Geçtiğimiz haftadan itibaren Türkiye’nin Akdeniz bölgesinden Ege bölgesine, İç Anadolu bölgesinden Marmara bölgesine kadar eş zamanlı olarak 84 farklı noktadan orman yangınları başladı. Adeta Türkiye’nin ciğerleri yanıyordu…. Bu yangınların bu denli büyük çapta meydana gelmesi geride büyük yıkımlar meydana getirdi. Bu yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet yaralılara da acil şifalar diliyorum…

Ormanın faydaları hakkında ciltlerce kitap yazılabilir, ilkokul çağından itibaren ormanın faydalarını anlatan kitaplarla tüm çocuklarımız tanışıyor ancak uygulamada bu yönde bir bilinç göremiyoruz…Toprak erozyonunu önlemeden iklim rejimlerini iyileştirmeye kadar, binlerce canlıya yaşam alanı sağlamasından atmosferimizdeki oksijen miktarına artırmasına kadar sayısız faydaları olduğunu hemen hemen herkes biliyor ama…

Orman yangınların altında yatan birçok nedenler olabilir, terörist saldırılar, kundaklama, sabotaj, arazi açma düşüncesinde olanlar, gaspçılar, arazi emlak düşkünleri, orman köylülerince kasıtlı veya kasıtsız birçok nedenle orman yangınlarıyla her yaz karşılaşıyoruz. Kazara veya dikkatsizlik yüzünden de orman yangınları meydana gelmektedir. Bilinçsiz piknikçiler de zaman zaman orman yangınlarına neden olabiliyorlar…Ormanda piknikçilerin cam şişeleri rast gele etrafa atmaları da gizli orman yangın nedenlerindedir. Yine bilinçsiz vatandaşların karayollarında araç kullanırken dışarı attıkları sigara izmaritleri yüzünden de önemli oranda Orman yangınlarına neden olabilmektedir. Yaz döneminde köylerde yaşayan çiftçilerin buğday ve mısır hasadı sonrası anız yakma alışkanlıkları oldukça yaygın olması da orman yangınlarını artırmaktadır.

Bu nedenlerin yanında orman kıymetini bilemeyenler ve orman sevgisinden noksan kişiliklerinde olması Türkiye’nin ciğerlerini her zaman yakmaya meyillidirler. Dört bir yandan orman yangını yaşadığımız acılı günlerde bir de algı yapıp devletin bu yangınları kasıtlı çıkardığı yaygarasına ne demeli? Güya devlet bu yanan bölgelere turistik oteller yapacak demelerine akıl tutulması diyorum…Ben de şunu söylüyorum devlet ormanın koruyan ve yaşatan bir kurum iken orman arazisinde gözü olan fırsatçılar, gaspçılar ve de siyasi rant devşirmeyi fırsat bilen aç gözlüler….(!). Hırsız çevresindekileri de hırsız sanırmış…

Dünyada Türkiye’den başka teröristlerce ormanları hedef alınan bir ikinci ülke yok! Bu teröristler alçakça, korkakça vur kaç yaparak ormanlarımızı yaktıklarına çok şahit olduk…Bu alçaklar sadece ağaçları yakmıyor ormanın barındırdığı binlerce canlıyı da katlediyorlar…Bu alçaklar elbet adalet karşısında hesabını verecekler, zaten bir teröristin ortalama yaşam süresi 5-10 yıl arasında değişiyor…

Türkiye ki bir ABD veya Kanada gibi orman zengini bir ülke değil aksine her gün ağaç diksek örnek verdiğim ülkelere yetişmemiz mümkün değil…Bu ülkelerdeki ormanlardan bir dal kesip gidene rastlamadım. Bu ülkelerde orman zenginliğini ve insanların orman bilincini yerinde gördüm ve Türkiye’nin bu yönde çok mesafe kat etmesi gerektiğini düşünüyorum…

Sayın Bakanımıza önerilerim; Orman kanunun yeniden acil şekilde güncellenmesine ihtiyaç hasıl olmuştur. Kesinlikle ilgili kurumlar, komisyonlar, bilim insanlarından oluşacak bir çalışma heyeti oluşturularak ormanlarımızı koruma altına almamız gerekir. Ormanlarımızı her yönüyle koruyan ve kollayan yasaları çıkarmamız gerek. Bu kanunlar radikal olmak zorunda… Orman teröristlerine karşı müsamahasız ve caydırıcı en ağır ceza bir an önce çıkarılmalıdır. Orman yangınlarına neden olanlar her ne olursa olsun ister teröristler ister sıradan vatandaş olsun yangına neden olanlar kesinlikle müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. Bu kişilere hem muhabbet hapis cezası verilmeli hem de kolluk kuvvetlerin kontrolünde orman işlerinde çalıştırılmalıdır. Hiçbir nedenle verilen ceza ertelenmemeli ve af kapsamında olmamalıdır. Geçmişte biliyoruz bazı arazi açma niyetiyle uyanıklar kendilerini akıllı sanan zavallılar çocukları bu amaçları için kullanıyorlar. Bu çocuklara para vererek kasıtlı yangın çıkartıp o yanan yere bir anda gece kondu kuran gaspçılarda var…Saf bildiğimiz köylülerden kendi buğday veya mısır tarlalarında anızı yakarak da orman yangınlarına neden olanlar var bu ülkede…Hemen akabinde o yanan alanı binbir entrikayla sahiplendiklerini de biliyoruz…İster çocuklar isterse kadınlar olsun orman yangınına neden olan her kimse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. Aynı zamanda bu kişiler ormanın yeniden imarında günde 10 saat olmak üzere jandarma kontrolünde çalıştırılmalıdır. Bakalım o zaman bu orman düşmanları hizaya gelecek mi yoksa gelmeyecek mi?

Orman sevgisinden ve koruma duygusundan noksan insanlardan ormanlarımızı korumak için aynı zamanda kolluk kuvvetlerin giriş çıkışlarda yanıcı madde, kibrit, çakmak gibi yangına neden olabilecek malzeme girişini yasaklamalı yine mesire alanlarına giriş çıkış saatleri getirilmelidir. Ormanlık alanlarda yine kolluk kuvvetlerinden kontroller yapılmalıdır. Yıllarca ormanı sev ve koru sloganlarını yazdık ve söyledik ama neticede değişen bir şey olmadı….Bu nedenlerle ağır cezalar derhal getirilmeli ki caydırıcı özelliği olsun yasaların….

Orman yangınlarına birçok bölgede anız yakmalarda neden olabilmektedir, anız yakanlara hem de tarla sahibinin benim haberim yoktu yalanlarına göz yummadan çok ağır cezalar verilmelidir. Bu konuda Çukurova’da ve Kahramanmaraş’ta her yaz anız yangınlarına şahit oluyoruz. Tabi ki bu durumu Türkiye’nin tüm bölgesinde görmek mümkün…Osmaniye ve  Kahramanmaraş’ta geçen yaz bir ilçenin köyünde ilaç denemesi kurduğum tarlanın sınırında bir vatandaş geldi mısır anızını yaktı, uyarmamıza rağmen yaktı bende il müdürü arkadaşımı telefonla arayarak suç duyurusunda bulundum ancak anız yakanlara kendi müdürlüklerinin bakmadığını Çevre İl müdürlüğünün baktığını söyledi, köylü fütursuzca tarlasındaki anız yaktı…İtfaiye aracı geldi ve yangını büyümeden söndürdü ve gitti… Görev dağılımında sorunlar var bence! Yangına karşı sadece bir kurumu ceza kesme işinde görevlendirmek yerine bunu tabana yaymada fayda var…

Anız yakana devletin her kurumu ağır ceza yazma yetkisine sahip olmalı…Muhtarlıktan tutunda belediye çalışanlarına, kaymakamlıktan valiliğe kadar, emniyetten tutunda jandarmaya kadar, tarım müdürlüğünden tutunda Çevre müdürlüğüne varıncaya kadar ceza yazma yetkisi verilmeli böylece ormanı koruma duygusu ve bilinci geniş bir tabana yayabiliriz….