaktır.
Oysa Türkiye, SDG'nin omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri'ni (YPG) ve bağlı olduğu, Suriye'nin kuzeyinde geniş bir alanı yöneten Demokratik Birlik Partisi'ni (PYD), PKK'nın uzantısı olarak görüyor ve "terör örgütü" olarak nitelendiriyor.
(*) PROF. DR. TAMER ÜSTÜNER, Kahramanmaraş Sütçüimam Üniversitesi Öğretim Üyesi